ALİ KANTARCI İSTANBUL
Üstad Necip Fazıl Kısakürek vefatının 41. yılında rahmet ve minnetle yâd ediliyor. Türk irfanının tefekkür devlerinden olan ve Müslümanların meydan yerine çıkarak, “ben de varım” demesinde en büyük pay sahibi olan Kısakürek, halen dahi fikirleriyle imanlı nesillerin yolunu aydınlatıyor. Türk şiirinin üstadı, fikir ve dava adamı Necip Fazıl Kısakürek, ebedi aleme göçüşünün 41. yılında özlem ve dualarla anılıyor. “Öz yurdunda garip öz vatanında parya” konumuna düşürülmek istenen Müslüman Anadolu milletinin varoluş harcını yeniden yoğuran ve unutturulmak istenen İslam davasının sancaktarlığını yapan Üstad Necip Fazıl’ın bugün ölüm yıldönümü; yarın da doğumunun sene-i devriyesi. 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul’da doğan üstad, 25 Mayıs 1983 tarihinde ise yine İstanbul’da ahirete intikal etmişti. Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı “Örümcek Ağı” adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayınladığı “Kaldırımlar” adlı şiir kitabıyla tanınmıştır. 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli’nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi “…içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum” şeklinde tanımlar. Bu tarihten sonra Türkiye’nin birçok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında davalar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi’ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl’ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır. Üstad Necip Fazıl’ın yüzden fazla eseri bulunmaktadır.