Ful kasko olarak araçların kiralandığını fakat kazada aslında kasko olmadığını söyleyen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, “İçinde bulunduğumuz yaz aylarında araba kiralama tavan yapıyor. Neredeyse araba kiralama firmalarına araç yok satıyor. Daha sonrasında da devam ediyor fakat bu yaz sezonunda gurbetçilerin geldiği dönemde ya da tatile gitmek için araba kiralanan dönemde şöyle bir sıkıntı yaşanıyor ki tüketicilerin buna çok dikkat etmeleri lazım. Bir arabayı kiralarken kira bedeli oluyor doğal olarak. Daha sonra da ek talepler oluyor işte bagaj talebi, buzdolabı talebi ya da çocuk koltuğu talebi gibi. Bunlar ekstra fiyatlardır. Fakat bir de kaza yapma ihtimaline karşı arabanızı ful kaskoluyoruz diyorlar. Ful kasko deyince akla gelen nedir? Ne olursa olsun, karşıdaki araç da hasar görse hepsini ödeyecek anlamına gelir. Ful kasko diye bir kazanç kalemi daha çıkarılıyor kiralama firmaları tarafından. Daha sonra kaza olmazsa tabi bu ekstra bir kazanç ama kaza olduğunda sıkıntılar başlıyor. Şöyle ki; bir arabanın kiralama dönemi için kaskolanması mümkün değil. Arabaya baştan yıllık kasko yapılmıştır ya da yapılmamıştır. Kaskoluysa nasıl kasko yapıldığına dair poliçeye bakılması lazım ki o da firmada olduğu için tüketici bunu talep edemez, etmiyor da zaten. Fakat sözleşmeye ful kasko diye yazılıyor ve onun bedeli de alınıyor. Kaza gerçekleşmişse kaza anında sadece karayolları trafik sigortasının vermiş olduğu bedel ödeniyor, geriye kalan da tüketiciye kalıyor” dedi.
“Araç kiralamalarda asla dijital sözleşme imzalanmaması gerekir”
Şahin, araç kiralamalarda asla dijital sözleşme imzalanmaması gerektiğini söyleyerek, “Buradaki sıkıntı imzaladığımız sözleşmenin elden almaması. Bana son zamanlarda gelen şikayetlere baktığımda hiç birinin elinde sözleşme yok. Çünkü dijital sözleşme imzalamışlar. Dijital sözleşme ne demek? Ekran üzerinden dijital olarak imza atıyor. Konuşmalar üzerine gerçekleşmiş düşünülerek sanki o gerçekmiş gibi alıyorlar ve rahatlıkla yola çıkıyorlar. Halbuki bizim yapmamız gereken bir somut sözleşme, bir belge. Islak imzalı, karşı tarafın kaşe ve mührünün olduğu bir sözleşme ve bu sözleşmeyi de kontrol etmek şartıyla. Biz okumayı sevmeyen bir milletiz, sözleşmede konuşmaların yazılıp, yazılmadığını tek tek kontrol etmek lazım. Bir eksiklik varsa ki mesela ful kasko yazmıyor. Burada ful kasko yazık ve sözleşmeyi de yazdık diyelim fakat aracın gerçekte kaskosu yok. Biz o sözleşmeyi aldığımız zaman mahkemelik olduğumuzda orada ful kasko yazdığı için gereği neyse firmaya o yaptırılır. Sıkıntı yaşamamak için böyle bir durumda buna dikkat edelim ve asla dijital sözleşme değil, kağıt olan, somut sözleşme ve kontrol ederek alalım. Bu olmazsa kazada bütün maddi hasar tüketiciye gelmiş olacak. Çünkü arabanın kaskosu yok. Elimizde de sözleşme yok. Karşı taraf bunu kasıtlı yapıyor, tasarlayarak yapıyor. Kar edecek, biz böyle bir taahhüt vermedik diyecekler. Poliçesinde de zaten kaskolu değil araba. O kasko yoksa yada ful kasko değilse bu sefer karşı tarafın hasarı varsa bize ödettirecekler. Bu anlamda maddi bir sıkıntı yaşamamak için buna dikkat edelim” ifadelerini kullandı.