“Güçlü Ejderha” olarak bilinen Chengdu J-20, Çin’in beşinci nesil savaş teknolojisine yönelik atılımını temsil ediyor. 2017 yılında hizmete giren J-20, modern hava muharebesi için kritik olan radar tespitinden kaçınmak için tasarlanmış gelişmiş gizlilik yeteneklerine sahiptir. Gizli özellikleri ve dahili olarak taşınan silahları, düşman sistemlerinin tespit edilmesini ve hedef alınmasını zorlaştırıyor. J-20, hem çevikliğe hem de düşük gözlemlenebilirliğe ulaşmaya yardımcı olan bir canard-delta konfigürasyonunu içerir. Gövdesi, radar emici malzemeler ve açılı yüzeyler kullanılarak radar kesitlerini büyük ölçüde en aza indirecek şekilde tasarlanmıştır. Başlangıçta Rus AL-31F motorlarıyla desteklenen J-20, yerli WS-10C motorlarına geçiş yapıyor ve sonunda WS-15 motorunun süper seyir yeteneği (ard yakıcılar olmadan sürekli süpersonik uçuş) sağlaması bekleniyor.
Army Recognition haberine göre J-20 ikiz motorları, kaçınma ve yakın mesafe it dalaşı için gerekli olan önemli hız ve manevra kabiliyeti sağlar. Aktif Elektronik Olarak Taranan Dizi (AESA) radarı gibi gelişmiş aviyoniklerle donatılan J-20, düşmanları takip etme ve hedefleme konusunda mükemmeldir. Aviyonik paketi, ağ merkezli savaş için gelişmiş veri bağlantılarını, kızılötesi arama ve takip (IRST) sistemlerini ve elektronik savaş yeteneklerini içerir; bu da durumsal farkındalığı ve tartışmalı ortamlarda hayatta kalma kabiliyetini artırır. J-20’nin tasarımı aynı zamanda uzun menzilli saldırı yeteneklerini de içeriyor ve modern hava hakimiyeti için çok önemli olan önemli mesafelerden hedeflere ateş açmasına olanak tanıyor. Uçağın silah bölmeleri, PL-15 uzun menzilli füze ve PL-10 kısa menzilli füze gibi çeşitli havadan havaya füzeleri taşıyabiliyor ve bu da muharebe çatışmalarında çok yönlülük sağlıyor.
J-20’ye ek olarak “Gyrfalcon” veya J-31 olarak bilinen Shenyang FC-31 de Çin’in hava stratejisindeki bir diğer önemli oyuncudur. Henüz geliştirme ve test aşamasında olmasına rağmen FC-31, özellikle ihracat potansiyeli açısından F-35’e rekabetçi bir alternatif sunmayı hedefliyor. FC-31, azaltılmış radar kesiti ve dahili silah bölmeleri ile tespit edilmeden kalma yeteneğini artıran gizli bir tasarıma sahiptir. Uçak, Rus RD-93 motorlarına sahip çift motorlu bir konfigürasyon kullanıyor, ancak gelecekteki yinelemeler, daha iyi performans için Çin yapımı motorları da içerebilir. Aerodinamik tasarımı gizlilik ve çevikliğe odaklanıyor ve bu da onu çeşitli savaş rolleri için uygun kılıyor.
FC-31, hava üstünlüğü görevlerinden kara saldırılarına kadar birçok görevi yerine getirecek şekilde tasarlanmış olup, çok yönlülüğünü ortaya koymaktadır. Bu çok amaçlı işlevsellik, potansiyel satın alınabilirliğiyle birleştiğinde, FC-31’i, F-35’in yüksek maliyetleri olmadan hava kuvvetlerini modernize etmek isteyen ülkeler için cazip bir seçenek haline getiriyor. FC-31, AESA ( Aktif Elektronik Olarak Taranan Dizi) radarı, gelişmiş elektronik harp sistemleri ve ağ merkezli operasyonlar için veri bağlantıları dahil olmak üzere modern aviyoniklere sahiptir. J-20’ye benzer şekilde PL-15 ve PL-10 füzeleri gibi iç bölmelerinde bir dizi silah taşıyabiliyor ve bu da savaş etkinliğini artırıyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Hem J-20 hem de FC-31, Çin’in askeri havacılık yeteneklerini geliştirme konusundaki kararlılığının bir örneğidir. J-20, gizliliği, hızı ve gelişmiş sistemleriyle F-35’in hava üstünlüğüne doğrudan meydan okuyor. Bu arada, çok yönlü ve uygun maliyetli bir alternatif sunmayı amaçlayan FC-31, Çin’in askeri ihracat yoluyla nüfuzunu genişletme yönündeki stratejik çabasının altını çiziyor. Çin, ABD’nin geleneksel olarak sahip olduğu teknolojik üstünlüğe ulaşmaya ve potansiyel olarak onu aşmaya çalışırken, bu uçaklar modern hava savaşının dinamik ve rekabetçi ortamını vurguluyor.
Lockheed Martin tarafından geliştirilen Amerikan F-35 Lightning II, Çin J-20 ve FC-31’e göre çeşitli teknik avantajlar sunarak birinci sınıf beşinci nesil savaş uçağı statüsünü sağlamlaştırıyor. En önemli avantajlarından biri gelişmiş gizlilik teknolojisidir. F-35’in tasarımı, radar emici malzemeleri ve benzersiz bir uçak gövdesi şeklini içeriyor ve radar kesitini önemli ölçüde azaltıyor. Bu gizlilik yeteneği, uçağın emisyonları yöneten ve minimum düzeyde tespit edilebilirlik sağlayan gelişmiş yazılımıyla güçlendirilmiştir. Karşılaştırıldığında, J-20 ve FC-31 aynı zamanda gizli tasarımlara sahipken, F-35’in gizliliğe yönelik entegre yaklaşımı, kapsamlı test ve iyileştirmelerle birleştiğinde, ona oldukça çekişmeli ortamlarda tespit edilmeden kalma konusunda avantaj sağlıyor.
F-35’in bir diğer kritik avantajı da gelişmiş sensör ve aviyonik paketidir. Uçakta üstün takip, hedefleme ve elektronik harp yetenekleri sağlayan AN/APG-81 AESA radarı bulunuyor. Dağıtılmış Açıklık Sistemi (DAS), F-35’e 360 derecelik durumsal farkındalık kazandırarak pilotların her yönden gelen tehditleri tespit etmesine ve müdahale etmesine olanak tanır. Elektro-Optik Hedefleme Sistemi (EOTS), hedefleme, kızılötesi arama ve izleme ve lazer belirleme yeteneklerini birleştirir. Bu kapsamlı sensör füzyon sistemi, J-20 ve FC-31’de bulunan yetenekleri aşarak F-35 pilotlarına benzersiz durumsal farkındalık ve savaş etkinliği sağlıyor.
anayigazetesi’ne göre: F-35 aynı zamanda gelişmiş elektronik harp ve haberleşme sistemlerinden de yararlanıyor. Uçağın kapsamlı birlikte çalışabilirlik göz önünde bulundurularak geliştirilen görev sistemleri, müttefik kuvvetlerle kusursuz entegrasyonu mümkün kılıyor. F-35’in bilgileri gerçek zamanlı olarak toplama, işleme ve paylaşma yeteneği, belirleyici bir taktik avantaj sağlıyor. Bu ağ merkezli savaş yeteneği, F-35 pilotlarının rakiplerinden daha hızlı ve daha bilinçli kararlar alabilmesini sağlıyor. Buna karşılık, J-20 ve FC-31 elektronik harp ve veri bağlantısı teknolojilerinde ilerleme kaydederken, F-35’in kapsamlı ve olgun sistem entegrasyonu onu diğerlerinden ayırıyor.
Dahası, F-35 üstün çok yönlülük ve çok rollü yeteneklere sahiptir. Hava üstünlüğü ve kara saldırısından istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR)’ye kadar çok çeşitli görevleri yerine getirmek üzere tasarlanan F-35, çeşitli savaş senaryolarında üstünlük sağlıyor. Geleneksel pistlerden, uçak gemilerinden ve kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) ortamlarından çalışabilme yeteneği, operasyonel esnekliğini daha da artırıyor. Öncelikle hava üstünlüğü ve uzun menzilli saldırı için tasarlanan J-20 ve ihracat için çok amaçlı bir platform sağlamayı amaçlayan FC-31, F-35’in kapsamlı görev uyarlanabilirliği ve konuşlandırma seçenekleriyle eşleşmiyor.
Lojistik ve sürdürülebilirlik açısından, F-35’in gelişmiş Otonom Lojistik Bilgi Sistemi (ALIS), bakım ve operasyonel planlamayı kolaylaştırarak daha yüksek kullanılabilirlik ve daha düşük yaşam döngüsü maliyetleri sağlar. Bu sistem, sürdürülebilir operasyonlar için hayati önem taşıyan öngörücü bakım yetenekleri ve kapsamlı filo yönetimi sağlar. Çin, şüphesiz J-20 ve FC-31’in bakım ve destek altyapısını iyileştirmeye çalışırken, F-35’in yerleşik ve gelişmiş lojistik çerçevesi önemli bir operasyonel avantaj sağlıyor.
Kaynak: Sanayi Gazetesi