Aleyna Sevim – Pusula denizanaları (chrysaora hysoscella) Atlatik Okyanusu’nda yaygın bir tür olsa da artık Türk sahillerinde de görülme sıklığı arttı. Türkiye’de daha çok Akdeniz bölgesinde görülen bu türler Marmara Denizi’nde ise 2000’li yılların başında görülmeye başladı. Marmara Denizi’nde yılın belli dönemlerinde artış ya da azalış yaşayan pusula denizanaları zehirli özelliğe sahip bir tür olduğu için görenleri tedirgin ediyor. Yaygınlaşma ve görülmesinde en büyük faktörlerden olan küresel ısınmanın artmasıyla tür Marmara Denizi’nde baskın hale geçmiş durumda.
class=”medyanet-inline-adv”>
‘Komşu denizlerden sıcak’
Marmara Denizi’nin 1989 senesinden beri kirletilme problemiyle yüzyüze olduğunun altını çizen MAREM (Marmara Environmental Monitoring) Proje Lideri ve Hidrobiyolog M. Levent Artüz şunları kaydetti: “An itibariyle birincil ve temel problem derin deniz deşarjları adı altında, yetersiz arıtılmamış atıkların bu denizimize basılması sonucu oluşan bulanıklık. 1989 senesi öncesi Marmara Denizi ışık geçirgenliği ortalaması 19 metreyi bulurken, günümüzde bu değer 2.2 metreye kadar düşmüştür. Bulanıklık sebebi ile bu denizimiz aynı koyu renkli bir kaptaki su gibi, komşu denizlere nazaran 2.5 derece daha sıcaktır. Yine bulanıklık güneş ışınlarının derinliklere ulaşmasını engellediği için, son kalan deniz çayırları da fotosentez yapamayıp ölmekte, bağlı habitatlar yok olmaktadır. Pusula denizanaları bu suların kadim ve esas sakinleri. Denizlerimizi tanımadığımızdan, kirletilme gibi olağandışı olguları ve bunların akut etkilerini umursamayıp, her sene tekrar eden döngülere şaşırıp kalıyoruz” dedi.
class=”medyanet-inline-adv”>
‘Oksijen yok, aşağıdaki canlılar yukarı çıktı’
Deniz biyoloğu Dr. Mert Gökalp de pusula denizanalarının Marmara’da artık kalıcı bir canlı olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Geçen sene tek dalışta 150-200 tane pusula deniz anasıyla karşılaştık. Mayıs ve haziranda Marmara’nın her yerindeydiler. Dönemsel artış azalış gösterecektir ama hep kalacaktır. Deniz analarının fazla olma nedenlerinden biri partikül ve besinlerin bol olmasıdır. Dönemsel olarak da sıcaklıkların artışı uygun şartlar oluştuğunda bunlarda artış gözleniyor. Marmara zaten temiz sağlıklı deniz olma durumunu kaybetti. Marmara’nın etrafında kaç milyon kişi var, bunların atıklarını arıtabiliyor muyuz ve bu sistemlerin ne kadarına ihtiyaç var? Bunların şeffaf olması gerekir. Artık Marmara’da canlıların yaşayamacağı ölü alanlar var. Aşağıdaki hayvanlar yukarıya çıkmış durumda. Çünkü oksijen yok. Bu alanlar artarsa balık ve deniz canlılarının toplu ölümleri gerçekleşirse daha tehlikeli bir durum yaşanır.”