Hükûmet “Etki Ajanlığı Yasası”nı çıkaracaktı ama bazı değişiklikler yapmak kaydıyla tasarıyı haftaya bıraktı. Bu yasanın mutlaka geçmesi lazım. Yasa görüşülürken MİT Müsteşarlığı Hukuk Dairesi Başkanı Fuat Midas kurulda önemli açılmalar yaptı. Etki Ajanlığı niçin önemli anlattı. Midas ne dedi, bir bakalım:
“Casusluk faaliyetleri Soğuk Savaş yıllarında olduğu gibi bir belgenin alınıp bir tarafa verilmesi, burada para karşılığı, bunun bir şahıs tarafından satılması şeklinde kullanılmıyor… Uzun yıllardır Teşkilatta farklı pozisyonlarda görev yapmış bir kişiyim dolayısıyla sahada yaşanan sorunları da bilen bir kişiyim. Ben, size, yargıya da intikal etmiş, bizim artık ‘ölü operasyon’ diyebileceğimiz faaliyet üzerinden örnekler vermek istiyorum…
Örneğin, İsveç’te mukim, bir yabancı şahıs, başka bir ülkenin vatandaşı olan şahıs başka bir saikle ülkemize geliyor. Ülkemizde tatil veya iş, başka bir saikle bulunurken, o kişiyi hedef alan diğer ülkenin istihbarat teşkilatı burada taşeron olarak kullandığı bir uyuşturucu şebekesi aracılığıyla bu şahsı kaçırmak istiyor, bunu kaçırmak için de şahsın kişisel ve insani bazı zaaflarını kullanmak suretiyle faaliyeti yürütüyor. Biz, bu kişiyi yakalatıyoruz. Bu kişinin somut da aldığı ceza bir yıl on iki ay hapis cezasıdır. Niye? Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmadır…
Başka bir örneği vereyim size: Şahıs burada gene bir yabancı ülkenin vatandaşını hedef alıyor; kişiyi korkutmak, kendi istediği yöne faaliyetini sevk edebilmek amacıyla çeşitli yöntemler uyguluyor. Öncelikle kişinin ev adresini bulduruyor, sonra o bulduğu ev adresi aracılığıyla ‘emlakçı’ kisvesi altında gidiyor, şahsın alışkanlıklarını, oturduğu yerin fiziksel ortamını vs. özellikleri keşfediyor, buluyor, bunları keşfini yapıyor. Ardından şahısla temas aşamasına geliyor, şahıs adına bir mezar yaptırıyor, mezar taşına da şahsın adını yazıyor, bunun fotoğrafını çekiyor, şahsa gönderiyor. Ardından, bir süre geçiyor, şahıs adına gazeteye ölüm ilanı veriliyor, şahsa bu gönderiliyor, bu duyuruluyor. Şahsın oturduğu sokakta düzmece bir kavga oluşturuluyor, havaya silah sıkılıyor, şahsın evine de isabet edebilecek, şahıs üzerinde korku oluşturabilecek şekilde böyle bir faaliyet planlanıyor…
Bunların hepsine baktığımız zaman özetle şu görülüyor: Kişiyi tehdit, iftira, efendime söyleyeyim, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, kişinin huzur ve sükûnunu bozma gibi Türk Ceza Kanunumuzda her biri düzenlenen -bunlar biraz suç yalnız- bu suçlara altı ay, bir yıl, iki yıl gibi hapis cezaları öngörülüyor. Biz kamuoyuna da yansıyan, basında da yer bulan faaliyeti yürütüyoruz. İlk başta 40, 50, 60 gibi sayılarla insanlar gözaltına alınıyor. Bu, tabii, görüntüde görünen kısmı işin. Ancak biz takip ederken faaliyeti en sonunda 2 kişi kalıyor; cezalandırılabilir pozisyonunda kalan… Niye biliyor musunuz? Çünkü şahıs bizim bildiğimiz klasik anlamda bir casusluk faaliyeti yürütmüyor, işte, bu yürüttüğü faaliyetlerin her birinin de cezası bunlar…”
İstihbarat artık değişti. Soğuk Savaş dönemindeki gibi yapılmıyor. O yüzden kanuni düzenleme şart. Hollanda ve İngiltere aynı düzenlemeyi çıkarttılar. Şimdi Belçika benzer bir kanun üzerinde çalışıyor.
Haftaya kanun net dille yazılarak çıkmalı. Yoksa casusu yakalasan bile ceza vermen güç!
Elon Musk’ı değerli yalnızlığa itiyorlar
ABD’de Donald Trump seçimleri kazandı. Seçimleri kazanmasında en önemli rollerden birini Elon Musk aldı. 44 milyar dolar ödeyerek aldığı X de işe yarayacak diyorlardı. Çok işe yaradı. Seçimleri kazandırmasında X önemliydi. Eski sahibi Jack her görüşü öne çıkarmıyordu. Genelde Liberal ve Demokratlar kendine yer buluyordu. Elon Musk’la beraber herkes kendine yer buldu.
Seçimlerde ABD anaakım medyası çuvalladı. New York Times, CNN, CBS, ABC hepsi çöktü. Bazı ünlüler ülkeyi terk edeceğiz dediler. Terk edecekler mi bilmiyoruz ama fena çuvalladılar. İşte tam burada X diğer Amerika’nın sözcüsü oldu. Herkes fikrini özgürce ifade etti.
Öz eleştiri yapması gereken medyada birkaç kurum dışında kimse öz eleştiri yapmıyor. Herkes suçu birbirine atıyor. Ünlü kişi ve kurumlar da X’i terk ediyor. İngiliz merkez sol gazete The Guardian artık X’te paylaşım yapmayacağını duyurdu. Gerekçesi de şu: “Bu platformdaki rahatsız edici içerikler, aşırı sağ komplo teorileri ve ırkçı paylaşımlar nedeniyle Guardian’ın resmî hesaplarından paylaşım yapmayacağız. ABD başkanlık seçimleri, X’in toksik bir platform hâline geldiğini ve Elon Musk’ın siyasi gündemini belirlenmesinde rol oynadığını gösterdi.”
Aslında Elon Musk platformu herkese açtı. Ama The Guardian’ınkine benzer bir karar ABD’li ünlü sunucu Don Lemon’dan geldi. Önceden CNN’de çalışan Lemon şu an işsiz. O da artık X’te paylaşım yapmayacağını açıkladı. Bazı hukuki meseleleri gerekçe gösterse de aslında Elon Musk ve seçim sonuçlarından dolayı paylaşım yapmayacak.
Muhtemelen başka isimler de onları takip edecek ama ne yapsalar boş. X şu an en etkili mecra oldu. Bunu da Elon Musk başardı. Musk şu an değerli yalnızlığın tadını çıkarıyor.