SEBAHATTİN AYAN İSTANBUL
Yerli ve milli isimleri hedef haline getirmeyi alışkanlık haline getiren muhalefet ve medyası şimdi de verdiği kararla milletin yanında duran bağımsız yargıyı karalama çalışmaları başlattı.
Kendi belediye başkanlarının terörle iltisakını ve Kandil’le hat kurup yüzlerce kez görüşmesini ve kaynağı belirsiz paraları teröristlere transfer etmesini görmezden gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve avenesi daha göreve atanalı bir ay bile olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef tahtasına koydu. Geçmişte Hrant Dink cinayeti, MİT tır’larının durdurulması, DHKP-C ve FETÖ terör örgütü davalarına bakan, CHP’nin küfürbaz İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile HDP’nin hapisteki eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı gibi davalara baktığı için adeta hasmane tavır takınan CHP Genel Başkanı Özel, akla izana sığmayan rezil ifadeler kullandı. Özel, “Akın Gürlek vicdanı olmayan aklı olmayan hastane hastane gezen mahkumları bile cezaya boğan ama Akın Gürlek adliye adliye hukuk katledilsin diye gezen bir cellattır. Bu vicdansız bu millete hesap verecektir. Buradan sesleniyorum. Sayın Erdoğan’ın talimatıyla gelip de bu operasyonlara girişen Akın Gürlek, Zekeriya Öz’ü hatırlıyor musun? Sen Erdoğan’ın Zekeriya Öz’üsün.” ifadelerini kullandı. Ülkeyi yönetmeye talip olan ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik rezil sözlerini gazetemizde değerlendiren hukukçular, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP’liler her zaman olduğu gibi bu olayda da savundukları ile ters düşmüşlerdir açıklamasını yaptı.
CHP’NİN KİRLİ İŞLERİNE HUKUKU ALET EDİYOR
Konuyla ilgili gazetemize konuşan hukukçu Mehmet Sarı, “Anayasamızın 138. Maddesinde hakimlik teminatı anayasal güvenceye alınmıştır. Burada açık bir şekilde hakimlerin yargı faaliyeti dolasıyla yaptıkları görevden dolayı hiçbir kurum, merci ve makam doğrudan doğruya dosya içeriğine ve soruşturmaya yargılamaya matuf olarak Emir talimat ve tevkinde bulunamaz. Anayasa açık bir şekilde bunu yasaklamıştır. Hakimlerin bağımsız ve tarafsız bir şekilde yargı faaliyetlerinin yürütmesinden tam bir anayasal teminat vardır. Bunlara ilişkin olarak özellikle CHP Genel Başkanı’nın pervasızca yapmış olduğu bu söylemler; doğrudan yargıya karşı yapılmış bir saldırı niteliğini taşımaktadır. Biz şunun farkındayız. CHP’nin geçmiş yargısal faaliyet adı altında kendi beklentilerine darbeyi darbecileri meşrulaştıran ve onarlın yanında olan bir yargı darbecileri alkışlayan sözde yargı mensuplarını beklentisi içerisinde oldukları için dolayısıyla onların bağımsız ve tarafsız bir yargının yanında olmaları mümkün değil. Çünkü geçmişleri buna müsait değil. Bugün itibariyle de son gelişen hadiseye baktığımızda da aslında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı doğrudan hedefe koymaları hiçbir şekilde kabul edilebilir bir durum değil. Bir taraftan da yapmış oldukları bu eylem aslında CHP’nin siyasal kimliğinden, tarihinden gelen bir süreci teşkil ettiğini de de ifade edebilirim. Dolayısıyla bu tür hezeyanları hiçbir surette kabul edilebilir bir yanı yok. Türkiye’de siyaset yapan anayasal düzen içerisindeki bir siyasi partinin de yapabileceği bir durum değildir” dedi.
KİRLİ GEÇMİŞLERİNİN TEZAHÜRÜ
CHP’nin geçmişinde yargıyı aparat olarak kullandığına değinen Mehmet Sarı, “Şimdi CHP’nin kirli siyaset tarihine baktığımızda hukuku nasıl alet ettiklerini gördük. Bunlar İstiklal mahkemesi yargılamalarını, DGM yargısını, hak ve hukuku tanımadıkları süreçleri tanımadığı süreçleri doğrudan bir yargı sistematiği olarak tanıyıp ve bunun onun üzerinden yargıyı tanımladıkları için bağımsız ve tarafsız bir yargının terörle iltisaklı olduğu hususundaki bir şüpheden dolayı yapılan bir soruşturmayı dolayısıyla en ağır şekilde itham etmeleri kendi kirli geçmişlerinin bir tezahürü olduğunu ifade edebilirim” açıklamasını yaptı.
CHP ADAYLIK SÜRECİNDE KAMUOYUNA KULAKLARINI TIKADI
31 Mart yerel seçimleri aday belirleme sürecinde CHP’nin kamuoyundan gelen tepkilere kulak asmadığını belirten Sarı, “Ben bu bakımdan CHP’nin yargının bağımsızlığına tarafsızlığına yapılan soruşturmalara dönük olarak özellikle bu kişilerin hangi şartlar altında seçtiğini değerlendirmeden aday gösterildiğini dikkate almadan yargı üzerinden bunlar üzerinde yeni bir algı çalışmasına girişmelerini kabul edilebilir bir yanı yoktur. Nitelim adaylık süreci içerisinde baktığımızda da kamuoyunda yoğun bir eleştiri vardı. Son dakikada Esenyurt’ta belediye başkan adayının çekilip yerine bir türlü onlarca şüpheyi barındıran ve PKK terör örgütünün müzahirliği yönüyle bu yönde iddialar kamuoyunda söylenmişken tüm bunları bir tarafa bırakıp da aday çekilip ‘kent uzlaşısı’ adlar adı altında bu işlemlere girişince netice itibariyle yapılan soruşturma belli bir evreye gelince itirazı giyotinle başka tür yol ve yöntemlerle yargıya tehdit yoluna gidiyorlar. CHP’nin yaptığı bu tür eylemler halkımızın malumu. Dolasıyla kirli çamaşırlardan önce arınmaları, onların temizlenmeleri lazım. Diğer yönden yapılan soruşturmaya, anayasayla teminat altına alınmış, bağımsız ve tarafsız yargıya karşı CHP’nin söyleyeceği bir söz olmadığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ÖZEL TÜM YARGI MENSUPLARINI HEDEF ALMIŞTIR
Avukat Yasemin Küçükkaya ise, “Her fırsatta yargı bağımsızlığından dem vuran özgür Özel’in, savunduklarıyla bir kez daha ters düşerek yargıya ve yargı mensuplarına bu ithamlarda bulunması kabul edilemez. Anayasamızın 138. maddesine göre; Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez. Bu sebeple muhalefet liderinin söylemleri yargı bağımsızlığı namına endişe vericidir. Bir yargı mensubu olan Akın Gürlek’e söylenen çirkin ifadeler hem mezkûr yargı mensubunu hem onun şahsında diğer tüm yargı mensuplarını hedef almaktadır. İfade özgürlüğü olarak nitelendirilemeyecek olan bu sözlerin karşılıksız kalmaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.