“AYNI HATAYI ÇİN İLE DE YAPMAMAMIZ GEREKİYOR”
İkinci dersin özgürlüğün serbest ticaretten daha önemli olduğunu vurgulayan Stoltenberg, “Çok da uzun olmayan bir zaman önce birçok müttefik, Rusya’dan gaz almanın tamamen ticari bir mesele olduğuna inanıyordu. Bu yanlıştı. Rusya, gazı bir silah olarak kullanarak bizi baskı altına almaya ve Ukrayna’yı desteklememizi engellemeye çalıştı. Aynı hatayı Çin ile yapmamamız gerekiyor” dedi.
“UKRAYNA, NATO’YA KATILACAK”
Üçüncü dersin askeri gücün diyalog için bir ön şart olması olduğunu kaydeden Stoltenberg, “Diyalog, sadece arkanızda güçlü bir savunma kapasiteniz varsa işe yarar. Bu, Ukrayna örneğinde net bir şekilde ortaya konulmuştur” ifadelerini kullandı.
Ukrayna istikrarlı olmadığı sürece Avrupa’da sürdürülebilir bir güvenlik tesis edilemeyeceğini vurgulayan Stoltenberg, “Aynı şekilde Ukrayna, NATO üyesi olmadığı sürece, Ukrayna’da kalıcı bir güvenlikten de bahsedilemez. NATO’nun kapısı açık. Ukrayna NATO’ya katılacak” diye konuştu.
“AFGANİSTAN’DAKİ MİSYON FAZLA UZADI”
Dördüncü dersin askeri gücün sınırlarının olduğu olarak vurgulayan Stoltenberg, “Bunu Afganistan’da net bir şekilde gördük. 11 Eylül terör saldırılarının ardından Afganistan’a girilmesi doğruydu. Askeri müdahalemiz BM’nin verdiği net yetkiye dayanıyordu. Müdahale, ittifak genelinde geniş siyasi destek aldı. El Kaide’yi zayıflattık ve Afganistan’ın uluslararası teröristler için güvenli bir sığınak olmasını engelledik. Yani, misyonumuz boşuna değildi” dedi.
Diğer yandan Afganistan’daki misyonun fazla uzadığını ifade eden Stoltenberg, “2014 yılında NATO’ya katıldığımda plan, oradaki askeri varlığımızı birkaç yıl içerisinde sonlandırmak ve siyasi bir ortaklığa dönüşümü sağlamaktı. Fakat 7 yıl sonrasında halen binlerce askerle oradaydık. Terörle mücadele odaklı bir operasyon olarak başlayan misyon, büyük çaplı bir ulus inşa etme misyonuna dönüştü” diye konuştu.
Misyonun genişlemesinin bedelinin görüldüğünü vurgulayan Stoltenberg, “20 sene sonra, savaşı halen kazanıyor değildik. Taliban ilerleme kaydediyordu ve biz ayrıldığımızda sorumluluğu üstlenecek birleşik bir Afgan otoritesi mevcut değildi. Afganistan hükümeti ve güvenlik güçlerinin bu kadar hızlı çökmesi, ayrılmanın doğru karar olduğunu gösterdi” dedi.