Yeni müfredata ilişkin eleştirileri sizin için derledik! Müfredatın özü yerli ve milli olmalı

10 yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktığı belirtilen ve bir haftalık askı sürecinin ardından gelecek olan son eleştiri, görüş, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda revize edilecek olan yeni müfredat taslağına yönelik öne çıkan bazı eleştirileri sizin için derledik.

Tevhidi bakış açısını yansıtması beklenen ve bir haftalık askı sürecinin ardından Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca son şekli verilecek müfredata ilişkin basında ve sosyal medyada dillendirilen eleştirilerden bazıları şunlardır:

1. Eğitim, insanların dünyayı ve varlık alemini anlama çabasının doğal bir sonucudur. Bunun bilincinde olarak ve bu anlayışla eğitim içeriği öğrencilere dünyayı ve varlık alemini anlatmanın bir aracı olarak düşünülmeli ve tasarlanmalıdır.

2. Müfredatta kullanılan dil, merkeze kendi kültürümüzü ve değerlerimizi almalı ve bütün konular bu bakış açısıyla aktarılmalıdır. Örneğin Fransız ihtilali anlatılırken Fransız gibi ya da coğrafi keşifler anlatılırken Avrupalı gibi anlatılmamalı, Fransız ihtilalinin bizi nasıl etkilediği ya da coğrafi keşiflerin sonucunda gelişen sömürü sistemi öncelikle verilmeli. Fransız ihtilalinin özgürlüğü, coğrafi keşiflerin medeniyeti getirdiği fikri bizim için geçerli olmamalı.

3. Özellikle tarih dersi ve konuları üzerinden sosyal bilgiler, Türkçe ve Hayat Bilgisi gibi derslerde geçmişle kavga etmeyen, geçmişi aşağılamayan ve kötülemeyen bir dil kullanılmalı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

4. Kitaplarda seçilen resimler, dil, örnekler, isimlendirmeler Anadolu irfanını ve kültürünü yansıtır tarzda olmalı. Müfredatta ve ders kitaplarında kullanılacak terimlerin de yine kendi köklü kültürümüzden kelimeler kullanılmasına gayret edilmelidir. Müfredat ve ders kitaplarında inanca muhalif kelimeler ve düşünceler yer almamalıdır.

5. Eğitimde müfredat ve ders kitaplarına, ideal modeller olarak tarihimizdeki şahsiyetler de eklenmelidir. Bunun için medeniyet ve kültürümüzde iz bırakan şahsiyetler, bugünün diliyle yeni nesiller ile buluşturulmalıdır.

6. Eğitim önce malumat, sonra bilgi ve nihayet hikmet olacak şekilde tedrici olmalıdır. Bu fark etme, bilme ve tefekkür derecelerine göre de farklı usuller (yöntem ve teknikler) müfredatta yer almalıdır.

7. Müfredat ferdin zihin, beden, ruh ve duygularına bütüncül bir bakış açısıyla bakmalı ve ferdin dengeli gelişimine odaklanmalıdır.

8. Müfredatta yer verilen ve önerilen öğretim yöntem ve teknikleri literatürde olan ama uygulama alanında karşılığı olmayanlardan değil, literatürde olmasa da alanda ve hayatın içinde olan geleneksel öğretim yöntem ve tekniklerini de (Öğüt ve nasihat gibi) kullanmalıdır.

9. Eğitimin evrensel boyutları olsa da özü milli ve yerli olmalıdır. Bunun için Türk eğitim sistemindeki muhtevanın dili, tabiat veya tesadüfü referans veren Darwinci tortulardan temizlenmelidir. Eğitim dilinin Türkçe ve Müslümanca olması yerli ve milli zihin inşa etmek için gereklidir.

10. Bütün özelliklerinin yanında müfredat öncelikle yerel ve gelenekseldir. Müfredat bir toplumun hayatında olan ve günlük yaşamını şekillendiren temel unsurları okulda kitaplar yoluyla öğrencilere ulaştırmalıdır. O yüzden müfredatın her şeyi öncelikle içinde bulunduğu toplumun belirgin bütün özelliklerini derse yansıtmalıdır. Bundan sonra gerekli durumlarda evrensel de olabilir. Bunun tersi tamamen yanlış ve zararlıdır.

Müfredat programları içinde sorgulanması gereken konular:

1. Müfredatın ortak metninde ifade edilen felsefe, bize ait dünya görüşü ve bu görüşe uygun tanımlanan öğrenci profili kısmen güzel olmakla birlikte; bu felsefe ve profil, programların büyük kısmına yansımamıştır.

2. Değer modeli olarak geliştirilen EDE modelinde ve öğrenci profilinde manevi değerlere ve inancımıza yeterince yer verilmemiştir.

3. Değer modeli olarak geliştirilen EDE modelinde yer aldığı kadarıyla değerlerin (Adalet, aile bütünlüğü, mahremiyet, vatanseverlik, vs.) programlarda yeterince işlenmemiş ya da ortak metinde ifade edilen manevi ve kültürel değerlerden soyutlanarak kullanılmıştır.

4. Programların, özellikle Fen Bilgisi, Biyoloji, Fizik, Kimya gibi alanların yazılışında evrimci, ateist, doğacı bir görüşün hâkimdir. Kullanılan dil bizim kültürümüzdeki yaratılış inancına zıttır.

5.Başta tarih dersi olmak üzere sosyal bilgiler, inkılap tarihi, insan hakları ve vatandaşlık ve hayat bilgisi dersleri kültürel öğeleri en çok taşıyan ve tarihi ve kültürel kodlarımız üzerine hazırlanması gereken derslerdir. Bu derslerde merkezde kendi tarihimizin yer alması ve buradan başlayarak dünyadaki diğer olaylar ve yaşam şekilleri verilmesi gerekir. Yani kısaca özellikle bu kitaplar bize bizi anlatmalıdır. Programlara bu gözle bakıldığında bu programlarda merkezde “bizim” olup olmadığımız sorgulanmalıdır. Yer yer kültürel öğelere yer verilse de; merkezde olmakla yer verilmek arasında fark vardır.

6. Programda Atatürk ve Atatürk ile ilgili konuların veriliş şekli ve yoğunluğu sorgulanmalıdır.

7. Program ana metnindeki beceriler ve bu becerilerin kültürel arka planını programlara pek yansımamıştır.

9. Benlik eğilimleri kültürel değerlerimizle uyumsuzdur.

10. Sosyal eğilimler, kültürel kodlarımızla uyumsuzdur.

11. Entelektüel eğilimler, kültürel geçmişimizle uyumsuzdur.

12. Sosyal duygusal öğrenme becerileri de kültürel mirasımızla uyumsuzdur.

Medyada dolaşan diğer eleştiriler şöyledir:

1. Milletin beklentisi tevhidi bakış içeren öğretim programlarının yazılması

2. Müfredat merkeze kendi kültürümüzü almalı

3. Atatürk ile ilgili yanlış bilgiler üzerinden değer üretilmeye çalışılmamalı

4. Biyoloji dersi başta olmak üzere Allah’ın eserlerini anlatan dersler önce Allah’ı anlatmalı

5. Tarih dersi önemli bir kısmı çarpıtma olan bilgilerden temizlenmeli

6. Ders kitaplarında kullanılan kavram, sembol, resim ve şekiller özellikle bizim kültürümüze ve sosyal hayatımıza yönelik olmalı.

7. Programda yer alan değerler kitaplarda da olmalı

8. Değer modelinde manevi değerlere de yer verilmeli. İnançlı olmak gibi.

9. Hayat bilgisi dersi özellikle çocuklara bizim hayatımızı anlatmalı ve günlük hayatımızın içinde yer alan öğelere yer vermeli. Çocuk kendisini kitabın içinde görmeli. Yemek adabı, günlük dualar, büyüklerle ilişkiler, sosyal yaşamı doğru anlatmalı. Hayat bilgisinin içinde camii, ibadet, okul, ev, aile ve aile büyükleri doğru şekilde ve bizde olduğu gibi resimlenmeli ve anlatılmalı. Bunlar programlarda yer almıyor.

10. Sosyal bilgiler dersleri günlük sosyal hayatı doğru şekilde vermeli. Toplumsal yapımız batılı model ve kuramlarla ve kavramlarla anlatılmamalı. Aile ziyaretleri, misafirlik, zekat, sadaka, evlilik, kadın erkek ilişkisi ve cinsiyet rolleri inanç ve kültür kodlarımıza göre sosyal bilgiler programında yer almalı

11. Türkçe kitabında kadim ve kültürümüze ait kavramlar yaygın şekilde kullanılmalı. Eski ve geleneksel diye terk edilen doğru ve anlamlı kavramlarımıza mümkün olduğu kadar çok yer verilmeli.

12. Müslüman ve Türk bilim adamları ve düşünürlere çokça yer verilmeli.

13. Dost ve düşman doğru anlatılmalı. Çocuklar dostunu dost, düşmanını düşman olarak görmeli. Özellikle tarih ve sosyal bilgiler derslerinde hangi ülkelerin dost hangi ülkelerin düşman olduğu, hangi ülkelerle tarihte dayanıştığımız ve hangileri ile savaştığımız doğru şekilde verilmeli.

Yorum yapın