Show TV’de gizli misyonerlik faaliyeti! Gençlerin imanı böyle sinsice yok ediliyor

Bedir Acar, televizyon dizilerinde Hristiyanlık propagandasının yapıldığını ifade etti. Acar, “Kızılcık Şerbeti” dizisinin İslami karakterleri olumsuz tanıttığını yazdı. Dizilerin “Dinlerarası Diyalog” adı altında kilise misyonerliği yaptığını belirten Akşam gazetesi yazarı Acar, bu tür dizilerin gençler üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı. İşte Bedir Acar’ın dikkat çeken yazısı:”Daha önce yazdım; ekranlarda boy gösteren Kızıl Goncalar ve Kızılcık Şerbeti türevinde diziler, suret-i haktan görünüp zehri altın tasta sunuyorlar.

Her iki dizide de mütedeyyin kesimi temsil ettiği varsayılan karakterlere yer veriliyor.

Söz konusu karakterler gırtlağına kadar her türlü hilenin, desisenin içine gömülmüş tipler olarak gösteriliyor, böylece toplum nezdinde bir ‘gözden düşürme’ operasyonu yapılıyor.

Kızılcık Şerbeti’nin geçenlerde yayınlanan 69. bölümünde yapılan bir şey daha vardı… O da kilise adına misyonerlik faaliyeti…

Yapımcı ve senaristinin daha önce FETÖ iltisaklı projelerde yer aldıkları hatırda tutulursa kilise propagandasına dönüşen ‘Dinlerarası Diyalog’ söyleminin diziler üzerinden devam ettirildiği düşünülebilir. Bu bağlamda mezkur diziler, sosyal medyada da gündeme getirildiği üzere bir ‘truva atı’na dönüşmüş durumda.

Söz konusu bölümde başrol oyuncuları (başörtülü anne ve kızı) Ayasofya’dan çıktıktan sonra (turist kafilesi kalabalığının seline kapılıp) bir kiliseye giriyorlar.

Karşılarına çıkan papaz onları içtenlikle karşılıyor, ‘buradaki tek kapalı sizlersiniz, dikkatimi çekti’ diyor.

Anne kız tedirgin…

Kız papaza karşı gözlerini belertip ‘bizi asla açamıycaksınız, asla açamıycaksınız’ diyerek gülünç, karikatürümsü bir profil çiziyor. (Söz konusu karakter (Pembe) dizinin en cahil, en aptal, en dedikoducu, fitne fücur karakteri aynı zamanda).

Bunun üzerine Papaz tüm şirinliğiyle vaaza başlıyor. Tıpkı cami gibi kilisenin de Allah’ın evi olduğunu söylüyor.

‘Dinlerin farklılıkları insanlığın zenginliğidir. Hangi dine inanırsanız inanın, önemli olan insanlığa hizmet etmektir. İşte o zaman gerçek inancın ışığını yakmış oluruz. Dinlerin kardeşliği insanlığın barışı için olması gereken tek yoldur’ diyor.

Dediğim gibi sureti haktan görünüp zehri altın tasta sunan bu dizilerin diyaloglarına bakıldığında ortalama seyirciyi tavlayacak, ‘hakikaten de öyle’ dedirtecek pek çok laf salatası var.

Nitekim Onedio internet sitesinde söz konusu sahne için bir editörün şöyle bir yorumuna rastladım: ‘Kiliseye girmekten rahatsızlık duyan Pembe’ye papazdan ders niteliğinde yanıt geldi.’

Üç doğrunun arasına sinsi alt metinler yerleştirmeyi ihmal etmeyen dizinin ikna edici ‘yaklaşım’ başarısından söz edilebilir.

Ancak sorgulayıcı bir gözle bakıldığında ne papazın söylemleri ne de ‘yobaz müslüman’la ‘aydın seküler’in karşı karşıya geldiği sahnelerdeki diyalogların masumiyeti, samimiyeti inandırıcı…

Hristiyanların ve Musevilerin ‘din’ dediği kilise ve havra, kurumsal bir otorite olarak, tarih boyunca Haçlı seferlerinin odak merkezleri oldular. Bu haçlı zihniyeti bugün de hayatta ve diri. Gazze’de yaşananlar Siyonist-Haçlı ittifakının eseridir.

İsrail’in tahrif edilmiş ‘kutsal’ kitabında ise kendilerinden olmayan kadınların, erkeklerin, bebeklerin, yaşlıların, hayvanların katlinin mübah oluşundan bahsediliyor. Bu ayrı mevzu…

Geçenlerde New York uçağında, uzaktan tanıdığım ve İmam Hatip mezunu olduğunu bildiğim genç bir yolcunun, uykuya dalana kadar, dizüstü bilgisayarından, Kızılcık Şerbeti’ni izlediğini fark ettim.

İşin tuhafı şu ki 15 Temmuz’un yıkıcı darbesini göğüsleyen toplumsal yapı, bu dizilerin yarattığı sinsi tahribatın reytingine katkı veriyor.

Şekeri yemesi keyif verir ama fazlası iç organları sinsice çürütür.

Hal böyle olunca insan düşünmeden edemiyor; Müslüman nesillerin imanını aşındırmaktan başka ne işe yarar bu diziler?

15 Temmuz darbe girişiminde bombalarla yıkılamayan iman kalesinin manevi dinamikleri içeriden hançerleniyor.

Sinemanın uzun vadede bombalardan, füzelerden daha az etkili olduğunu söylemekse saflık olur.”

 

 

 

 

Yorum yapın