Yusuf Kaplan’dan dikkat çeken çıkış: Türkler, ya yeniden İslâm’ın bayraktarı olacak ya da yok olacak

Yusuf Kaplan, Türklerin İslam’ın bayraktarlığını yapmazlarsa yok olacaklarını ifade etti. Kaplan, Türklerin tarihsel misyonlarını yerine getirmeleri gerektiğini vurguladı. Batılıların Türkleri tarihten silmek istediklerini söyleyen Kaplan, Türklerin İslam’ı yeniden bayraklaştırmasının şart olduğunu belirtti. İşte Yusuf Kaplan’ın Yeni Şafak’taki yazısı:

“Dünyaya söyleyecek bir sözümüz var mı? Bu dünyaya söyleyecek bir sözümüz yoksa, bu dünyada yaşamamızın da bir anlamı yoktur.

Türkler, İslâm’ın bayraktarıdır. İslâm’ın bayraktarı olmak Türklerin kaderidir ve insanlığın insanlığını koruyabilmesinin temeli burada gizlidir.

EHL-İ SÜNNET OMURGA: TARİH YAPMA İRADESİ

Türkler, bin yıllık İslâm tarihini yapan Ehl-i Sünnet Omurga’yı muhkem bir şekilde inşa ettiler ve oradan tarih yapma iradesi geliştirdiler. Batılılar gibi, sömürgecilik, soykırım, katliam yapmadılar.

Kudüs, Müslümanların kontrolündeyken herkes için cennet oldu. Oysa Kudüs Yahudilerin veya Hristiyanların kontrolünde olduğu zamanlarda ise herkes için cehennem oldu.

Tam da bunu yaşıyoruz işte. Gazze bunun aynasını tutuyor bize. Hakikat aynası… O aynaya bakan herkes kendini görecektir bütün çıplaklığıyla…

Türklerin İslâm’ın bayraktarı olmaları, dünyanın barış yurduna dönüşmesinin yegâne şartıdır. Kaldı ki, zaten Türklerin en büyük devletleri Osmanlı, bu topraklardan uzaklaştırıldığı için bu topraklar cehenneme dönüşmedi mi?

Osmanlı durdurulduğu için dünya tarihi tek taraflı olarak durmadı mı, durdurulmadı mı? Asya tarih yapmıyor. Afrika tarih yapmıyor. Latin Amerika tarih yapmıyor. İslâm dünyası tarih yapmıyor. Asya da, Afrika da, Latin Amerika da, İslâm dünyası da tarihten uzaklaştırıldı, Batılıların kanlı bir şekilde yaptığı tarihte tatil yapıyor sadece.

Benim buradan ırkçılık, kafatasçılık yaptığımı düşünenler olabilir. Ben burada ırkçılık yapmıyorum, ırkçılık yapmaktan Allah’a sığınırım: İslâmsız Türklük, İslâmsız Kürtlük ve İslâmsız İslâm projelerini deşifre ederek yerle bir edecek entelektüel bir ufuk çizgisi çekiyorum…

Türkleri, İslâm’dan uzaklaştırarak tarihten uzaklaştırmak ve bu toprakları savaşmadan elimizden almak istiyorlar. Kurdukları sömürgeci, pozitivist, sığ eğitim sistemiyle çocuklarımızı savaşmadan elimizden aldılar, fiilen köleleştiremedikleri bu ülkenin çocuklarını zihnen köleleştirmeyi başardılar. İçimizdeki İrlandalılar marifetiyle…

İslâmsız Türklük projesi ile Kemalizmin dini laikçiliğin buluştuğu nokta burasıdır: Laikçilik, Türklerin sadece İslâm’ın sunduğu ve bin yıllık muhteşem tarihle de ispatlanan Türk ruhu ve tarih kurucu rolünü yok etmeyi hedefliyor. Laikçilik, Türklerin zihnine geçirilmiş prangadır, Türklerin intihar vetiresidir.

ALMAN RUHU: LUTHER, KANT, BACH

Alman ruhu, Alman dehası diye bir şey var: Alman ruhunun kurucusu Protestanlık’tır. Almanlar, Protestanlığın kurucusudur. Protestanlığın kurucusu Martin Luther hem Alman ruhunun hem de Alman dilinin kurucu figürlerinden biridir.

Protestanlığı, dolayısıyla Alman ruhunu, felsefede Kant, Hegel, Fichte; müzikte Bach, Beethoven, Mozart ve Wagner kurmuştur.

LAİKÇİLİK PRANGASI: İNTİHARIN ADI

Türk ruhu, İslâm’ın bayraktarlığı rolüyle inşa edilmiş, bin yıl sadece İslâm’ın değil, dünya tarihinin akışını şekillendirmiştir.

İslâmsız Türklük, dünyada sadece Türkiye’de din katına yükseltilen laikçilik, Türkleri hem bu topraklardan hem de tarihten uzaklaştırmak için geliştirilen ihanet projesinin adıdır. İslâmsız Türklük projesiyle, bu toprakların çocuklarının İslâm’ın verdiği tarih kurucu tarihî rolü, medeniyet kurucu ruhu ve özgüveni yerle bir edilecek, Türkler, Kürtler, bu topraklarda bin yıl benzersiz bir kardeşlik örneği ortaya koyan insanlar celladına âşık edilerek birbirlerine düşman edilecek, birbirlerine omuz vermek yerine omuz vuracakları zemin adım adım inşa edilecek, ediliyor da zaten…

Türklerin bu dünyaya İslâm’ın dışında söyleyecekleri hiçbir şey yoktur. Batılıların karikatürü, palyaçosu olmaktan başka. Batılılar ve içimizdeki uyduları, Türklere kim olduklarını unutturan uydurma bir tarih yazdılar, şimdi onu dayatıyorlar.

Ahmaklar, Türklerin Orta Asya’daki pagan köklerine dönme çağrısı yapıyorlar! Bunlar Batılıların gönüllü lejyonerleri, mankurt-laştırılmış, zihni işgal edilmiş epistemik köleleri.

Cemil Meriç ne kadar haklıydı, “Batılıların en büyük zaferi, bizim tarih kitaplarımızdır” derken…

Batılılar ırkçıdır, Türkleri asla Batılı olarak kabul etmeyeceklerdir. Türkler, Batılıların ezelî düşmanıdır, öteki’sidir. Bunu zihninize kazıyacaksınız. Türkiye, Batılılaştıkça ruhunu yitirecek, batacak; böylelikle bu toprakları emperyalistlere dekor yapacaktır. Batılılar bu toprakları savaşmadan elimizden alacaklar; almak üzereler çünkü bu toprakların ruhunu taşıyan genç kuşaklar o ruhu çoktan terk ettiler, şimdi de adım adım ülkeyi terk ediyorlar!

ANTOPOLOJİK, ARKEOLOJİK VE KÜLTÜREL ÜÇ EMPERYALİZM

Bunun için aynı anda bir kaç cephede birden savaşıyorlar.

Antropolojide, Arkeolojide, Kültürde üç emperyalizm biçimi geliştirdiler ve bizi bu topraklardan sürecekler.

Antropolojik emperyalizm başarıya ulaştı: inançlarına, değerlerine, kültürüne ve tarihine yabancılaştırılan, celladına âşık edilerek mankurtlaştırılan inançlarını ve ülkeyi terk etmeye hazır yabancılaşmış bir insan tipi icat ettiler içimizdeki İrlandalıların eğitim, kültür ve sanatta gerçekleştirdikleri zihnî işgal girişimleri marifetiyle…

Arkeolojik emperyalizm de başarıya ulaşmak üzere: Bu ülkenin her bir tarafındaki gayrıislâmî tarih, kazılarla gün ışığına çıkarıldı. Bizim medeniyetimizin kurucu şehirleri! İslâm öncesi pagan kültürlerin sembolleriyle sembolize edilir oldu: Çorum, Samsun, Kayseri, Konya, Erzurum, Urfa, Diyarbakır, Mardin. Bütün Ege şehirleri… arkeolojik emperyalizmin kurbanları.

Kültürel emperyalizm hem eğitimde hem kültür ve sanat dünyasında hem de medyada tam gaz toplumun, özellikle de genç kuşakların mankurtlaştırılmasında büyük, yıkıcı bir rol oynuyor.

Uyuyoruz…

Uyandırmaya çalışanlara da ateş püskürüyoruz.

Oysa zihnimize kazımamız ve uykularımızı kaçırması gereken cümle şu olmalı: Türkler, bu topraklarda yaşayan insanlar, ya İslâm’ın bayraktarı olacak ya da yok olacak -Allah muhafaza! Ama bizi yok edemeyeceksiniz. Küllerimizden doğacağız; geleceğimizi kuracak öncü kuşakları, adam yetiştirecek adamları yetiştireceğiz ve zihnimize geçirilen pagan prangaları teker teker kıracağız, bütün insanlığın insanca dünyayı yine biz armağan edeceğiz insanlığa biiznillah…

Vesselâm.”

 

 

 

Yorum yapın