Hamas lideri ve Hizbullah komutanına suikast: Savaş bölgeye mi yayılıyor?

/

Ancak burada asıl mesele, olayın nasıl meydana geldiğinden ziyade İsrail’in bu olayı nasıl propaganda malzemesine dönüştürdüğünde kilitleniyor. İsrail, Gazze’de yaptığı katliamları gündem dışı tutmak, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere uluslararası kamuoyunu yanına çekmek ve kuzey bölgesinde uzun zamandır kendisi için büyük bir tehdit haline gelen Hizbullah’a müdahaleyi meşrulaştırmak için Mecde’ş-Şems saldırısını kullanışlı hale getirmeye çalıştı. Bu bağlamda, bir yandan İsrailli yetkililer bölgeye ziyaret gerçekleştirerek bir dayanışma tiyatrosu oynadı, diğer yandan ise Dürzi toplumunu bölerek Lübnan’daki Dürzileri Hizbullah’a karşı kışkırtmayı hedefledi. Fakat her iki plan da İsrail’in istemediği şekilde sonuçlandı. Farklı zamanlarda bölgeye giden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve 4 İsrailli bakan, yoğun protestolar eşliğinde ziyaretlerini kısa tutmak zorunda kaldı. Lübnan’da ise Dürzi dini-siyasi liderler Hizbullah’tan ziyade İsrail’i hedef alan ve bu fitneye gelmeyeceklerini belirten açıklamalar yaptılar. Öyle ki Hizbullah karşıtı pozisyonuyla bilinen İleri Sosyalist Partisi’nin eski(mez) lideri Velid Canbulat bile İsrail’i eleştiren ve Lübnan direnişini öven bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

İsrail suikastlerle neyi amaçlıyor?

/

​​​​​​​İsrail, propaganda süreci olumsuz bir yere evrilmesine rağmen, Gazze Savaşı’nı bölgeselleştirmek için bu saldırıyı önemli bir araca dönüştürdü. Her ne kadar Hizbullah’a karşı topyekün bir saldırı başlatacağı yorumları yapılsa da 2006 Savaşı’ndan çok daha güçlü bir Hizbullah ile baş etmesinin mümkün olmadığının farkında olan İsrail, kara operasyonu yerine Beyrut’a bir hava saldırısı yapmayı tercih etti. Hemen ardından ise Tahran’da benzer bir saldırıda bulunarak denklemi daha karmaşık hale getirmeyi hedefledi. Bu saldırıların üç amaç etrafında şekillendiğini söyleyebiliriz.

Yorum yapın