İLK ATEŞİ SİMAVİ YAKTI
/
Hürriyet, Barış Harekâtı’nı çok iyi takip etti ama bunun gerisinde de 26 yıllık bir mücadele yatıyordu. Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi, Kıbrıs konusunu Türk matbuatında ilk işleyen kişiydi. Hıfzı Topuz, Türk Basın Tarihi kitabında bunu ayrıntılarıyla anlatıyor: “Daha önceleri Türkiye’de bir Kıbrıs sorunu yoktu. Bunu ilk Sedat Simavi ortaya attı. 1948 yaz aylarında Akdeniz turuna katıldığı sıralarda kayıkla Limasol’a çıkmış ve orada konuştuğu Türklerin durumlarından etkilenerek Kıbrıs sorununu ele almıştır.”İlk kez 18 Ağustos 1948’deki başyazısında Kıbrıs adası üzerinde Türkiye’nin hak talebinde bulunması gerektiğini öneren Simavi, bu konuyla ilgili sayısız yazı kaleme aldı. Hükümetin Kıbrıs’la ilgilenmemesini eleştiriyor, Kıbrıs Türklerini Ada’da Yunanlılara karşı bir cephe oluşturmaya çağırıyordu. Bu nedenlerle Kıbrıs konusu Hürriyet için çok önemli bir meseleydi. Hâlâ da öyle.
ARTIK ‘GİRNE’ DİYE BİR LİMANIMIZ VAR
/
Yıldırım baskılarda gelişmeler ardı ardına sıralanıyordu:- Lefkoşe düştü Mehmetçik Limasol Magosa ve Baf’dan adanın içine doğru ilerliyor.- İki hücumbot batırdık.- Yunanistan’da isyan çıktı.Son yıldırım baskı nefes almadan yeni haberleri veriyordu:- Lefkoşe-Girne yolu elimize geçti.- Ledra Palas Oteli düştü- Türk birlikleri süratle ilerliyor.Günün son yıldırım baskısı ise Rum muhafız alayı komutanının esir düştüğünü anlatıyordu:- Artık Girne diye bir limanımız var.- Girne’yi alan birliğin komutanı şehit düştü. Muavini yaralandı.- Dalga dalga Kıbrıs’a iniyoruz.Yıldırım baskı serileri sonraki günlerde de devam etti: “Balıkadamlarımız karanlık sulara dalıp Girne limanını mayınlardan temizledi.”Son yıldırım baskı ise ateşkesi duyuruyordu.Hürriyet tüm bu başarılı haberlerinin yanı sıra Girne’ye giren ilk gazete de oldu. Cüneyt Arcayürek’in Kıbrıs’tan gönderdiği fotoğraflar tarihteki yerini aldı.23 Temmuz günü gazete almaya gidenler, poster gibi bir Hürriyet ile karşılaştılar.“Zaferimiz Atina’yı karıştırdı” manşetinin altında Türk askerlerinin, Türk bayrağıyla verdiği tarihi bir poz yer alıyordu ve altında şöyle yazıyordu:“Bu Mehmetçiğin ilk zaferinin fotoğrafı değildir. Bu bir ulusun, kendini bir kere daha ispatlayan kahraman bir ulusun mutluluğunun fotoğrafıdır.”