Gençlik artık 50 yaşında başlıyor

Herkes gençliğin peşinde. Ama nedir bu gençlik iksiri? Bilim insanları, laboratuvar koşullarında insanda bazı hücrelerin 150 yıldan fazla yaşamakta olduğunu ispatladı. Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serdar Dağ, tarihe bakıldığında birçok uygarlığın, ölümsüzlük iksirini bulmaya çalıştığını hatırlatarak, bilim insanlarının uzun yaşamın sırrını çözmek amacıyla yaptığı araştırmanın çarpıcı detaylarını benimle paylaştı. İşte Prof. Dr. Serdar Dağ’ın anlattıkları:

HÜCRE KORUNURSA HASTALIK OLUŞMAZ

“Bilim insanları bazı hücrelerin, laboratuvar koşullarında 150 yıldan fazla yaşamakta olduğunu ispatladı. Hâlâ da genç kalmanın sırrını bulmak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu çalışmalar geliştirilirse insanlar uzun yıllar yaşayabilir. Hücre yapısı korunursa kanser, Alzheimer ve parkinson gibi hastalıklar oluşmadan ortadan kaldırılabilir.”

KÖK HÜCRE OLUŞUMU ÖMÜR BOYU SÜRER

‘Beyin kendini yenileyemez düşüncesi tamamen yanlıştır” diyen Prof. Dr. Serdar Dağ, şu önemli bilgileri paylaştı: “Doğumdan itibaren her gün beynimizde 500 ila 1000 tane yeni kök hücresi oluşur. 50 yaşına geldiğimiz zaman doğumda oluşan beyin hücrelerinin yerini tamamen bu yeni oluşan hücreler alır. Ve ömür boyu az da olsa kök hücre oluşumu devam eder. Bu hücreleri iyi muhafaza etmek, beyin hücrelerinin genetiğinde olan hastalıkların açığa çıkmasını önlediği gibi aklen ve fikren sağlıklı yaşlanmamızı sağlar. Kısacası ‘beyin kendini yenilemez’ demek doğru değil. Oluşan hücre yapısını korumak insanı genç kılar. Ve gençliğin artık 50 yaşında başladığını gösterir. Bu kök hücrelerin her gün düzenli salgılanması tedavide yeni umut olmuştur.”

MUCİZEVİ MOLEKÜL: NAD

SON dönemde yurtdışında saygın üniversitelerde yardımcı tedavi olarak ve yaşlanma karşıtı olarak kullanılan, ülkemizde de hücre gençleştirmede kullanılan mucize molekül NAD’tan da (Nikotinamid Adenin Dinükleotit) bahseden Prof. Dr. Serdar Dağ, şunları söyledi: “NAD, uzun yaşamın da sırrı. NAD, hücrenin enerji üreten elemanı olan mitokondri üzerinde çalışır ve vücut yaşlandıkça kısalan, kromozomların uçlarında bulunan, koruyucu kapaklar olan telomerlerin uzunluğunu artırır. Böylece hücre yaşlanması gecikir. Vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücre tamir olur.”

KÖK HÜCRELERİNİZİ KORUYUN

Çevresel faktörler, genetik özellikler ve beslenme alışkanlıklarının da yaşlanma sürecini etkilediğini belirten Prof. Dr. Serdar Dağ, “Düzgün beslenme, spor yapma, düzenli yaşama ve vücudumuzda eksik olan maddeleri yerine koyma vücudumuzda üretilen kök hücre sayısını ve kalitesini artırır. Burada yapılması gereken hücre yapısını korumaktır. Yaşlanmaya sebep olan birçok etken vardır. Bunların en başında serbest radikaller gelir. Vücudumuz tüm hastalıklarla mücadele gücüne sahiptir. Ancak zaman içinde savunma mekanizmalarını oluşturan maddeler tam görevini yapamaz ya da eksilir. Günümüzdeki tedavideki amaç bunların yerine konularak vücudun kendi kendine tedavi etmesinin sağlanmasıdır yani hastalık oluşmamasını sağlamaktır. Hücremize iyi bakarsak hastalıklar açığa çıkmaz” diye konuştu.

HÜCRELERİ TAMİR EDER

Bilinmesi gerekir ki NAD bir doping değildir” diyen Prof. Dr. Serdar Dağ, bu tedavinin faydalarını şöyle sıraladı:

Kişinin kendi hücresinin maksimum güçte çalışmasını sağlar ve tamir eder.

Bu yüzden büyük spor kulüpleri de kendi elemanlarına son zamanda NAD tedavisi uygulamaya başlamıştır.

NAD tedavisi doğal bir tedavi yöntemidir.

Hücrelerin ve dolayısıyla kişinin enerjisini arttırır.

Hastalıklara karşı dirençli hale getirir ve oluşan hastalılarda vücut direncini arttırarak tedaviye yardımcı olur.

Yaşlanma sürecini yavaşlatır ve yaşlanmayı tersine çevirir.

Yorum yapın