Metrobüs kazasında skandal! İstanbul hizmet bekliyor, boş laf değil

Murat Özer, İstanbul’daki metrobüs kazası ve CHP’nin yerel yönetim anlayışını sert bir dille eleştirdi. Akşam gazetesi yazarı Özer, kazada yaşanan can kayıplarının liyakatsizlik ve vurdumduymazlık sonucunda meydana geldiğini söyledi. CHP yönetimindeki İstanbul’un ciddi bir kriz yaşadığını ifade eden Özer, “İstanbul hizmet bekliyor, boş laf değil” diyerek tepkisini dile getirdi. İşte Murat Özer’in dikkat çeken yazısı:

“CHP’nin yerel yönetimlerdeki üstün başarısı üç kelimeyle anlatıldı yıllardır: “Çöp, çukur, çamur”. Şimdi buna bir de “ölüm” eklendi. Bir toplu taşıma aracı, üstelik sadece kendisine tahsis edilmiş bir yolda nasıl kaza yapar da, insanların balık istifi gibi gittiği metrobüs can pazarına dönüşür? Liyakatsiz personel, gün ortasında yolu bakım için kapatan görevli ve İstanbul’a aldırmayan bir başkan olursa böyle bir akıbet kaçınılmaz olmaz mı?

22 yaşındaki Ferhat Uçar feci şekilde can verdi kazada. 2’si ağır 53 kişi ise yaralı. Bu kadar ucuz olmamalıydı insan hayatı. Elbette İstanbul gibi büyük bir metropolü yönetmek kolay değil. Kaza da olur, su baskını da. Fakat bu kadar başıboşluk, bu kadar vurdumduymazlık olmaz.

İstanbul’da bu felaket yaşanırken, İmamoğlu milyon dolarlık Paris seyahatinin verdiği enerjiyle olsa gerek deprem bölgesini ziyaret ediyordu. Adıyaman Belediyesi’ne iş makinesi bağışı töreninde yaptığı konuşmada, hükümetin deprem konutu inşa etmede geciktiğinden yakınmış. Belediye CHP’ye geçtikten sonra akıllarına gelmiş Adıyaman. Ayrıca ne yapacak bu iş makinelerini belediye depremin üzerinden 18 ay geçtikten sonra? Enkaz mı kaldıracak? Yoksa şehirde devletin 8 bini şimdiden teslim ettiği 44 bin konutun inşasına mı katılacak? Böylesi düşük bütçeli tiyatroyu başka yerde oynayın Ekrem Bey. Binlerce insanın enkaz altına olduğu daha ilk saatlerde dahi genel başkanınızın “hükümetle dayanışmayacağız” dediği deprem bölgesinde değil.

İstanbul’un caddelerine “milyarca lira yatırım yaptık bir daha su bakını olmayacak” diye reklam afişi astığınız saatlerde Ağustos ayında şehri sel götürdü, duydunuz mu? İnsanlar “kış geldiğinde ne yapacağız” diye kara kara düşünüyor, farkında mısınız?

İstanbul’da 6 yılda suya yüzde 800 zam yapıldı. Suyun metreküpü 32 lira. Doğalgaz artık sudan ucuz. İşyerinizde tuvaletiniz varsa yandınız. Metreküpünü 84 liradan satın alacaksınız. Seçimlerden önce suyu bedava yapmayı vaat eden bir yönetim bugün fahiş faturalarla İstanbul halkını canından bezdiriyor. Peki bir zamanlar ülkenin en büyük yatırımlarına imza atan kamu kuruluşu olan İSKİ ne durumda? 2018’de sıfır borcu olan kurum, bugün 17 milyar lira borçlu. Liyakat, ehliyet, hizmet denilen şey bu mu?

Kime söylüyoruz bunları? Sahi İstanbul’da bir belediye başkanı var mı? Gezilerden, parti içi güç mücadelelerinden başını kaldırıp İstanbul diye bir şehrin kendisine emanet edildiğinden ne zaman haberdar olacak? İstanbul hizmet bekliyor, boş laf değil. Şehrin bütçesiyle makam hediye ettiği genel başkanı millete “beyni emcüklenmiş gerizekalılar” diye hakaret eden ahlak yoksununu kahraman diye pazarlayıp cezaevi önünde şov yaparken, hiç olmazsa kendisi göstermelik de olsa hizmet etmeyi düşünmez mi?

Ya o genel başkanına ne demeli? Başörtüsü yüzünden “ayrımcılığa uğrayan” öğrenci Dilara ile küfürbaz Dilruba’yı eşitleyip, dindarlara sahip çıktığını sanan izan fukarası ile nasıl normalleşeceğiz?”

 

Yorum yapın