Narin Güran cinayetinde 2 senaryo gündemde! Neden sustular? Olay günü yaşanan kavganın perde arkasında ne var?

Salim Güran.

ÖNEMLİ BULGULARA ULAŞILDI

Narin Güran’ın cenazesinden alınan 91 numune üzerindeki incelemeler İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu’nda sürüyor. İki kurul, dört ihtisas dairesinde çok sayıda uzman tarafından 24 saat esasına göre yürütülen çalışmalara ilişkin ilk raporun bu hafta içinde çıkması bekleniyor. Uzmanların önemli bulgulara ulaştığı öne sürülüyor.

2 SENARYO ÜZERİNDE DURULUYOR

1. SENARYO: EVDE PLAN AHIRDA CİNAYET

20 Ağustos Salı günü eve gelen Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve diger amcaların dan birinin eşinin dahil olduğu üçlü ilişkiyi gördüğü senaryo üzerinde durulduğu öğrenildi.

Bu olayın ardında evde kısa süreli bir panik yaşandığı düşünülüyor. Salim Güran’ın Narin’in herkese anlatabileceği gerekçesiyle öldürülmesine karar verdiği baskı ve tehditle kararını herkese kabul ettirdiği ve cinayet planını aynı gün hazırlandığı da iddia edilenler arasında.

Güran’ın 21 Agustos Çarşamba günü öğleden sonra Kur’an kursu için gittiği camiden dönünce cinayet planı uygulamaya koyduğu ileri sürülüyor. Salim Güran’ın merkezinde olduğu bir organizasyonla Narin ahira götürülerek katledildi. Soğukkanlılıkla işlenen cinayetin ardından cesedin saklanması ve delillerin yok edilmesi süreci başlatıldı. Bu süreçte bütün aile çeşitli roller üstlendi.

2. SENARYO: ENES KARDEŞİNİ BOĞDU

Narin’in evinin yanındaki ahırda Enes ile Narin arasında yaşandığı değerlendirilen muhtemel boğuşma sırasında, bağırtı seslerine koşan anne Yüksel Güran’ın kızını oğlunun ellerinden almak için olaya müdahale sırasında, Enes’i önce sırtından çekmeye çalıştığı, tırnak izlerinin bu sırada oluştuğu, başaramayınca da kolunu ısırdığı soruşturma birimleri tarafından değerlendiriliyor.

ÇELİŞKİLER MEVCUT

Abi Enes Güran da Narin aranırken jandarmaya “bilgi sahibi” sıfatıyla iki kez bilgi vermişti.

24 ve 25 Ağustos’ta jandarmayla görüşen Enes, bu iki görüşmede de “Narin’i 16.30’da aramaya başladık” şeklinde konuşmuştu.

Ancak savcılık ifadesinde Narin’in kaybolduğunu akşam ezanı okunurken (19.11) fark ettiklerini söyledi.

Abiye savcılıkta bu iki çelişki de soruldu, cevap olarak “Narin’in kaybolması ve bulunamamasından duyduğum üzüntüyle vakitleri ve yaşadıklarımı tam olarak hatırlayamadığımdan o şekilde beyanda bulunmuştum” dedi.

18 DAKİKALIK SÜRE AYDINLATILMAYI BEKLİYOR

Narin’in en son görüntüsü, kaybolduğu 21 Ağustos’ta saat 15.15’te okulun güvenlik kamerasına yansıdı.

Jandarma kamerasından Nevzat Bahtiyar’ın aracının dere kenarına geliş saati ise 15.40 olarak belirlendi. Narin’in bu 25 dakikalık zaman diliminde kaybolduğu düşünülüyor. Nevzat Bahtiyar’ın cesedi çuvala koyduğunu söylediği evinin önü ile Narin’in bulunduğu nokta ise araçla 7 dakika. Bir bölümü asfalt, bir bölümü toprak olan yaklaşık 2 kilometrelik yolu DHA muhabiri, otomobille 40 kilometre hızla 7 dakikada katetti. 7 dakikalık zamanın yolda harcandığı hesaplandığında, geriye kalan 18 dakikalık süredeki sır perdesi aralanmayı bekliyor.

Narin’in babasının amcası Hüseyin Güran’ın 15 yaşındaki kızı Melike Güran, Narin kaybolduğu gün bu eve saat 14.00 civarında uğrayıp kendi yaşındaki kuzenlerini sormuştu.

Narin’in arandığı süreçte Melike Güran ise evlerine geldiği saati 17.40 olarak söylemiş, savcılıkta da neden yalan söylediğini “Salim Güran bizi böyle yönlendirdi” diye açıklamıştı.

YENİ DETAY ORTAYA ÇIKTI

Adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılan Melike Güran’ın ifadesinden yeni bir detay ortaya çıktı. İfadesinde Narin’in cesedi bulunduğu gün teyze ile yenge ve kuzenler arasında çıkan kavgayı da anlattı.

KAVGANIN NEDENİ NEYDİ?

İfadenin o bölümümü şu şekilde;

“Narin’in cesedinin bulunduğu gün Narin’in teyzesi Yasemin parmağını sallayarak annem Maşallah Güran’a ve ablam Birsen Güran’a ‘Siz sustuğunuz için bu olay böyle oldu’ diye bağırdı. Biz de kendisine hiçbir şey bilmediğimizi söyledik.”

Ağabey Enes Güran da ifadesinde o kavgayı anlatmıştı.

Ancak Enes Güran kavgayı başlatan sözün teyzeden değil kuzen Melike’den geldiğini söylüyor.

Enes Güran’ın ifadesi şöyle:

“Eve döndüğümde herkesin ağladığını görünce ben de ağlamaya başladım. O sırada, bizim evin balkonunda iken kadınların kavga ettiğini gördüm. Oraya gittiğimde teyzem ile Melike’nin tartıştığını gördüm. Onları ayırırken ne olduğunu sorduğumda teyzem, bana Melike Güran’ın ‘Ben böyle olacağını biliyordum’ şeklinde konuşması üzerine tartıştıklarını söyledi. O sırada Birsen de teyzeme saldırmaya çalışıyordu. Maşallah Güran da gelip araya girince ayırdık. Maşallah Güran kızları Melike ve Birsen’i uzaklaştırdı. Ben de teyzemi bizim eve götürdüm. O esnada bir kadın ‘erkekler sizin yüzünüzden birbirine girdi’ diye bağırdı, kim olduğunu görmedim.”

NEDEN SESSİZ KALIYORLAR?

Uzman isimler, “Omerta” (Sessizlik yemini9 kuralının işlediği köydeki suskunluğu değerlendirdi.

Klinik Psikolog Dr. Rukiye Karaköse, “Sağlıklı psikolojiye sahip insanın, bir çocuğun öldürülmesine karşı sessiz kalmasını anlamak çok zor. Şiddetin olağanlaştığı, adeta organize bir suç çetesi gibi işleyen hiyerarşik bir toplumsal yapılanma söz konusu. Burada gruba aidiyet, itaat, yapılanı örtbas etme ve kalanları koruma bir “hayatta kalma mekanizması. Kadınların daha şefkatli ve empatik olmasını bekleriz. Ancak yoksul, eğitimsiz, çaresiz bir kadın o aile, sistem, aşiret tarafından korunmadığı takdirde hayatta kalamayacağını düşündüğü için susabilir. Grup içi sadakat ve korku, ahlakın, vicdanın ve sağduyunun körleşmesine yol açabilir.” dedi.

Sosyolog-Aile Danışmanı İsmail Öz ise “Narin cinayetinde organize, bilinçli, stratejik bir suskunluk var. Eğer devlet, yargı, medya bu denli konuya dâhil olmasaydı Tavşantepe yine susacak ancak bizim duyamadığımız bir frekansta ve kendi jargonuyla konuşmaya devam edecekti. Belki de işlenen cinayetin hesabının aile içinde ve gelenekler çerçevesinde bir gün sorulması da dâhil konuşulacaktı. Cinayetin ardından tamamı akraba olan bir köyün neden sustuğuna dair bazı tahminler yürütmek mümkün. Belli ki ya birilerinden korktukları için ya da birini korumak için susuyorlar. Kendi içlerindeki bu korku ya da töre bariyerini aşmak için de ‘Biz kimseyi ihbar etmedik, devletimiz buldu’ yolunu seçilmiş gibiler.” şeklinde konuştu.

Yorum yapın