Kalbiniz ne kadar genç? – Sağlık Haberleri

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mert Palabıyık, kalp damar hastalıklarının etkilerini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için nasıl beslenmemiz gerektiğine dair önemli tavsiyelerde bulundu. Uzm. Dr. Palabıyık, “Kalbimiz, vücudumuza hayatımız boyunca hiç durmadan kan pompalamaktadır. Kalbimizin çalışması ile oluşan kan basıncı vücudumuzun her noktasındaki hücrelerin eksiksiz olarak beslenmesine, vücut ısısının korunmasına ve gerekli hormonların tüm vücuda uygun bir şekilde ulaştırılmasına olanak sağlar. Bu yüzden kalp damar sağlığının korunması uzun ve sağlıklı yaşam sürmek açısından temel öneme sahiptir” dedi. Yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan damar sertliğinin, damar sağlığına zarar vererek kalbin ve diğer organların çalışma kalitesini etkilediğini belirten, Uzm. Dr. Palabıyık, “Sağlıksız beslenen kişilerde damar sertliğinin daha hızlı ilerlediği gösterilmiştir. Sağlıksız beslenmenin genel olarak kalp krizi, iskemik inme, periferik arter hastalığı, demans, böbrek yetmezliği gibi hayat kalitesine olumsuz etkileri olabilecek veya ani hayati tehlikelere sebebiyet verebilecek ciddi sonuçları mevcuttur” dedi.

STRESTEN UZAK DURUN HAREKET EDİN

UZM. Dr. Palabıyık, kalp damar gençliğini korumak için nelerin yapılması gerektiğini şöyle sıraladı:

Günde 2-3 litre su içilmeli.

Sigara içilmemeli.

Stresten uzak durulmalı.

En az 7 saat uyumalı.

Hareketsiz yaşamdan özellikle kaçınılmalıdır. Bunun için haftada 3-4 gün en az 30 dakika yüksek tempolu yürüyüş, bisiklet veya yüzme gibi aerobik egzersiz yapmalıdır.

Kronik rahatsızlığı olan hastalar, düzenli egzersiz öncesi muhakkak uzman görüşü almalıdır. Çok düzenli egzersiz yapılamıyorsa günde en az 10 bin adım atılacak şekilde yürüyüş yapılmalıdır.

AKDENİZ TİPİ BESLENİN

Akdeniz tipi beslenmenin, kalp damar sağlığı için temel beslenme şekli olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Palabıyık, şu beslenme önerilerinde bulundu:

Taze sebze ve meyvelerden zengin beslenilmeli.

Süt ve süt ürünleri özellikle az yağlı olarak seçilmelidir.

Protein tüketiminde kızartılmadan pişirilmiş mevsim balıkları ve kuru baklagiller tercih edilmelidir.

Yağ tüketiminde Akdeniz tipi beslenmenin temel parçalarından olan zeytinyağı tüketimi önerilmektedir.

Karbonhidrat tüketiminde ise tam tahıllı ekmek ve tahıllar, bulgur gibi kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir.

Lifli besinler kan şekeri dengesini sağlayıp, diyabeti önleyerek ve kan kolesterolünü düşürerek dolaylı yoldan kalp damar hastalıkları riskini azalttığı için tercih edilmelidir.

Balık, ceviz, keten tohumu, avokado gibi çoklu doymamış yağ asitlerinden (Omega- 3 ve Omega-6) zengin besinlerle beslenilmelidir.

Günde 1 tatlı kaşığı keten tohumu, 2 adet ceviz yoğurda ya da salataya karıştırılarak tüketilmelidir.

Haftada 2 kez kuru baklagil tüketilmeli, günde 2 porsiyon sebze ve 2-3 porsiyon kabuğu ile meyve yenmelidir.

BU BESİNLERİ TÜKETMEMEYE ÇALIŞIN

UZM. Dr. Palabıyık, tüketilmesinden kaçınılması gereken besinleri ise şöyle sıraladı:

Sofra şekeri, meyve şekeri, bal, reçel ve pekmez gibi basit şekerlerden oluşan gıdalar.

Hamur işleri, meyve suları ve gazlı içeceklerden de uzak durulmalıdır.

Margarin, tereyağı veya kuyruk yağı gibi doymuş yağ asitlerinden zengin gıdalardan, damar sertliği üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı uzak durulmalıdır.

Kırmızı et tüketilecekse et haşlama, tencere yemeği veya fırında zeytinyağı ile pişirme teknikleri daha sağlıklı tercihler olacaktır.

Sosis, salam gibi işlenmiş kırmızı et ürünlerinden uzak durmak gerekmektedir.

Kan basıncı üzerinde olumsuz etkileri sebebi ile aşırı tuz tüketilmemelidir.

Yorum yapın