Gazze kasabına karşı direnen doktorun hayatından 1 yıl: Mücadeleyi bırakmayacağız

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta bulunan Nasır Hastanesi, katil İsrail’in bütün saldırılarına rağmen yaralı Gazzelilere sağlık hizmeti vermeye devam ediyor.

Filistin’deki Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün (MSF) tıbbi koordinatör yardımcısı Dr. Muhammed Ebu Muğaisib, son bir yıldır hastanenin farklı noktalarına gidip gelerek çalışan bir ekibin liderliğini yapıyor.

Muğaisib “Buradaki hastaneler bildiğimiz hastanelerden değil artık. Hastaneler bazı özel koşulları olan, insanların tedavi olmak için geldikleri yerdir. Ancak bu savaş sırasında hastaneler insanların sığındığı, çadırlarını getirdiği, otoparkta ve hatta koğuşlarda uyuduğu yerler çünkü hastanelerin güvenli olduğunu düşünüyorlardı.” dedi.

500’DEN FAZLA SAĞLIK TESİSİ BOMBALANDI

Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre Gazze’deki hastaneler güvenli olmaktan oldukça uzak. Katil İsrail geçtiğimiz 12 aylık savaşta Gazze’deki sağlık tesislerine 500’den fazla saldırı düzenlendi. Bunlar arasında Nasır ve Gazze Şehri’ndeki el-Şifa Hastanesi gibi en büyük hastanelerin bombalanması ve baskınları da yer aldı.

ARKADA KALANLARA İŞKENCE EDİLDİ

The Guardian’dan Kaamil Ahmed’in haberine göre Doktor Muğaisib’in şuanda çalıştığı Nasır Hastanesi, ocak ve şubat aylarında İsrail birlikleri tarafından kuşatıldı ve basıldı. Çoğu personel, hasta ve yerinden edilmiş bir şekilde kaçarken geride kalanlar, Hamas’ın hastaneden ameliyat yaptığına dair istihbarat aldıklarını iddia eden İsrail işgal güçlerinin elinde işkence gördüklerini anlattı.

Gazze’nin sağlık sistemi perişan durumda. BM’ye göre sadece 17 hastane kısmen hizmet verirken 19’u tamamen hizmet dışı. Birincil sağlık merkezlerinin çoğu da hizmet dışı ve tedaviye kritik ihtiyaç duyan hastaların yarısından azı Gazze’den çıkabiliyor.

“DOKTOR OLARAK ÇOCUKLARA GÜÇ OLMALIYIM”

Muğasib, savaşta huzurlu anların az olduğunu ancak meslektaşlarıyla birlikte çocukları eğlendirip, acılarından uzaklaştırabildiğinde bir miktar mutlu olduğunu söyledi. Muğasib, “Çocukları her zaman hatırlıyorum – ağır yaralı çocuklar, bir uzvunu kaybetmiş çocuklar, iki yaşında her iki bacağı kesilmiş çocuklar… Ben bir doktorum ve bu yüzden onların önünde gücümü göstermem, onları desteklemem gerekiyor, ancak hatırladığım hastalar bunlar. Bunun gibi binlerce çocuk var” dedi.

Doktor Muğasib, Gazze’de tüm olumsuzluklara rağmen hayat kurtarmaya çalışıyor.

“KENDİ AİLEM ADINA ENDİŞELİYİM”

The Guardin’a verdiği demeçte Muğaİsib, doktor olarak kendisinin de Gazze’deki savaşın bir parçası olduğu kaydederken doktorlar için “Bir yerden başka bir yere tahliye edilirler, yerlerinden edilirler, cerrahi ameliyathanede veya hastanede çalışabilirler ve ailelerinin bir hava saldırısında yaralandığı veya öldürüldüğü haberini alabilirler.” şeklinde konuştu.

Kendi ailesinin güvenliğine dair endişeli olan Muğasib, Kasım ayında bir gün, Han Yunus’ta işe giderken, karısından çocuklarının hava saldırısından kıl payı kurtulduğunu söyleyen bir telefon aldığını dile getirdi. Sığındıkları evin sokağından içeri girdikten sadece birkaç dakika sonra, karşıdaki bir eve hava saldırısı düzenlendi ve kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere 20 kişi öldü. Muğasib ailesinden her an gelebilecek kötü bir haberin stresiyle mesleğini sürdürmeye çalışıyor.

BEŞ KEZ ZORUNLU TAHLİYE EDİLDİ

İsrail kara operasyonlarının odak noktasının Nasır Hastanesi de dahil olmak üzere Han Yunus’a yönelmesinin ardından Mughaisib ve ekipleri güneye, Refah’a doğru yöneldi.

Mayıs ayında İsrail askeri operasyonlarının hedefi olan Refah Endonezya Sahra Hastanesi’nden operasyonlarını sürdürdüler ve insanlar ya Han Yunus’a ya da Gazze’nin merkezine ya da kıyıda ilan edilen bir başka güvenli bölge olan Mavasi kampına kaçmak zorunda kaldı. Muğaisib, “Refah’ta askeri operasyon tehdidi nedeniyle güney bölgesinde bir yerden başka bir yere beş kez tahliye olmam gerekti” dedi.

“ELİMİZDEN GELDİĞİNCE HİZMET EDECEĞİZ”

Kirli su yoluyla yayılan gastroenterit, cilt enfeksiyonları ve hepatit A gibi bulaşıcı hastalıklarda artış gördüklerini söyleyen Muğasib, kendisinin ve meslektaşlarının daha fazla hastalığı tedavi etmek istediklerini ifade etti fakat ekipman yetersizliği en büyük engel.

Muğaisib, “Tutunmaya ve elimizden gelen her hizmeti sağlamaya çalışıyoruz. Hastane jeneratörlerle çalışıyor, ancak bunlar bazen yakıtları bittiğinde kapanıyor ve personel sürekli gergin, bizi tekrar tahliye edilmek zorunda oldukları ana kadar çalışıyoruz” dedi.

“ATEŞKES ARTIK BİR HAYAL”

Uzun zamandır ateşkesin sağlanmasını umduklarını, buna çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Muğaisib, Siyonistlerin defalarca döndükleri sözlerden sonra artık pek fazla beklentilerinin kalmadığı ifade etti ve sözlerine şöyle son verdi:

“Bir yıl sonra, ateşkes kelimesi artık bir dilek, bir hayal – gerçekleşebilir mi gerçekleşmeyebilir mi, bilmiyorum. Ateşkesin Ramazan ayında, bayramda olacağını düşünmüştük ama olmadı; yaz sonunda olacağını düşünmüştük ama olmadı. Elbette bir ateşkes olmasını isterdik ama gerçekleşeceğine inanmadığımız bir raddeye ulaştık.”

Yorum yapın