Narin Güran (8) cinayeti ile ilgili soruşturmada tutuklanan anne Yüksel Güran’ın savcılıktaki detaylı ifadesi ortaya çıktı.
Yüksel Güran, ifadesinde, olay gününü anlatarak, ‘Saat 13.00’tü. Sofra üzerinde yemek yiyorduk. Sonra sofrayı topladım. Kızım Narin toz alıyordu. Koltukta uzanıyordum. Narin bana, ‘Kur’an kursuna geç kaldım’ dedi. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. ‘Kızım hava sıcaktır, gitme’ dedim. O da çok ısrar etti ve bana, ‘Saat 16.00’ya kadar kurs var, gitmek istiyorum sonra Hüseyin amcanın evine gideceğim’ dedi. ‘Bana onları çok özledim’ dedi. Çok ısrar etti.
Gitmek için ısrarlı şekilde çığlıklar atıyordu. Narin yaz boyunca hiç evden çıkmamıştı. Hatta kızıma, ‘Kızım bacakların çıplak bu haliyle insan kursa gider mi’ dedim. Üzerine siyah şort ve tişört giymişti. Sonra M. geldi. Bu sırada Narin dışarı çıkmıştı. Narin’in dışarı çıktığını görmedim. Bu nedenle dışarı çıktığında ne giydiğini görmedim. Oturma odasında oturuyordum. Bu oda evin çıkış kapısını görmemektedir. M. geldi ve biraz konuştuk. Çok yorulmuştum, orada yattım.
M. de orada yattı. Enes de orada yatıyordu. E. ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp, mutfağa gidip, su içip, tekrar yattım. Sonra kalktım. M. uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana, ‘Yenge elbiselerimizi getirdi’ dedi. Ben de ona ‘Neden beni uyandırmadın’ dedi. O da ‘Yenge bırakmadı’ dedi. Sonra H. geldi. H. dönüşte bana kendisine ait su dinamonun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmıştı. H. ikinci gelişinde Enes uyuyordu.
H.’nin evime ilk gelip, beni uyandırmadan dönmesi ile ikinci geldiği süre arasında ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Ancak geldiğinde uyanmıştım. H.’nin su dinamosu şalteri, Salim’in evinin kapısının hemen önündedir.
Salim ile H.’nin dinamosu aynı şalteri kullanmaktadır. H. geldiğinde biraz oturup, sohbet ettik. Valizi getirdim. Valizin içerisindeki tüm elbiseler, Enes’e aitti. Elbiselerin tümünü H. ile katlayıp, valize koyduk. Oturmaya devam ettik.” dedi.
Yüksel Güran, ifadesinin devamında, şunları anlattı:
“Mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve ‘Narin orada değil’ dedi. Dışarı fırlayarak, ‘Enes sen camiye git bak’ dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah’ı çağırdım. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin’i, Maşallah’ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin’i sordum. Maşallah bana Narin’in orada olmadığını söyledi. S. de oradaydı. ‘Narin sizde değil mi’ diye sordum. Çünkü İ.H.G.’nin de küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Sonra H.’yi aradım. ‘Narin orada değil mi’ diye sordum. O da ‘Yok, burada değil’ dedi. Sonra H.’nin kızı E.’yi, Y.’nin evine Narin’i sormaya gönderdim.
Sonra çocuklarım Eren veya Muhammed’e telefonumda Y.’nin telefonunun numarasını bulmalarını söyledim. Enes de bu sırada caminin orada Narin’i arıyordu. S.’yi de arayıp, Narin’i sordum. Gittik, halası A.K.’nin kapısını çaldık. Narin’i sorduk ve ‘Orada değil’ dediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaattır. Belki bir yere düşmüştür diye oraya gittik. Caminin kapısına gidip, feryat edip, ‘Narin burada mı’ diye sordum. O sırada İ.K., bana saat 18.00’de Narin’i cami civarında gördüğünü söyledi. Onun bunu söylemesi üzerine biraz gevşedim. Dedim belki arkadaşları ile oynamaya dalmıştır. Sonra eve gittiğimde bütün köy toplandı.”
‘17.00-17.30 SIRALARINDA NARİNİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ’
Yüksel Güran, ifadesinde, “Hava kararmıştı. Ancak saatin kaç olduğunu bilmediğim bir sırada Maşallah’ı tekrardan gördüm. Kendisi de bana 17.00-17.30 sıralarında Narin’i gördüğünü söyledi. Ancak Narin’i bulamadık. Ağlayıp, çocuklarım da aşağıya inip, çeşmeye koşmaya başladık. Bütün köylü, Narin’i aramaya başladık. Ancak bulamadık. Kocama Narin’in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri, kocamı arayıp, Narin’in kaybolduğunu söylemiş.
O da beni aradı ve ‘Narin nerede’ diye sordu. ‘Ben de bilmiyorum’ dedim ve kocam telefonu kapattı. Saat kaçta aradı, bilmiyorum. Narin’in biri ayağında, diğeri de eskisi evde olmak üzere iki adet terliği vardır. Evdeki terliğinin rengi pembedir. Terliğin önünde ne olduğunu hatırlamıyorum. Terliği halen evdedir. Salim ile hiç görüşmedim. Ancak bu görüşmeler varsa çocuklarım yapmış olabilir.
Nereye gitsem Arif’in telefonu yanımızda olduğu için kendi telefonumu evde bırakıp, öyle giderim. Arif ile nişanlanmadan önce Salim ile M. nişanlandı. Salim nişanlandıktan sonra Arif askere gitti. Arif acemi birliğinden döndükten sonra Arif ile nişanlandık. Benim mutlu bir ailem vardır” dedi.
‘Tüm gün evde olduğunu, özellikle Narin’in kaybolduğu saatlerde evde olduğunu beyan etmenize rağmen Narin’in 15.15’te kurstan gelerek patika yola girmekte ve evlerinin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp, arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin’in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta söyleyecekleriniz neler?’ sorusuna Yüksel Güran, “Bahsettiğiniz saatlerde eltim H.’nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde yatıp, uyuyorduk” dedi.
Daha sonra kollukta müşteki olarak alınan ifadesinde H.’nin saat 16.00 sıralarında eve geldiğini beyan etmesine rağmen şu anki ifadesinde 15.15’te beraber oturduklarını söylemesi ile ilgili soru üzerine, Yüksek Güran, “Saate bakmadığımdan saatleri hatalı söylemiş olabilirim. Her iki ifademde de söylemiş olduğum saatler yanlış olabilir. Uyuduğumdan H.’nin saat kaçta eve geldiğini bilmiyorum” diyerek karşılık verdi.
Olay günü 15.15 sıralarında Salim ile bir arada olup olmadığı sorusuna ise Yüksel Güran, “Hayır değildim. Salim’i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde, hacı Hüseyin’in evinin önünde gördüm. Kendisi ile bir araya da gelmedik” cevabını verdi.