Ay-yıldızlı bilekliğinin sorulması üzerine ise Lucas Torreira, şu cevabı verdi:
“Bunu Mauro hediye etti. Geçen sene takımdaki herkes için birer tane hediye etti.”
“ÇOK FAZLA GELMEK İSTEMİYORDUM ÇÜNKÜ ÜLKEYİ TANIMIYORDUM, FAKAT ŞİMDİ İKİ SENE GEÇTİ VE KESİNLİKLE SÖYLEMEM GEREKİYOR Kİ BU ÜLKEYE AŞIK OLDUM”
Türkiye’ye ilk geldiğinde çok zorlandığını ve İtalya’yı çok özlediğini ifade eden Torreira, sözlerine şöyle devam etti:
“Bunu kabul etmek lazım, Türkiye’ye gelmek için ilk fırsat çıktığı zamandan beri Nando neredeyse her gün beni arıyordu. Ben de Fiorentina’da çok iyi bir sezon geçirmiştim ve İtalya’dan ayrılmak istemiyordum. Çünkü orası çok sevdiğim ve rahat hissettiğim bir ülkeydi. İtalya’da da oynamak gerçekten hoşuma gidiyordu. Fiorentina’da geçirdiğim en iyi sezonlarımdan bir tanesiydi. 6 ay sonrasında Dünya Kupası maçları vardı ve çok hızlı bir şekilde imza atmam gerekiyordu. Nando aradığı zaman telefonları açmıyordum. Çok fazla gelmek istemiyordum çünkü ülkeyi tanımıyordum. Türkiye neresi bilmiyordum. Ama şunu söylemem lazım. İlk hafta çok zordu. Geldiğim zaman İtalya’yı çok özlemiştim. Biraz da değişiklikten korkuyordum. Fakat şimdi iki sene geçti ve kesinlikle söylemem gerekiyor ki bu ülkeye aşık oldum. Bunları insanların hoşuna gitsin diye söylemiyorum. Gerçekten geldikten sonra insanlar beni çok iyi karşıladılar. Ben de her anımda çok keyif aldım. Tatilden de o yüzden erken geldim çünkü benim için İstanbul çok keyifli. Burada bir sürü insanla tanıştım, birçok bağlantım oldu. Bu ülke hoşuma gidiyor. Şu anda keyif alıyorum ve Avrupa Kupası’ndan da çok keyif aldım. Türkiye gibi büyük bir ülkenin dünyada tanınıyor olması, farklı bir futbol gösteriyor olması bence çok önemli. Futbol dışında da aslında birçok konuda ön plana çıkması gereken bir ülke. İnsanlar gelsinler ve Türkiye’yi tanısınlar. Çünkü Türkiye’nin inanılmaz yerleri var. Ailemle ve arkadaşlarımla buraya geldiğimiz zaman çok keyifli vakit geçiriyorum. Bence dünyanın ve Türkiye’nin en iyi takımlarından bir tanesinin formasını giymek de benim için çok mutlu verici. Galatasaray’daki maceram umarım birçok sene daha devam edecektir. Türkiye’deki insanlarla birlikte vakit geçirdiğimizi görüp diğer oyuncular da buraya gelsinler. Ben kendi tarafımdan en azından iyi bir imaj vermeye çalışayım, çocuklara da iyi örnek olayım istiyorum. Sadece Galatasaray taraftarı değil, diğer taraftarlardan da bir sürü insan bizi takip ediyor ve seviyor. Benimle de ilgili iyi şeyler söylüyorlar. Onlar için de saygı değer ve örnek bir insan olmak istiyorum.”
“BU FORMAYLA GOL ATABİLDİĞİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK MUTLUYUM”
Galatasaray forması altında gol atmayı uzun zamandır beklediğini söyleyen Uruguaylı orta saha, “Restorandan çıktıktan sonra bir video yapmıştık. Onun şarkılarından bir tanesini söylüyor ve dans ediyorduk. Ama gol ile ilgili bir şeyler söyleyecek olursam çok uzun zamandır beklediğim ve geride kaldığımı hissettiğim bir şeydi. Uzun zamandır hayallerimi süsleyen bir şeydi. Maalesef ben çok gol atan bir oyuncu değilim. Çünkü çok fazla rakip ceza sahası içerisine girmek bana düşmüyor. Fakat bir fırsatım çıktığında ve takımım da izin verdiği zaman ileriye gidiyorum. Oraya sakin bir şekilde gidebiliyorum. Bu gol benim için gerçekten beklenen bir şeydi. Hem benim için hem de diğer insanlar için mutluluk vericiydi. Uzun zamandır beklediğim bir şeydi. Bu formayla gol atabildiğim için gerçekten çok mutluyum” şeklinde konuştu.
“GALATASARAY FORMASIYLA HER ŞEYİ KAZANMAK İSTİYORUM”
Oyun içinde zaman kazanmanın önemine değinen Lucas Torreira, “Şoförüm Eray benim bir kardeşim, ağabeyim aslında. Her gün bana ‘yerde kaldın’ diyor. Gerçekten benim hoşuma giden bir şey değil aslında. Oyun içinde bazı durumlar var ve zeki olmak gerekiyor, zaman kazanmak gerekiyor. Özellikle önemli bir maç olduğu zaman. Zamana oynamak gerekebiliyor. Tabii ki bütün zamanı yerde vakit geçirmek falan değil amacım. Ben mükemmel değilim onu da anlamanız gerekiyor. İnsan her zaman yeni şeyler öğreniyor. Elimden geldiğince yapabileceğim her şeyi takımıma yardımcı olmak için yapıyorum. Bazı insanların hoşuna gitmiyorsa da kusura bakmayın ben sadece Galatasaray formasıyla her şeyi kazanmak istiyorum” yorumlarında bulundu.
“ONUN İÇİN BU FORMAYLA ELİMDEN GELEN HER ŞEYİ VERMEYE HAZIRIM”
Teknik direktör Okan Buruk’un sürekli takım için kendini verdiğini, çok çalıştığını söyleyen Uruguaylı oyuncu, “Bence bütün hocalar ellerinden gelen iyi kararı alıyorlar. Takımları için en iyisini düşünerek yapıyorlar. Çok hoş bir insan, arkadaş canlısı bir insan, çok büyük bir kalbi var. Çok sempatik de bir insan. Sürekli takım için kendini vermeye çalışıyor. Bütün teknik ekip için bunu söyleyebilirim. Hep beraber bir şeyler başarmak için çalışıyoruz. Bunun sayesinde iki sene üst üste şampiyon olduk. Galatasaray şimdi de 5’inci yıldız için mücadele ediyorsa onların sayesinde olduğunu söylememiz lazım. Aynı zamanda Süper Kupa’yı kazanmaya ve Şampiyonlar Ligi’ne girmeye çalışacağız. Antrenör olarak baktığımda bana sürekli mutlulukla yaklaşıyor. Bana ilk geldiğim andan beri güven verdi. Arsenal’de konuştuğumuz zamandan beri benim aklıma bu fikri soktu. Burada takımla neler yapacağımızla ilgili. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insan ve onun için bu formayla elimden gelen her şeyi vermeye hazırım” dedi.
“MUHTEMELEN GALATASARAY BENİM AVRUPA’DAKİ SON TAKIMIM OLACAK”
Çok büyük bir takımda oynadığını, odağının da Galatasaray’da olduğunu dile getiren Torreira, “Teklifler geliyor. Bunlar futbolda normal şeyler. 6 ayda farklı farklı değişiklikler oluyor. Dünyanın farklı yerlerine gidebiliyorsunuz. Muhtemelen Galatasaray benim Avrupa’daki son takımım olacak. İsterim tabii ki de Güney Amerika’da olayım, bir an önce oynayayım. Çünkü orası aileme yakın. Yaklaşık 10 yıldır Avrupa’da oynuyorum. Şu an günümü yaşamak istiyorum, Galatasaray’da yaşadıklarımızı yaşamak istiyorum. Çok büyük bir takımdayım. Odağım sürekli bu kulüpte. Ben bu deneyimin keyfini çıkarmak istiyorum” diye konuştu.
“KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ BOCA FORMASI GİYME HAYALİM VARDI”
En güzel derbilerin Türkiye’de olduğunu ifade eden Lucas Torreira, “Küçüklüğümden beri benim Boca forması giyme hayalim vardı. Onun dışında futbol dünyasında her şey mümkün. Benim oraya gitme isteğim gerçekleşebilir. Her gün daha da yaklaşıyorum ona. Çok basit bir şey olduğuna da inanmıyorum. Oraya belli yaşta gitmem gerekiyor ki orada da mücadele edebileyim. Şimdiye kadar yaşadığım derbiler arasında konuşmak gerekirse en çok hissettiğim Galatasaray’da yaşadığım derbi oldu. Sadece takımların büyüklüğü anlamında düşünmeyin. Maçın öncesinde taraftar tarafından yaşananlar çok farklı. Çok farklı bir ayrıcalık bu formayı giyebiliyor olmak, Türkiye’de bu kadar büyük takımda mücadele edebilmek… Dünyanın birçok yerinde Galatasaray taraftarı var. Onlarla birlikte de bunları paylaşıyoruz. Bu kulüpte bulunmak, bu derbiyi oynayabiliyor olmak ve Fenerbahçe gibi büyük bir takımla mücadele edebiliyor olmak… Diğer ülkelerde oynadığım derbilerle kıyasladığımda en yüksek şiddetli hissettiğim, duygu yüklü olduğunu hissettiğim ve benim en hoşuma giden buradaki derbiler” dedi.
“MİLLİ TAKIMIN PARÇASI OLMAMAK CANIMI YAKAN BİR ŞEY”
Uruguay Milli Takımı’na seçilmemesi üzerine ise Lucas Torreira, şu cevabı verdi:
“Milli takımda oynayabilmek çok isterdim. Uzun süre milli takımın parçası oldum. 2 tane Dünya Kupası ve Amerika Kupası’nda oynadım. Milli takımın parçası olmamak canımı yakan bir şey. Benim çalışmaya devam etmem gerekiyor. Hoca fikir değişikliği yapabilir, daha sonra çağırabilir. Ben her zaman hocaların kararlarına saygılıyımdır. Orta saha en çok oyuncunun olduğu yerlerden bir tanesi aslında. Orada çok daha yüksek seviyede oyuncular var bizde. Bielsa, dünyanın en iyi hocaların bir tanesi. Ben Uruguaylı olarak dışarıdan onlara destek vermeye devam edeceğim.”