class=”medyanet-inline-adv”>
İşte Erdoğan’ın her vurgusu çok önemli Cumhuriyet manifestosunun başlıkları:
*
– KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL: Cumhuriyet, belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, belli bir etnik kökenin Cumhuriyeti değildir.
*
– KÜRT / TÜRK, ALEVİ / SÜNNİ: Bu Cumhuriyet, Alevi’nin de Sünni’nin de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Türk’ün de Cumhuriyetidir. Türk’ün olduğu kadar Kürt’ün de Cumhuriyetidir.
*
– HEPİMİZİN CUMHURİYETİ: Bu Cumhuriyet, ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu bir vatandaşıyım’ diyen herkesin Cumhuriyetidir. Vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyetidir.
*
– ÖTEKİLEŞTİRMEYE HAYIR: Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar Cumhuriyetten değil, Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanıp ötekileştirenlerden kaynaklanmıştır.
*
class=”medyanet-inline-adv”>
– EBED MÜDDET YAŞATMA: Cumhuriyet, aydınlık geleceğimizdir. Cumhuriyet fikrini ve ruhunu Allah izin verirse ebed müddet korumaya, kollamaya, yaşatmaya devam edeceğiz.
*
– YENİDEN SAHNEYE ÇIKIŞ: 29 Ekim çok önemlidir. Tarihinin kritik bir dönüm noktasıdır. Yeni bir başlangıç noktasıdır. Ancak biz 29 Ekim’de ilk kez değil, yeniden sahneye çıkmış bir milletiz.
*
Bu Cumhuriyet manifestosu, bugünlerde bütün işleri güçleri Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile uğraşmak olan güya Erdoğan yanlısı bazı marjinal tiplere de gereken dersi vermiştir umarım.
BAHÇELİ’NİN ÇIKIŞLARININ ARDINDAN ERDOĞAN
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Bahçeli’nin çıkışlarının ardından beklenen açıklamaları da yaptı.
*
Bu açıklamalar gösteriyor ki…
Erdoğan şöyle bir yerde duruyor:
*
– PKK sorununu ülke gündeminden çıkarmak istiyor Erdoğan. “Millete hizmetle geçen 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz” diyerek bu arzusunu net biçimde dile getiriyor.
*
– Bahçeli’nin çıkışlarını, bir imkân olarak görmeye devam ediyor Erdoğan. Bahçeli’nin iyi niyetine, asıl amacına, vatan, millet sevgisine vurgu yapıyor.
*
– Türk milletinin terör kamburundan kurtulmak istediğini belirtiyor Erdoğan. Bahçeli’nin yaklaşımlarının temelinde de bunun yattığını söylüyor.
*
class=”medyanet-inline-adv”>
– Kandil’e ve Suriye’deki teröristlere kapıları net biçimde kapatıyor Erdoğan. “Bunların anlayacağı dil, terörle tavizsiz mücadeledir. Kökünü kazıyacağız” diyor.
*
– DEM’le ilgili hayal kırıklığı yaşıyor Erdoğan. DEM’in son açıklamasını şöyle yorumluyor: “Bir koltukta terör, bir koltukta siyaset… Bu olmaz.”
*
– Suriye sınırında yeni bir operasyon ve yaklaşım sinyali veriyor Erdoğan. “Güney sınırlarımızın güvenliği, insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak” diyor.
ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI’NIN İKİ KİTABI GELMİŞTİ BANA
DÜN CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “PKK / KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla evine yapılan baskınla gözaltına alındı.
*
class=”medyanet-inline-adv”>
Gözaltı işleminin gerekçelerini bilmiyorum. Dosyaya vakıf değilim. Neden 6 ay beklendi? Neden aday olmasına izin verildi? Bunları bilmiyorum.
Dolayısıyla en baştan “sütten çıkmış ak kaşıktır” da diyemem, “suçludur suçlu” diye tutturamam da.
Sadece gelişmeleri dikkatle izliyorum, izleyeceğim.
*
Fakat şöyle ilginç bir rastlantı oldu:
Gözaltı işleminden birkaç gün önce Ahmet Özer’in kaleme aldığı iki kitap geldi bana.
“İnsanlık Nereye Gidiyor” ve “Tarih-Toplum-Siyaset Üçgeninde İnsan” başlıklı iki kitap.
Kitaplarda Kürt sorunu da işlenmiş genişçe.
*
Kitapları inceledim:
Kürtler için eşitlik istiyor Ahmet Özer. “Türkler hangi haklara sahipse Kürtler de aynı haklara sahip olmak istiyor” diyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Peki bu ne demek? Ahmet Özer’e göre Kürtler nasıl bir eşitlik istiyor?
*
İki noktada eşitlikten söz ediyor:
BİR: Ana dilde eğitim hakkı. İKİ: İdare siyasetinin değişmesi.
İdare siyaseti nasıl değişecek? Bunun ayrıntılarına girmiyor.
*
Tartışılacak daha çok nokta var Ahmet Özer’in yaklaşımlarında.
Sadece şu kadarını söyleyeyim:
Ahmet Özer’in Kürt sorunuyla ilgili yaklaşımları, CHP’nin fikirleri değil. Bu fikirleri, CHP tabanının hazmetmesi de pek mümkün değil.
*
Şimdi gelelim ana meseleye: Ahmet Özer’in, CHP / DEM ittifakının doğurduğu bir aday olduğunu biliyorum. Ama sonuçta Ahmet Özer, “CHP’li belediye başkanı” olmuştur. Böyle bir ismin CHP’li belediye başkanı olmasında bir tuhaflık, bir kekremsilik, bir acayiplik yok mu?
*
class=”medyanet-inline-adv”>
Bu arada şunu da net biçimde vurgulayayım:
Bütün bu yazdıklarımın Ahmet Özer’e yapılan operasyonla, onun gözaltına alınmasıyla falan… Zerre kadar ilgisi yoktur. O apayrı bir konudur. Ben asla kriminal konulardan söz etmedim, suçla ilgisi olmayan düşüncelerden söz ettim.
ŞANSLIYSAN BAHİS OYNA
TRUMP ve Harris…
Hiçbir seçim bu kadar bıçak sırtı olmamıştır.
Hiçbir seçim bu denli başa baş olmamıştır.
Bir büyük muamma var bu seçimde.
*
Risk almaktan nefret edenlere tavsiyem:
Susun, kıpırdamayın, hiçbir adım atmayın.
Risk almaya bayılanlar ve şanslarına güvenenlere ise şunu söyleyebilirim:
Bahis oynamanın, takım elbisesine iddiaya girmenin, büyük konuşmanın tam zamanı.
ALİ MAHİR BAŞARIR SAPTAMALARI
– Tartışılır olmazsa hayattan zevk almayacakmış gibi bir hali var.
– Parti içinde hem en fazla beğenilen hem de en fazla tepki çeken isim olmayı başarıyor.
– Şimşekleri üzerine çekme konusunda özel bir yeteneği mevcut.
– Bazen aşırı nazik bazen aşırı nobran olabiliyor.
– Bir ekip dayanışmasının içinde olduğu gibi bir düşman çemberinin de ortasında.
– En önemli kusuru şu: “Acaba bazen haksız olan ben miyim” diye en küçük bir kuşkusu bile yok.
E HANİ ATATÜRK İÇİN DUA ETMİYORDU
CUMHURBAŞKANLIĞI Külliyesi’ndeki Cumhuriyet Bayramı programını izliyordum. Sıra Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duasına geldi.
Duada bir anda şu cümleye dikkat kesildim:
*
“Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün gazilerimizin de ruhlarını şad eyle ya Rabbi.”
*
Madem Diyanet İşleri Başkanı’yla ilgili olumsuz her haber, binle çarpıtarak yansıtılıyor… Olumlu bir haberi de çarpan etkisiyle olmasa da bir biçimde yansıtmış olayım.