Cumhuriyetçiler, Başkan seçilen Donald Trump’ın ocak ayında Beyaz Saray’a başkan olarak geri döndüğünde gündemini ilerletmesi için kritik bir unsur olan ABD Temsilciler Meclisi’ndeki kontrolü ele geçirmeye çok yaklaştı.
Reuters’ın Edison Research’e dayandırdığı haberine göre, 5 Kasım genel seçimlerinde oylar hala sayılırken Cumhuriyetçiler, 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nde 213 sandalye kazandı. Cumartesi gecesi yapılan tahmine göre Temsilci Dan Newhouse’un, Colorado’nun 3. kongre bölgesindeki Cumhuriyetçi çoğunluğunu sürdürmesi için yeterli oyu aldığı değerlendiriliyor.
ABD Temsilciler Meclisi / Reuters
YETKİ CUMHURİYETÇİLERDE OLACAK
Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanması ve Cumhuriyetçilerin Senato’daki kontrolü ele geçirmesiyle, Temsilciler Meclisi’ndeki kontrolün Cumhuriyetçilere vergi ve harcama kesintileri, enerji düzenlemelerinin kaldırılması ve sınır güvenliği kontrolleri gibi geniş kapsamlı bir gündemi zorla kabul ettirme yetkisi vereceği öngörülüyor.
Geriye kalan 17 Meclis yarışının çoğu, oy sayımının ülkenin geri kalanına göre daha yavaş olduğu Batı eyaletlerindeki rekabetçi bölgelerde gerçekleşiyor.
TEMSİLCİLER MECLİSİ NEDİR?
Temsilciler Meclisi, 50 eyalet arasında toplam nüfuslarına orantılı olarak dağıtılan 435 seçilmiş üyeden oluşan Kongre’nin alt meclisidir. Bu, büyük nüfusa sahip eyaletlerin küçük eyaletlere göre daha fazla temsilciye sahip olduğu anlamına gelir.
ABD Temsilciler Meclisi / Reuters
Meclis, temsilciler tarafından seçilen Meclis Başkanı tarafından yönetilir. Genellikle Meclis’te çoğunluğa sahip olan parti, Başkanı seçer.
BAŞKAN İÇİN NE KADAR ÖNEMLİ?
Özellikle son yıllarda Amerikan siyasetinde kutuplaşma derinleştikçe, başkanın hem Senato hem de Temsilciler Meclisi üzerinde partisinin kontrolüne sahip olması giderek daha önemli hale geldi. Bölünmüş bir Kongre, başkanı bazı kampanya vaatlerini görmezden gelmeye ve iki partili önceliklere odaklanmaya ve yürütme eylemleri yoluyla istenen yasaları yürürlüğe koymaya zorlayabilir.
1980’DEN BU YANA BİR İLK OLACAK
Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluk, başkanın yasama gündemini ilerletmeye yardımcı olur.
Ancak başkanlar genellikle göreve geldiklerinde partilerinin hem Temsilciler Meclisi’ni hem de Senato’yu ve yürütme organını kontrol etmesiyle göreve gelirlerken, 1980’den bu yana her başkan bölünmüş bir hükümetle karşı karşıya kaldı.