Eski Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in PKK soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından, avukat olan kızı Seraf Özer bir açıklama yayınladı. Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali Karahasanoğlu, söz konusu açıklamaya tepki gösterdi.
Karahasanoğlu’nun bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:
Türkiye’de Ahmet Özer’den başka Kürt belediye başkanı yok mu?
AK Parti’den seçilmiş CHP’den seçilmiş, DEM’den seçilmiş, başka Kürt yok mu?
Ki, “Ahmet Özer Kürt, onun için kayyım atandı” diyor..
Kürt olanlar tutuklanıyorsa, DEM’li milletvekilleri niye tutuklanmıyor?
Buna ne cevap verebilir, avukat kızımız?
“Bu kent uzlaşısını, Türkiye ittifakı ve giderek büyüyen iktidar yolculuğunu kesintiye uğratmaları gerekiyordu” diye de devam etmiş, Seraf Özer..
Kent Uzlaşısı ha?
Bu ne ola ki?
Nasıl bir şey bu?
Kandil’den gelen bir talimat mı?
Seraf hanım hukukçu olduğuna göre, bana şöyle alıp okuyabileceğim, yazılı metin halinde “Kent Uzlaşısı” ile ilgili iki satırlık da olsa bir metin gösterebilir mi?
CHP ile DEM’i iktidara kadar götürecek önemli bir uzlaşı olduğuna göre. Yazılı bir metin vardır, herhalde..
Yoksa..
Gizli mi o “Kent Uzlaşısı”.
Milletten gizli.. Hukuktan gizli..
Ama lafa gelince, iktidara yürüme yolunda, çok önemli bir birliktelik..
Söyler misiniz bize, Kent Uzlaşısını’”nın tarafları kimler?
“CHP ve DEM” diyecekler..
Onlar maskeli balonun görüntüdeki tarafları..
Ya arkada kimler var? PKK bunun neresinde? Amerika neresinde? Söyler misiniz, avukat hanım?
Her sözleşmede, taraflar olur, amaç olur, konu olur, karşılıklı olarak edimler/yükümlülükler olur..
Söyler misiniz avukat hanım, bu uzlaşının amacının, siyasi iktidarı ele geçirmek olduğunu tahmin edebiliyorum da..
Karşılıklı olarak, kim neyi veriyor, karşılığında ne alıyor?
Kandil ne veriyor, karşılığında ne alacak?
CHP ne veriyor, karşılığında ne alacak?
DEM ne veriyor, karşılığında ne alacak?
Kent Uzlaşısı diyorsunuz ya..
İki taraf bu uzlaşıya başlangıçta nerede idi? Nerede ortak noktaya gelindi.. Açık açık anlatsanıza..
Abdullah Öcalan’ın, PKK’yı lağv etme çağrısı bile yapmadan, AİHM kararları gerekçe gösterilip, tahliye edilmesi, bu Kent Uzlaşısı içinde var mı, yok mu.
Söyleyin, öğrenelim..
PKK’lı teröristlere, belediye imkanlarının peşkeş çekilmesi var mı, yok mu?
Turistlere Kürtçe küfür eden, Türkiye’nin de, özellikle de dürüst-samimi dindar Kürtlerin de yüzkarası olan berduşlara İstanbul sokaklarının peşkeş çekilmesi, Kent Uzlaşısının içinde mi, değil mi?
Diyor ki Seraf hanım:
“Ülkemizi yöneten faşizmle karşı karşıyayız. Esenyurt’ta Ahmet Özer Başkanımızı iftiralarla, gizli tanıklarla görevden alarak hapse atan, tutuklayan ve yerine kayyım atayan bu ceberrut iktidar hepimizin hayatının üzerine oturmaya; bizleri adeta yoksulluğa, ölüme ve yok olmaya terk etmektedir. Bugün burada yaşanan dün Hakkari’de, Van’da, Diyarbakır’da yaşandı.”
Faşizm ha?.
Seraf hanımın CHP’liliğini bilmem.
Ama yanıbaşındaki CHP Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin ile Zeliha Aksaz Şahbaz’a sorsaydı:
“1991-1995 arasında güneydoğuda binlerce faili meçhul cinayet yaşanırken, siz iktidar ortağı değil miydiniz? Cumartesi anneleri, her hafta Galatasaray’da toplanıp, CHP iktidarı döneminde öldürülen yakınlarının, en azından cesetlerinin bulunup verilmesi için bugünkü siyasi iktidardan yardım istiyorlar. Faşizm işte bu. Siz CHP Genel Başkan Yardımcıları, benim yanımda ne duruyorsunuz? Siz katillerin Kürtleri katlettiği dönemin iktidar ortağısınız.. Siz faşistsiniz. Benim yanımda ne duruyorsunuz!”
Belki 1991-1995 arasına gitmeye de gerek yok..
Bugünkü CHP için de aynı şeyleri söyleyebilirdi, avukat hanım:
“Bugün MHP Genel Başkanı, PKK’nın lağv edilmesi şartı ile Öcalan’a umut hakkı tanınabileceğini söylüyor. Ama yanıbaşımdaki CHP, bize Kent Uzlaşısı kapsamında, PKK lağv edilmeden, Öcalan’ın serbest kalması vaadinde bulunuyor. PKK lağv edilmezse, terör devam edecek. Terör devam edince, yine operasyonlar yapılacak. Yine terör örgütüne üye olan ve teslim olmayan insanlar ölecek. Bu arada, bu çatışma sırasında, masum insanlar da ölecek. Bu faşizmdir. Bu faşizme onay vermememiz lazım. Ama CHP’liler nedense, bize Kent Uzlaşısı kapsamında verdikleri Apo’yu serbest bırakma sözünü, PKK lağv edilme şartı ile gündeme gelince, ‘Aaa. Öcalan’ı bunlar serbest bırakacaklar. Olur mu öyle bir şey, bu ihanettir’ diye karşılıyorlar. O zaman Kent Uzlaşısına ne oldu?”
Avukat hanım, PKK’lılar için “değerli evlatlar” tanımlamasına bir şey demiyor.
PKK’lılarla görüşmeye bir şey demiyor.
Dediği şu:
“Suç ise niye beklediniz.”
Ben avukat hanıma hatırlatayım.. Zamanaşımı, esasa ilişkin savunma değildir..