Hava sıcaklıklarının yurt genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Özellikle akşam saatlerinde de etkili olan bunaltıcı sıcaklar, kaliteli uykunun önüne geçiyor. Sıcak havanın etkisiyle kaliteli uykunun süresine erişilememesi hem hayatı olumsuz etkiliyor hem de sağlık problemlerinin oluşmasına neden oluyor. Kaliteli uykunun sağlanması için oda sıcaklığının 22 dereceyi aşmaması gerektiğini belirten Eskişehir Şehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı ve Uyku Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Vural Fidan, “Bulunduğumuz ortamdaki sıcaklığın ortalama 22 derecenin üzerinde olduğu durumlarda uykunun hem kalitesi hem süresi oldukça hasar görmekte ve zarar görmektedir” dedi.
“22 derecenin üzerindeki ortamlarda uykunun hem kalitesi hem süresi oldukça hasar görüyor”
Oda sıcaklığının 22 derecenin üzerine çıkmaması için soğutma sistemlerinin uyku modlarının kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Fidan, “Sıcaklıkların artışıyla beraber ne yazık ki uykuya dalma ve uykuyu devam ettirmeyle ilgili ciddi sorun yaşamaktayız. Bu uykuya başlama süreci ve devam ettirmeyi sağlayabilmek için uyku hijyenini sağlamamız lazım. Bunların başında gelen bir tanesi de ne yazık ki bulunduğumuz ortamdaki sıcaklıktır. Bulunduğumuz ortamdaki sıcaklığın ortalama 22 derecenin üzerinde olduğu durumlarda uykunun hem kalitesi hem süresi oldukça hasar görmekte ve zarar görmektedir. Bununla ilgili olarak bunu normalize edebilmek yani sağlayabilmek için iklimlendirme ürünlerinden, bazı cihazlardan faydalanmamız mümkün. Özellikle akşamları sıcak zamanlarda uykumuzu daha rahat alabilmemiz için cihazların uyku modları vardır. Bu uyku modlarında bu cihazları kullanmamız mümkün” dedi.
“Kafeinli içecekler kişilerin uykusunu bozmakta ve uykuya dalmasını zorlaştırmaktadır”
Özellikle kafeinli içeceklerin tüketiminin de uykuya dalmayı zorlaştırdığını belirten Prof. Dr. Vural Fidan, uyumadan 1 saat önce ılık süt tüketiminin önemli olduğunu söyledi. Uyku esnasında giyilen kıyafetlerin de uyku kalitesinde bir etken olduğunu belirten Prof. Dr. Fidan, şu ifadeleri kullandı:
“Ayrıca bu uyku sürecinde özellikle sorun yaşayan dalma ve devam ettirme sorunu yaşayan kişilerde çay, kahve ve kafeinli gıdaların tüketilmesini biz çok fazla istemiyoruz. Çaydaki teofilin, kahvedeki kafein dediğimiz maddeler ve kafeinli içecekler, gıdalar ne yazık ki kişinin uykusunu bozmakta, uykuya dalmasını zorlaştırmaktadır. Bu kişilerde özellikle yattığımız ortamda kullanmış olduğumuz ürünler veya giymiş olduğumuz pijama tarzındaki malzemelerin de belli özelliklerde olması lazım. Sentetik malzemeleri kullanmamamız bizim için daha iyi olacaktır. Pamuklu ürünleri tercih etmemiz yine bizim için daha sağlıklı olacaktır. Yatmadan 3-4 saat öncesinde beslenmeyi bırakmamız lazım. Yani dolu bir karınla uykuya dalmamız kesinlikle çok daha zor oluyor. Çocuklarda da ne yazık ki böyle bir durum söz konusu. Çocuğun alerjisi yoksa mutlaka ve mutlaka yatmadan 1 saat öncesinde ılık süt gibi böyle kişinin uykuya dalmasını arttırıcı şeyleri kullanmamız mümkün. Keza erişkinlerde de bunu arttırabilecek özellikle bitkisel çayları yatmadan yine 1 saat öncesinde kullanmamız mümkün olacaktır. Bu kişinin hem uykuya dalmasını ve de sürdürmesini sağlayacaktır.”