Daha 1970’lerde bilginin, ‘yeni ekonominin sermayesi’ olduğunu yazan ünlü ekonomist- Peter Drucker‘a atfedilen birçok söz var. Mesela ‘ölçemediğin şeyi yönetemezsin‘ önermesi belki de bunlardan en önemlisi. Dünyanın sınırlarını zorladığımızı düşündüren iklim felaketleri sayesinde (!) bugüne kadar maliyetini, verimliliğini, çevikliğini, teknolojik yeteneklerini ya da aklınıza ne gelirse ölçmeye çalışan ve böylece büyümesini, karını daha da daha da artırmayı hedefleyen şirketler için sürdürülebilirliğini ölçme vakti geldi de geçiyor bile. Sebep ortada; insanlık BM’nin küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlandırmayı hedefleyen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını yerine getirmede sınıfta kaldı. Ve gidişat; artık bu hedeflerden geriye dönüşün imkansız olduğunu gösteriyor. Dolasıyla sürdürülebilirlik yolunda atılan adımların bir an evvel etkili bir şekilde ölçülmesi ve gerekenin daha büyük bir ciddiyetle yerine getirilmesi için fazla zaman kalmadı. Bugün şirketler kuruluşlarından bu yana içinde oldukları büyüme yarışına ancak ‘nasıl büyüdüklerini’ ortaya koyacak şekilde yeşil bir dönüşümle devam etmek zorundalar. Bunun de en kestirme yolu her adımlarını sürdürülebilir politikalar çerçevesinde atmak ve tabi bunu da belgeleyerek kamuoyu ile paylaşmak. Yani şirketler bir an evvel yeşil izlenebilirliklerini artırmalı ya da tüketicilerin ‘tercih ettiği’ markalar listesinden çıkacaklarının farkına varmalı. İşte bu sebeple INBUSINESS’ın bu yıl 3.’sünü gerçekleştirdiği SÜRDÜRÜLEBİLİR-500 ŞİRKET YEŞİL İZLENEBİLİRLİK Araştırması ve bu listede yer almak büyük önem taşıyor.
1000’DEN FAZLA ŞİRKET
Türkiye’nin en kapsamlı yeşil izlenebilirlik araştırması olarak dikkat çeken S-500 Araştırması 12 farklı başlık üzerine inşa edildi. Türkiye’nin en büyük 1000’den fazla şirketinin sürdürülebilirlik karnesinin incelendiği araştırmada bu yıl ilk kez şirketlerin yeşil izlenebilirlik skoru hesaplandı ve INBUSINESS S-500 LİSTESİ oluşturuldu.
Şirketlerin BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC), Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs), İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG), CDP (Karbon Saydamlık Projesi), SBTi (Bilime Dayalı Hedefler Girişimi) ve BİST Sürdürülebilir Endeksi gibi kurumlara katılımının yanı sıra sürdürülebilirlik raporu ile kadın çalışan, emisyon azaltım, net sıfır taahhütleri ile sürdürülebilir ürünü olup olmaması hesaplamaya dahil edildi. Ayrıca bir sürdürülebilirlik politikası ve sürdürülebilirlik lideri/komitesi olmasına da dikkat edildi.
İLERLEME DALGASI
Detaylarını INBUSINESS’ın kasım sayısında okuyabileceğiniz S-500 Araştırması‘ndan bir iki dikkat çeken sonucu paylaşmam gerekirse;
Özellikle pandemiden sonra Türkiye’de köklü şirketlerden başlayarak hızla tabana yayılan bir sürdürülebilirlik dalgası var. Örneğin UNGC’i imzalayan 606 şirketin yüzde 57’si 2020 sonrasına ait. 2010’da sadece 12 şirketin yanıt verdiği CDP’ye 2023 itibarıyla katılanların sayısı 116’ya ulaştı.
S-500 listesinde UNGC imzacısı 355 şirket yer alırken, WEPs imzacısı şirket sayısı ise 202.
Listede 2030 için emisyon (kapsam 1 ve 2) azaltım taahhütleri ile net sıfır hedefleri olan ve bu başlık altında emisyonlarını ölçen ve buna göre aksiyon almaya çalışan tam 381 şirket var.
Şirketlerin ürün portföylerinde sürdürülebilir ürünlerin payının da incelendiği araştırmada bu şekilde 112 şirket bulunuyor.
Bütün bu rakamlar son derece kritik önemde ancak hepsinden önemlisi yeşil ve mavi vatan hedefine birlik-beraberlik içinde hep beraber koşmamız. İşte bu duyguyla hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!