Uzmanlardan ‘Batı Nil Virüsü’ açıklaması

Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun Türkiye’de bu yıl 6 kişide tespit edildiğini açıklamıştı. Hastalığın ölümcül olabileceği de değerlendirilirken SABAH, Batı Nil Virüsü hakkında bilinmesi gerekenleri uzmanlara sordu. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Virüs insandan insana geçmiyor, bu konuda endişe etmeye gerek yok” ifadelerini kullanırken, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökçe Demir ise, “Hastalığı taşıyan kişilerin yüzde 80’i bir belirti olmadan hayatlarına devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

“VAKALARIN ÇOĞU İYİLEŞİYOR”

Batı Nil Virüsü’nün aslında uzun zamandan beri bilinen bir virüs olduğuna değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Şuan itibariyle artık Amerika ve Avrupa’da da vakalar görülüyor. Ülkemizde de vakalar görüldü, görülüyor. Virüs, sivrisinekler vasıtasıyla bulaşıyor. Onun için sulak araziler ve bataklıklarda sivrisineklerin daha yoğun olduğunu düşünürsek buralarda yaşayan kişilerde risk artıyor. Sivrisinekler, özellikle yazın kamp yerlerinde veya tatil için gittiğiniz kırsal alanlarda ısırma riskine göre hastalığı bulaştırabiliyorlar. Aslında sivrisineklerin hepsinde bu virüs yok. Bu virüsü taşıyan sivrisinekler ısırdığı zaman hastalık gelişebilir. Isırılan vakaların da yüzde 80 kadarında önemli bir hastalık gelişmiyor ama yüzde 20 kadarı hastalanıyor. Genel itibariyle bakıldığında vakaların çoğu iyileşiyor. Fakat bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar da ağır seyredebileceğini ve ölümcül olabileceğini unutmamak lazım. Spesifik bir ilacı, aşısı yok. O bakımdan korunma çok önemli. Sulak alanlardaysanız sivrisineklerden korunmak için bazı spreyleri kullanabilirsiniz. Yaşadığınız yerde klima ve sinek kovucular kullanabilirsiniz.” dedi.

“ENDİŞE ETMEYE GEREK YOK”

Hastalığın endişe verici olmadığını vurgulayan Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Virüsün küresel olarak yayılmasının sebebi de göçmen kuşlarla taşınması. Çünkü sivrisinekler kanatlı hayvanları enfekte ediyor. Kanatlı hayvanlar da gittikleri yerde sivrisinekleri enfekte ediyor ve bu şekilde kıtalararası yayılıyor ve giderek daha çok ülkede görülüyor. En çok görülen belirtiler ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, bulantı ve kusma gibi semptomlar oluyor. Ensefalit varsa, kas güçsüzlüğü, epileptik nöbetler, bilinç bulanıklığı, hareket kısıtlılığı ve konuşma zorluğu gibi durumlar ortaya çıkabiliyor. Hastalık daha çok sivrisineklerin çoğaldığı mevsim olan yazın ve güzün daha sık görülüyor. Teşhisi şüphelenilen olgularda, kan örneği alınıyor veya ensefalit ve menenjit gibi rahatsızlıklar varsa beyin omurilik sıvısı örneği alınarak virüs teşhis edilebiliyor. Virüs insandan insana geçmiyor, bu konuda da endişe etmeye gerek yok.”

“YÜZDE 80’NİNDE BELİRTİ GÖRÜLMÜYOR”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökçe Demir ise hastalığın ölüm oranının düşük olduğunu belirterek vatandaşların hastalığa karşı nasıl korunması gerektiğini anlattı. Demir, “Batı Nil Virüsü, ‘Culex’ cinsi enfekte sivrisineklerin insanları ısırmasıyla bulaşan bir mikroorganizmadır. Hastalığı taşıyan kişilerin yüzde 80’i bir belirti olmadan hayatlarına devam ediyorlar. Yüzde 20’sinde ise, ateş, kas-eklem ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikayetler oluyor. Bizi korkutan kısım ise, yüzde 20’lik kısmın içindeki yüzde 1’lik kısım. Semptom ve yakınmalar görülen bu popülasyonun yaklaşık yüzde 1’inde maalesef beyin ve beyin zarını tutan, o bölgelerde iltihap yapan ve dolayısıyla ense sertlikleri, şuur değişiklikleri, koma ve felçler, hatta ölüm bile görülebiliyor. Bu sivrisinekler genelde gündüzleri saklanıp geceleri ısırıyorlar. O yüzden, özellikle geceleri sivrisineklerin yoğun olduğu bir bölgedeyseniz veya dışarı çıkacaksanız mutlaka kapalı kollu ve kapalı paçalı giysiler giymek ya da sivrisinek kovucu spreyler kullanmak daha sağlıklı olacaktır.” diye konuştu.

Yorum yapın