Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emri taleplerini beş aydan uzun süre geciktirmesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki tutuklama emrinin ise sadece 24 günde onaylanması nedeniyle eleştirilirken, UCM’nin “ikiyüzlü” bir tutum sergilediği ifade edildi.
UCM Savcılığı’nın Netanyahu, Gallant ve üç Hamas lideri hakkında 20 Mayıs’ta sunduğu tutuklama emri talepleri, İsrail ve müttefikleri tarafından sistematik olarak engellendi.
UCM’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ PES DEDİRTTİ
UCM, Ukrayna ile ilgili davalarda hızla hareket ederek Putin de dahil olmak üzere altı Rus yetkili için aylar içinde tutuklama emri çıkardı. Buna karşılık, Gazze davasında soruşturmanın 2019’da başlamasından bu yana hiçbir tutuklama emri çıkarılmadı ve bu da önemli gecikmeler ve algılanan çifte standartlar olduğunu ortaya koydu.
Filistin soruşturmasındaki uzun gecikmeler, İsrail’in dokuz yıl boyunca UCM ve yetkililerini hedef alan casusluk operasyonlarından ve davayı inceleyen bir yargıcın geri çekilmesinden kaynaklanıyor. Birleşik Krallık, Savcı Karim Khan’a yönelik uygunsuz davranış iddialarının ardından UCM’nin yargı yetkisine itiraz ettikten sonra komplikasyonlar ortaya çıktı.
Khan, Netanyahu ve Gallant için tutuklama emirleri talep ettikten kısa bir süre sonra, bir UCM personeline yönelik iddia edilen uygunsuz davranışlarına ilişkin bir soruşturma ortaya çıktı. UCM Devletler Taraflar Meclisi, soruşturmanın devam ettiğini doğruladı ancak şu anda devam etmek için yeterli gerekçe bulamadı. Bu iddiaların tutuklama emri talepleriyle aynı zamana denk gelmesi şüpheleri artırdı.
BATININ BASKISI SONUCU ANİ DEĞİŞİKLİK YAPILDI
Davayı inceleyen Ön Yargılama Dairesi’ne başkanlık eden Yargıç Julia Motoc, “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün bir şekilde işlemesini sağlamak” gerekçesiyle çekildi. UCM, aynı zamanda mahkemeye katılan Slovenyalı yargıç Beti Hohler’in Motoc’un yerini alacağını duyurdu.
Uluslararası hukuk uzmanı Dr. Owiso Owiso, Motoc’un geri çekilmesinin süreci uzatabileceği konusunda uyarıda bulunurken, eski BM yetkilisi Craig Mokhiber, İsrail ve Batılı uluslardan gelen artan baskılar nedeniyle ani değişikliği şüpheli olarak eleştirdi. Mokhiber, Yargıç Hohler’in daha önce İsrailli yetkililerin UCM’de değil yerel mahkemelerde yargılanması gerektiğini önerdiğini belirtti.
BAHANELER 2019’DA BAŞLADI
Filistin soruşturmasındaki gecikmeler, eski UCM Savcısı Fatou Bensouda’nın ön incelemeyi başlattığı 2015 yılına kadar uzanıyor. Soruşturma 2019’da gerekli kriterleri karşılasa da Filistin toprakları üzerindeki yargı yetkisi tartışmaları nedeniyle ertelendi. Resmi soruşturma Mart 2021’de başladı, ancak anlamlı bir ilerleme kaydedilemedi ve bu da Netanyahu ve Gallant’a yönelik talepleri daha da geciktirdi.
Temmuz 2024’te Birleşik Krallık, Filistin’in devletliğini ve UCM’nin yargı yetkisini sorgulayarak işleri karmaşıklaştırdı. Daha sonra süreçten çekilmesine rağmen, UCM 60’tan fazla benzer başvuruyu kabul etti ve bu da bekleyen tutuklama emri taleplerinde ek gecikmelere neden oldu.
ABD TEHDİT MOSSAD MÜDAHALE ETTİ
UCM, ABD Senatosu’ndan İsrailli yetkililere karşı tutuklama emri çıkarılması durumunda yaptırım uygulanacağı uyarısında bulunarak tehditlerle karşı karşıya kaldı. Bu tehditler, eski Savcı Bensouda’nın varlıklarının dondurulması ve Afganistan soruşturması sırasında seyahat yasakları getirilmesi gibi geçmişteki eylemleri yansıtıyor.
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad da UCM’nin operasyonlarına müdahale etti. Eski Mossad şefi Yossi Cohen’in, Savcı Bensouda’yı İsrailli personele karşı davaları takip etmemesi için ikna etmek amacıyla gizlice onunla görüştüğü bildirildi. Birçok kaynak, Cohen’in Bensouda’yı sindirmek için kişisel bilgileri kullanmak da dahil olmak üzere ısrarcı ve tehditkar girişimlerde bulunduğunu belirtiyor.
Bu tür baskılar, UCM’nin bağımsızlığını tehlikeye atıp soruşturma sürecini zedelerken, adaleti sağlama yeteneğini ve güvenilirliğini zedeliyor.