Taşı toprağı altın olan İstanbul’da gezip görülecek o kadar çok yer var ki, hemen her köşesinden tarih ve kültür fışkırıyor adeta. İmparatorluklara başkentlik yapmış bu kadim şehirde Osmanlı Devleti’nin son yönetim merkezi olan Yıldız Sarayı da müze olarak ziyaretçi kabul etmeye başladı.
6 yıllık restorasyonun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz temmuz ayında ziyarete açılan saray, yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Sultan II. Abdülhamit’in 33 yıl boyunca devleti yönettiği Yıldız Sarayı’nın son halini görmek isteyenler müzeye akın ediyor. Öyle ki, yaklaşık bir aylık süre zarfında 200 bine yakın ziyaretçi, sarayı gezme imkânı buldu. Buldu diyorum çünkü hemen her saat uzun kuyruklar oluşuyor saray kapısında. Geçtiğimiz pazar günü bu şansı bulanların sayısı 10 bine yaklaştı. Bu da bir günlük en yüksek ziyaretçi rakamı olarak kayıtlara geçti. Peki, Yıldız Sarayı’nı bu kadar cazip kılan şey ne? Neden bu kadar yoğun ilgi görüyor? Gelin saraya biraz daha yakından bakalım.
500 BİN METREKARE
Türk Osmanlı saray mimarisinin son örneği olan Yıldız Sarayı, Sultan III. Selim’in isteğiyle annesi Mihrimah Sultan için yaptırılsa da yıllar içinde saltanat ailesinin gözde mekânlarından biri haline gelmiş. Sultan II. Abdülhamid döneminde genişletilen ve yaklaşık 500 bin metrekare alana yayılan saray, çevresindeki çeşitli köşkler, kasırlar, tiyatro salonu, cami, kütüphane gibi yapılarla sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir yönetim merkezi, kültür ve sanat merkezi olarak kullanılmış. Bir yandan yabancı elçiler ağırlanırken diğer yandan atölye ve fabrikalarda sanat ve zanaat üretimi yapılmış.
Elektrik, telefon gibi modern teknolojiler kullanılan, batılı tarzda mobilyalar ve dekorasyonlar tercih edilen saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının da bir sembolü olmuş.
TİYATROSU OLAN TEK SARAY
Günümüzde tiyatrosu olan tek saray olma ünvanına sahip Yıldız Sarayı, bu sayede sadece devlet başkanları, siyasileri değil, Mounet-Sully, Sarah Bernhardt, Ermete Novelli gibi dönemin en önemli oyuncularının da tiyatroseverlerle buluştuğu adeta bir kültür merkezi işlevi görmüş. Bugün gittiğinizde müze olarak gezebileceğiniz yerler arasında Büyük ve Küçük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Limonluk Kasr-ı Hümayunu, Sultan II. Abdülhamid’in şahsi kütüphanesi ve Has Bahçe yer alıyor. Özellikle, Sultan Abdülhamit’in tahttan indirildiği, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a gitmeden önce Sultan Vahdettin ile son görüşmesini yaptığı Küçük Mabeyn Köşkü sizi zaman yolculuğuna çıkarabilir. Biyoçeşitliliği, su yolu ve peyzaj tasarımıyla dikkati çeken ‘Hamid Bahçesi’de sakinlik ve dinginlik arayanlar için birebir…
1 EYLÜL’E KADAR ÜCRETSİZ
Bu arada hatırlatmakta fayda var. Pazartesi hariç her gün saat 17′.00’a kadar açık olan müzeyi gezmek 1 Eylül’e kadar ücretsiz. Bu deneyimi yaşayan bir ziyaretçinin yorumuyla sizleri daha da meraklandırıp yazımı sonlandırıyorum: “Yaptığım en güzel şey Yıldız Sarayı’nı gezmek oldu, doyamadım. Gezip dolaştıkça hayranlığım daha da arttı. Sultan Abdülhamit Han’ın ne kadar incelikli olduğunu, sadece yıldız ve çiçek figürünü sarayın birçok yerine işlemesinden bile anlamak mümkün Kendi el işçiliği ile yaptığı mobilyalar ve kütüphane, cam ve porselenler, zarif seçimler, bahçesinde barındırdığı envai çeşit ağaç ve çiçek. Zamanında hayvanlar da dolaşırmış bu güzel bahçede. Her biri cana verilen kıymeti gözler önüne seriyor.”