Orta Doğu’yu alev topuna çeviren savaşta perde arkasındaki en önemli aktörlerden biri olan İran, bölgedeki vekil güçleriyle İsrail’e karşı mücadele ediyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Tahran yönetimi geride kalan 345 günde Tel Aviv’le bir kez doğrudan karşı karşıya geldi, Suriye’nin başkenti Şam’daki büyükelçilik kompleksinin vurulmasına ilk kez kendi topraklarından İsrail’e füzeler ve kamikaze drone’lar ateşleyerek misillemede bulundu.
Nisan ayındaki kapışmayı 31 Temmuz tarihindeki şoke edici suikast izledi, Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Haniye İran’ın başkenti Tahran’da hedef alındı. İran yeniden İsrail’e karşılık vereceğini ilan etti, haftalardır misillemenin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği merak ediliyor.
Tahran yönetiminin iyi ilişkilere sahip olduğu Hindistan ise, Yemenli Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ni dünyanın en tehlikeli su yolu haline getiren saldırılarında bazı kurtarma operasyonlarında rol aldı. Hindistan donanmasına ait savaş gemileri, Husi füzelerinin hedefi olan gemilere müdahale etti.
class=”medyanet-inline-adv”>
İran dini lideri Ali Hamaney’in Pazartesi günü sosyal medya hesabından paylaştığı bir mesaj ise, daha Mayıs ayında yeni işbirliği anlaşması imzalayan Yeni Delhi ve Tahran’ı karşı karşıya getirdi.
Hamaney X hesabındaki mesajında “Eğer Myanmar, Gazze, Hindistan veya diğer yerlerdeki Müslümanların çektiği acılardan habersizsek, kendimizi gerçek Müslüman olarak düşünemeyiz” dedi.
Söz konusu mesaja Hindistan Dışişleri Bakanlığı resmi açıklamayla yanıt verdi, Hamaney’in sözlerinin kabul edilemez olduğunu belirtip yanlış bilgiler içerdiğini savundu.
Açıklamada, “Azınlıklar için yorum yapan ülkelere, diğerleri hakkında bir tespitte bulunmadan önce kendi sicillerine bakmaları tavsiye edilir” denildi.
Hindistanlı sosyal medya kullanıcıları ise Ali Hamaney’in mesajının altına yaptıkları yorumlarda Çin’in listeye neden girmediğini sordu.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRHindistan’daki Türk kadın yaşadıklarını anlattı! ‘Öylece bakıyorlar ancak sebebi çok farklı’Haberi Görüntüle
İYİ EKONOMİK İLİŞKİLERE RAĞMEN
Yeni Delhi’nin İran dini liderinin Hindistan’daki Müslümanlara yaklaşımı eleştirmesine çok sert tepki gösterdiğini belirten Al Jazeera, iki ülke genellikle yakın ilişkilere sahip olsa da özellikle Hindistan’ın milliyetçi hükümeti nedeniyle sorunlar yaşandığını hatırlatıyor.
Güçlü ekonomik ilişkileri bulunan Hindistan ve İran, bu yılın Mayıs ayında Umman Körfezi’nin kıyısındaki Çabahar limanını geliştirmek için 10 yıllık bir anlaşma imzaladı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Yeni Delhi, rakibi Pakistan’ın Karaçi ve Gvadar limanlarını devre dışı bırakmak için Çabahar’ı kullanıyor. Çabahar’ın geliştirilmesi, İran, Afganistan ve Orta Asya ülkelerine ihracatta Hindistan’a doğrudan erişim imkanı sunuyor.
Ancak Tahran, özellikle Keşmir bölgesindeki Müslümanları hedef alan uygulamalara geçmişten bu yana tepkili. Dini lider Hamaney, birçok kez Yeni Delhi yönetimini eleştiren açıklamalar yaptı.
Başbakan Narendra Modi’nin iktidara geldiği 2014 yılından itibaren Hindistan’daki Müslümanlara yönelik kötü muamelede artış görüldü. Geride kalan 10 senede bazı Müslümanlar kutsal kabul edilen inekleri koruma bahanesiyle linç edildi, evler ve mülkler yıkıldı.
Modi hükümeti, 2019’da çıkarılan Müslüman karşıtı bir vatandaşlık yasasını Mart 2024’te uygulamaya karar verdi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRDoğrudan ve şok tehdit: ‘İngiltere batacak gibi, hipersonik füzelerimiz yardımcı olacak’Haberi Görüntüle
Söz konusu düzenleme Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’da yaşayan gayrimüslimlerin vatandaşlık almasının önünü açarken, Myanmar’dan gelen Arakanlı Müslümanları kapsam dışında bıraktı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Hindistan’da vatandaşlığı düzenleyen 64 yıllık mevcut yasa, ülkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin vatandaş olmasını imkansız kılıyordu.