Yeni Dönemin Felaketi: Trafikte Telefon Tehlikesi!

1970’li yıllarda Türkiye’nin yollarında en büyük tehlike, direksiyon başında uykuya dalan sürücülerdi. Uzun ve yorucu yolculuklar, yetersiz dinlenme alanları ve bilinçsizlik, trafik kazalarının başlıca sebebi olurken, direksiyon başında gözleri kapanan sürücüler ne yazık ki ölümle sonuçlanan kazalara sebebiyet veriyordu. Ancak bugün, teknoloji ilerledikçe ve yaşam tarzlarımız değiştikçe, trafik kazalarının arkasındaki temel sebep de değişti: Direksiyon başında telefonla uğraşmak!

Evet, 70’li yılların tehlikesi uykuya dalmakken, günümüzün en büyük trafik sorunu sürücülerin akıllı telefonlarına bağımlı hale gelmiş olmaları. Hükümetimizin yıllardır yolları genişletmek, köprüler, tüneller inşa etmek gibi devasa yatırımlar yaparak trafiği rahatlatma çabalarına rağmen, bu insan kaynaklı sorun trafik güvenliğimizi tehdit etmeye devam ediyor.

Telefon bağımlılığı o kadar ciddi boyutlara ulaşmış durumda ki, trafikte her an yanımızdaki araçtaki sürücünün sosyal medyada gezinmesi, mesajlaşması ya da telefon görüşmesi yapması an meselesi. Hızla akan trafiğin ortasında, direksiyonda ellerini bırakan sürücüler yalnızca kendi hayatlarını değil, çevresindekilerin de canını tehlikeye atıyor.

Ancak burada önemli bir konuya dikkat çekmek gerekiyor: Sorumluluğu yalnızca sürücülere yükleyemeyiz. Bu sorun, teknolojiye bağımlı bir toplumun yansıması. Akıllı telefonlar, internet ve sosyal medya, hayatımızın her alanında yer kaplarken, trafik gibi ciddi bir konuda bile odaklanmamızı engelliyor. Hükümetimiz bu alanda önemli düzenlemeler yapmaya çalışsa da, trafik güvenliği sadece kanunlarla değil, toplumsal bilinçle sağlanabilir.

Şimdi birileri çıkıp, “Bu hükümet neden çözüm üretmiyor?” diyebilir. Oysa ki, AK Parti hükümetleri, son 20 yılda trafikte güvenliği sağlamak adına önemli adımlar attı. Yollar genişletildi, köprüler ve tüneller yapıldı, trafik denetim sistemleri geliştirildi. Ancak ne yazık ki bu modernleşme ve ilerleme, bazı sürücülerin sorumsuz davranışlarıyla gölgeleniyor.

Özellikle genç sürücülerin trafikte telefonlarına gösterdikleri aşırı ilgi, kazaların bir numaralı sebebi haline gelmiş durumda. Trafikteki her 5 kazadan 1’inin sebebi, telefonla uğraşmaktan kaynaklanan dikkat dağınıklığı. Oysa ki bu kazalar, telefon yerine yola odaklanılsa rahatlıkla önlenebilirdi.

Hükümetimiz, bu sorunu çözmek için trafik cezalarını artırdı, cezai yaptırımları sıkılaştırdı. Fakat burada asıl çözüm, toplum olarak teknoloji karşısındaki bilinçsizliğimizi yenmekte yatıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gençleri her daim uyarıyor; teknoloji bağımlılığı konusunda aileleri bilinçlendirmek adına kampanyalar yürütülüyor. Bu uyarılar, trafikte de geçerlidir. Direksiyon başında telefonla uğraşmanın ne kadar büyük bir risk olduğunu anlamak zorundayız.

Sadece telefon değil, bu dijital çağın getirdiği her türlü dikkat dağıtıcı unsurun farkında olmalı, bu konuda toplumsal farkındalığı artırmalıyız. Trafik güvenliği, sadece yasalarla değil, bireylerin sorumluluk bilinciyle sağlanır. Akıllı telefonlar, bizi hem sosyalleştiriyor hem de bilgiye erişimi hızlandırıyor olabilir, ancak direksiyon başında bu teknolojinin bir an bile dikkatimizi dağıtmasına izin vermemeliyiz.

Sonuç olarak, bugünün trafik kazalarının ana sebebi ne yolun darlığı, ne de araçların eskiliği. Bugün kazaların arkasında, akıllı telefonların yol açtığı dikkat dağınıklığı yatıyor. Hükümetimiz, yolları daha güvenli hale getirmek için yatırımlarına devam ederken, biz de vatandaş olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeli, direksiyon başında tüm dikkatimizi yola vermeliyiz. Unutmayalım, teknolojiyi doğru kullandığımız sürece hayatımızı kolaylaştırır; ancak bilinçsizce kullanıldığında canımıza bile mal olabilir!

Yorum yapın