Trump ve Musk: İlk görüşte aşk mı?

Amerikalılar 5 Kasım’da 47. başkanlarını seçmek üzere sandığa gidecekler. Başkan Yardımcısı Demokrat Kamala Harris ve Eski Başkan Cumhuriyetçi Donald Trump’ın çalışmaları da seçimler yaklaştıkça yoğunlaşıyor. Öyle ki Donald Trump seçimin kazananını belirleyebilme potansiyeli olan kritik eyaletlerden biri Pensilvanya’da, 13 Kasım’da suikast girişimine uğradığı yerde, tekrar bir miting düzenledi. Bu sefer mitinge popüler bir isim de katıldı. Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk… Musk, “Make America Great Again” sloganın kısaltması olan “MAGA” yazılı şapkayla sahneye çıktı, Trump için oy istedi ve onu bir “demokrasi savaşçısı” olarak gösterdi. Bir dönem birbirini hakarete vararak suçlayan iki ismin son zamanlardaki yakınlaşmasının sebeplerini anlamaya çalışalım.

İki ismi “Woke” nefreti mi bir araya getirdi?

Elon Musk, 250 milyar dolardan fazla servetiyle dünyanın en zenginlerinden ve belki de son yılların en popüler ismi. Güney Afrika doğumlu olan Musk, 2002’de ABD vatandaşı oldu ve PayPal, SpaceX, Tesla gibi şirketlerle adından sıkça söz ettirdi. 5 Kasım’daki ABD seçimleri de yaklaşırken X platformundan Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’a ardı ardına destek paylaşımları yapıyor. Ancak Donald Trump ve Elon Musk ilişkisinin geçmişte dostane olduğunu söylemek mümkün değil.

Elon Musk’a karşı söylenen bu aşağılayıcı sözler Donald Trump’ın Twitter’daki sansürlemelere tepki olarak kurduğu Truth Social’da 2022’de yaptığı bir paylaşımdan alıntı: “Elon Musk, Beyaz Saray’a gelip, yeterince uzun süre gitmeyen elektrikli cihazlar, kaza yapan sürücüsüz arabalar ya da hiçbir yere gitmeyen roketler gibi, sübvansiyonlar olmadan hiçbir işe yaramayacak projeleri için benden yardım istediğinde ve bana nasıl büyük bir Trump hayranı ve Cumhuriyetçi olduğunu anlattığında, ona ‘dizlerinin üzerine çök ve yalvar’ diyebilirdim ve o da bunu yapardı.”

Ayrıca Trump, Elon Musk’ın aldığı sübvansiyonlar sebebiyle Joe Biden hükümetine yakınlık gösterdiğini de daha önce ifade etmişti. Musk ise yıllardır Demokratlara oy verdiğini dile getirmesine karşın ilk kez açıkça desteğini Donald Trump’ın kulağından vurulmasından 1-2 saat sonra X platformu üzerinden verdi. Musk’ın Joe Biden yönetimiyle ilişkilerinin pek iyi gitmediği zaten biliniyordu. Hatta 2021’de Beyaz Saray’da düzenlenen Elektrikli Araç Zirvesi’ne Tesla gibi elektrikli araç sektörünün liderlerinden bir şirketin davet edilmemesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmıştı. Yine de Elon Musk’ın ilk tercihi Donald Trump olmadı ve 2022’de Cumhuriyetçi rakibi Florida Valisi Ron DeSantis’i destekledi.

Bununla beraber Elon Musk’ın politik görüşlerinin ve tercihlerinin sadece şirketinin çıkarları doğrultusunda değiştiğini söylemek acımasız bir yorum olabilir. 2022 Mayıs’ında Elon Musk, yıllarca demokratlara oy verdiğini söylerken artık Demokratların “bölünme ve nefret” partisi olduğunu ve artık oy vermeyeceğini X üzerinden duyuruyordu. Ek olarak muhafazakârların demokratları aşağılamak için kullandıkları “woke virüsü” ifadesini Elon Musk’ın da pek çok kez kullandığı görülüyor.

“Woke”, ABD’de cinsiyet, ırk gibi sosyal ve ekonomik sorunları tartışan, eşitlikçi, daha çok sol düşünceyi ifade eden “uyanık” olarak Türkçeye çevrilebilecek bir terim. Zaman içinde aşağılama amaçlı kullanılmasıyla pejoratif bir sözcüğe dönüştü ve muhafazakârların vazgeçilmez kelimelerinden birisi haline geldi. Ek olarak, Elon Musk’ın iş arkadaşlarının ifade ettiğine göre, ülkenin gidişatına ilişkin endişeler onu Trump’ı desteklemesi konusunda motive ediyor.

200 milyon takipçiden gelen güç

Amerikan halkı yasadışı göç ve iltica politikalarına uzun süredir kulak kabartıyor ve Meksika sınırındaki krizin çözüme ulaşmasını istiyor. Hatta seçimle ilgili anketlere göre ABD’nin en büyük sorunu bir süredir yasadışı göç olarak görülüyor. Yasadışı, düzensiz göçün, göçmenlerden oluşan ve göçmenlerle büyüyen bir ülke olan ABD’de bile büyük bir sorun hâline geldiğini söylemek mümkün. Öyle ki göç politikaları Donald Trump’ın vaatlerinde de güçlü bir yer tutuyor. Trump’ın başkanlık döneminde Meksika sınırına duvar örmesi ve göç konusunda katı bir tutum izlemesi vaatlerin uygulanacağına olan inancı da arttırıyor.

Cumhuriyetçilerin adayı Trump ilk başkanlık dönemindeki göç politikalarına ek olarak askeri birliklerin Meksika sınırına taşınmasını, yasa dışı göçmenlere yargı yolunun kapanmasını ve çocuklarının “doğuştan” ABD vatandaşı olmasının engellenmesini öneriyor. Hatta Trump daha da ileri giderek “ABD tarihindeki en büyük sınır dışı etme operasyonunu” gerçekleştireceğini belirtiyor. Donald Trump, 2020’de sığınmacılar da dâhil olmak üzere göçmenleri sınır dışı etmeye izin veren kararı imzalamıştı ve 400 bin kişi sınır dışı edilmişti.

Halihazırda Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin ayrıldığı önemli noktalardan birisi de göçmen politikalarının ne kadar sıkı ve tavizsiz olacağı. Demokratların göçmen politikalarında daha ılımlı davrandığını söylemek mümkün ancak Kamala Harris de göç sisteminin problemli olduğunu söyleyerek yasadışı göçün önlenmesi için harekete geçeceklerini belirtiyor.

Elon Musk’ın göç politikalarındaki görüşleri Donald Trump ile paralellik gösterdiği söylenebilir. Musk, 5 Mart’ta X üzerinden yaptığı bir paylaşımla Biden yönetimini “sınırdan kaçak geçişlere göz yumarak kendisine seçmen ithal ettiğini” söyleyerek suçladı ve yasadışı göçmenlerin güvenlik sorunu yarattığını defalarca vurguladı. Ancak bu iddiada, söz konusu göçmenlerin ABD vatandaşlığına giden herhangi bir yolun olmaması sebebiyle yalanlanmıştı. Dijital Nefretle Mücadele Merkezi’ne (CCDH) göre Musk bu yıl içinde 50’den fazla kez yanlış veya yanıltıcı iddia içeren tweet attı. Elon Musk’ın X platformu üzerinde 200 milyondan fazla takipçisi var ki bu durum ona ciddi bir etki alanı sağlıyor. O da bu gücü seçim yaklaştıkça Cumhuriyetçiler lehine, Demokratlar aleyhine kullanmaktan geri durmuyor.

Elon Musk, yasal şekilde ABD’ye göçün çok zor ve zahmetli, yasadışı göçün ise çok basit ve yaptırma tabi olmadığını, bunun da yasadışı göçü cazip kıldığını savunuyor. Donald Trump’ın göç politikalarındaki vaatleri yasadışı şekilde ABD’ye gelmeyi cazip olmaktan çıkararak Elon Musk’ın eleştirileri için uygun çözümler sunuyor olabilir.

Çin ile rekabet, deregülasyonlar ve Tesla…

Donald Trump’ın başkanlık dönemiyle ilgili akıllarda kalan politikalardan birisi de hiç şüphesiz Çin’le başlattığı ticaret savaşlarıydı. Çin’in dünya piyasalarında artan etkisi, ABD’nin ithalatındaki payının giderek yükselmesi, sadece ekonomik değil askeri ve siyasi bir güç olarak da ABD ile mücadele edebileceği düşünülen bir ülkenin sahneye çıkması uzun süredir ABD’dekiler başta olmak üzere akademilerde tartışılıyordu. Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliğiyle ve piyasalara açılmasıyla birlikte giderek büyüdü.

Bu büyüme esnasında Amerikan sermayesinin ve siyasi yardımının olmadığını söylemek zor. Ancak 2010’lu yıllara gelindiğinde Çin’in bu “bedava” büyüyüşü Donald Trump gibi bazı isimlerde öfkeye sebep olmuştu. Donald Trump, 2018’de Çin’den gelen mallara, özellikle alüminyum ve çeliğe, yönelik yeni vergiler getirdi ve ticaret savaşları başlamış oldu. Trump’ın Çin’e karşı bu politikası Joe Biden başkanlığında da devam ettirildi. Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara uygulanan gümrük vergileri dört katına çıkarıldı.

Elon Musk’ın patronu olduğu Tesla, dünyanın önde gelen elektrikli araç şirketlerinden birisi ve ABD’nin Çin’le rekabetinde gümrük vergilerini arttırma politikası sayesinde Tesla avantajlı bir pozisyon sağlayabilir. Özellikle BYD gibi çok daha ucuza elektrikli araç üretimi yapabilen Çinli şirketlerin Tesla’nın tahtını sallayabileceği pek çok kez ifade edildi. Halihazırda geçtiğimiz çeyrekte BYD, Tesla’yı geçerek en çok araç satışı yapan şirket olmuştu ve yarış kafa kafaya sürüyor. Bu bağlamda Trump’ın Çin’e karşı negatif tutumu ve Elon Musk’ın çıkarları ortak gibi görülebilir. Musk, 24 Ocak’ta “ticaret engelleri olmadan Çinli şirketlerin küresel rakiplerini yıkacağını” ifade ederek, BYD ile aralarındaki rekabetin altını çizmişti. En azından ilk bakışta böyle görünmekle birlikte aksi yorumların da yapılabileceğini söylemek gerekiyor.

Elon Musk birbiri ile çelişen ifadeler vermekte mahir birisi. Çin’in elektrikli araçlarında uygulanan gümrük vergilerinin arttırılmasından 1-2 gün sonra, “piyasa bozucu hamlelerin olmaması gerektiğini” ve “ne Tesla’nın ne de kendisinin bu tarifeden yana” olmadığını söylemişti. Tesla, 2023 yılında Şangay’daki devasa üretim tesisinde iki milyonuncu aracı banttan indirmişti. Öyle ki Tesla araçları, Çin’in resmi araç satın alım listesinde bile kendine yer buldu. Elon Musk’ın, dünyadaki elektrikli araç satışlarının yarısından fazlasını elinde bulunduran Çin’le arasını bozmaya niyetli olmadığını söylemek mümkün. Çin, Tesla için rekabeti yüksek olmakla birlikte iyi bir pazar. ABD’nin uyguladığı tariflere tepki olarak Çin’in de ABD menşeili firmalar için alacağı önlemler bazı firmaları zora sokabilir.

Donald Trump ise alenen Elon Musk’tan destek alana kadar elektrikli araçlara, Çin’in piyasayı domine ettiği gerekçesiyle, şüpheci bakıyordu. “Yeşil enerji saçmalığına, elektrikli araç planına son vereceğim” sözleri Cumhuriyetçi aday Donald Trump’a ait. Kampanya sürecinde elektrikli araç endüstrisine karşı sert bir tavır takınan Trump, Musk’ın adaylığına destek vermesi sebebiyle artık aynı görüşleri dillendirmiyor.

Elon Musk bakan olabilir mi?

Donald Trump’ın 47. ABD Başkanı olması halinde Elon Musk hükümette görev alabilir. New York Ekonomi Kulübü’nde konuşan Trump, Musk’ın başkanlık edeceği bir “Hükümet Verimlilik Komisyonu” kuracağını duyurmasına karşın daha fazla detay vermedi. Cumhuriyetçilerin adayı, uzun zamandır vergileri düşürme, kamu harcamalarını azaltma ve verimliliği arttırmaya yönelik vaatler sunuyordu. Demokratlarla Cumhuriyetçiler yıllardır regülasyonların azaltılması, piyasanın serbestleşmesi ve devletin ekonomide etkisinin azaltılması konusunda fikir ayrılığına sahipler. Kamala Harris yönetimi ise aksi yönde şirketlerden alınacak verginin arttırılması ve orta sınıfın tekrar güçlendirilmesi görüşünde. Haliyle dünyanın en zengin isimlerinden Elon Musk, Donald Trump ile daha serbest bir piyasa noktasında buluşuyor. Donald Trump’ın teklifine ise Musk’tan cevap gecikmedi ve X üzerinden paylaştığı bir tweet ile yanıtladı: “Göreve hazırım…”

5 Kasım’daki ABD Başkanlık seçimleri yaklaştıkça iki tarafında vaatlerinin ve söylemlerinin dozunun arttığı görülüyor. Musk’ın Donald Trump hükümetinde “Bakan” olarak atanması pratikte pek mümkün görünmüyor. Öncelikle Trump’ın istediği bakanları atayabilmesi için ABD Senatosu’nun onayına ihtiyacı var. Her gün X üzerinden Demokratları kızdıracak paylaşımlar yapan Elon Musk ve Demokratların arasındaki ilişki pek iç açıcı değil. Bunun haricinde Elon Musk, ABD’de büyük bir popülariteye sahip şirketlerin kurucusu ve bu şirketler devletten milyonlarca dolar sübvansiyon ve yardım alıyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında Elon Musk’ın ya şirketlerinin patronu olarak devam etmesi ya da pek de önemli görülmeyen bir danışmanlık görevine getirilmesi daha olası. Tabii tüm bu ihtimallerin Donald Trump’ın seçimleri kazanması şartına bağlı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Elon Musk’ın Cumhuriyetçilere verdiği destek sadece bunlarla da sınırlı değil. ABD’de başkan adaylarının kampanyalarında kullanabilmeleri için kurulan fonlara PAC (siyasi eylem komitesi) ismi veriliyor. Musk ise Donald Trump’ı desteklemek amacıyla  “America PAC” isimli komitenin kuruluşunda yer aldı, pek çok kez reklamını yaptı ve ciddi bağışlarda bulunacağı sözünü verdi.

Trump ve Musk yakınlaşması nereye evrilecek?

2017’de Donald Trump’ın Paris İklim Antlaşması’ndan ayrılmasının ardından Elon Musk da İş Dünyası Dayanışma Grupları’ndan ayrılarak tepki vermişti. Daha sonra da Musk ve Donald Trump pek çok konuda çatıştı. Ancak önümüzdeki seçimlere giderken Elon Musk’ın ciddi desteği Cumhuriyetçilerin Adayı Donald Trump üzerinde kendini artarak göstermeye devam ediyor. Musk’ın önemli bir iş insanı olmasının yanı sıra sıradan bir ABD vatandaşı olarak Meksika sınırı krizi, güvenlik problemleri, suçun artışı gibi ABD’de yaşanan sorunlar da onun Trump’a destek vermesinde etkili olmuş olabilir.

Aynı şekilde Donald Trump ve Elon Musk’ın ekonomi alanındaki görüşleri de birbiriyle uyuştuğunu yazımızda ifade ettik. Trump artık yeşil enerjiye ve elektrikli araçlara pek sıcak bakmadığını dillendirmeyecek. Bu durum da aralarındaki ilişkiyi muhakkak güçlendirmiştir. Elon Musk’ın liderlik etmesini istediği Hükümet Verimliliği Komisyonu seçimlere giderken gündemde kendine ciddi yer bulsa da nihai yorumlar 5 Kasım’daki seçimlerin sonuçlarına bağlı olarak yapılabilecek gibi görünüyor. Bu süre zarfında Elon Musk’ın Trump’ı “demokrasiyi koruyacak tek aday” olarak nitelemeye devam etmesi içten bile değil.

Yorum yapın