Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek, iktidarın önce yargı krizi, ardından da yüzde 50+1 üzerinden işaret ettiği yeni anayasa tartışmalarına ilişkin Cumhuriyet’e konuştu.
AKP’nin bazı hesaplar içinde olduğunu belirten Tekerek, yüzde 50+1 çıkışına işaret ederek “AKP’nin gücünü koruyamayacağını, bu yüzden de barajın aşağıya çekilmesini istediğini söylemek doğru olmakla birlikte bu çıkışın gerekçesinin tam yanıtı olmayacaktır. Erdoğan’ın 3. kez seçilmesinin önünün açılması nedenlerden birisi olmakla birlikte yetersiz bir yanıt olacaktır. Akla ilk gelen, ittifak yaptığı diğer siyasi partilerin AKP üzerindeki basıncından ya da vesayetinden kurtulmak” dedi.
Tekerek, Cumhuriyetin bütün paradigmalarının ortadan kaldırıldığını, yeni rejimin zemininin döşendiğini belirtti. AKP eliyle kurulan rejimin, gerek ekonomik gerekse uluslararası ilişkilerde yaşadığı krizleri aşmak için bir restorasyon programına ihtiyaç duyduğunu söyleyen Tekerek, yüzde 50+1 çıkışının yeni anayasa gündemine gerekçe olarak getirildiğine dikkat çekti.
‘YENİ REJİMİ ONAMA’
Tekerek, şunları kaydetti: “Anayasal kurumları ve mevcut anayasayı yok sayan bir anlayıştan hukuk devleti normları beklemek doğru değil. 20 yılı aşkın AKP iktidarı, bir karşı-devrim sürecidir; Cumhuriyet ile hesaplaşmanın ve 1923 Cumhuriyet’ini tasfiye sürecinin tarihidir. Bugün yeni bir rejimle karşı karşıyayız. Gündeme getirilen anayasa bu açıdan AKP eliyle kurulan sermayenin gerici istibdat rejiminin onaylanmasından başka bir şey değil. 12 Eylül cuntası sonrası 12 Eylül anayasası nasıl gündeme geldiyse, 21 yıllık karşı-devrim sürecinin anayasası yapılmak istenmektedir. AKP eliyle kurulan rejime hayır diyorsak, anayasa tartışmalarını da elimizin tersiyle itmemiz gerekiyor.”
(Aysel Tekerek)
Yeni rejimin anayasasıyla temel hedeflerden birinin de laikliği ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Tekerek, “AKP, yeni bir rejim hedefliyor. Bunun anayasasını onaylatmak istiyor. Yeni anayasa tartışmalarının sivil anayasa kılıfıyla bir ilgisi yok. Son 20 yıldır ülkede gerici bir dönüşüm yaşanmaktadır ve bu dönüşümün aktörü AKP’dir. 12 Eylül faşist cuntasının, ANAP’tan bugün gelen çizgisi AKP olmuştur ve karşımıza çıkan tablo ise saltanatçı, hilafetçi, gerici, Amerikancı ve tam boy patroncu bir iktidardır. İşte AKP, bu yeni rejimin anayasasını hayata geçirmek istiyor. Seçim barajının tartışmaya açılması, yargı krizi ve daha birçok başlık, rejimin yaratmış olduğu krizler olarak değil, anayasa değişikliğine meze olarak sunulacaktır” diye konuştu.
AKP’nin yeni bir anayasayı gündeme getirmesinin özünde ise kapitalizmin dönüşümünün yattığını söyleyen Tekerek, “Artık 1923 Cumhuriyeti’ne ihtiyaç kalmadı. Emperyalizme göbekten bağlı sömürücü ve işbirlikçi sermaye sınıfı, yıllardır üzerinde taşımak zorunda kaldığı Cumhuriyetin kazanımlarını artık sırtından atmak istiyor” diye konuştu.
‘KRİZLER DAHA DA ARTACAK’
MHP ve AKP arasındaki ilişkiye işaret ederek “Krizlerin çözümünde, mevcut ittifaklarla yürünemediği bir durumla karşı karşıyayız” diyen Tekerek, Millet İttifakı’nın dağıldığını, Cumhur İttifakı’nda da fay hatlarının belirgin hale geldiğini vurguladı. Tekerek, “AKP, zayıflayan halini MHP desteği ile örtmeye, MHP de yüzde 10 civarı oy gücü ile iktidarın ortağı olmaya çalışıyor. Aslında ciddi krizlerle karşı karşıyalar. Örneğin yargı içinde yaşanan kriz hâlâ çözülebilmiş değil. AKP eliyle kurulan rejimin, üstelik seçimlerden hemen sonra yaşadığı siyasi krizin benzerlerinin önümüzdeki dönem daha da artacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
SÜRECEK…