Endişeye sebep oldu: Fotoğraflar İzmit Körfezi’nden!

‘MUHTEMELEN AKINTILARIN SÜRÜKLEMİŞ OLDUĞU BİRİKİMLER’

/

Prof. Dr. Ergül, Başiskele ilçesindeki Seymen Sahili’nde görülen tabakalar hakkında, “Marmara Denizi’nde yer yer rastladığımız müsilaj oluşumları ve birikimleri henüz çok yoğun halde değiller. Muhtemelen akıntıların sürüklemiş olduğu ve yoğunlaştırdığı birikimler. O şekilde görünür hale geliyorlar. Bunların potansiyel olarak oluşumları mümkün ama fizikokimyasal koşulların uygun olması lazım, atmosferik koşulların, hava sıcaklığının, su sıcaklığının uygun olması lazım. Çok sıcağı sevmiyorlar. Dolayısıyla da yaz mevsiminde ilerleyen dönemlerde azalmalarını bekleriz. Ancak Marmara Denizi potansiyel olarak bu üretimi yapabilecek ham maddeyi taşıyor” diye konuştu. “Başka denizlerde de görülebilir mi?” sorusuna da yanıt veren Prof. Dr. Ergül, “Evet, olabilir. Çünkü vaktiyle Adriyatik’te uzun süre, yıllarca süren bir tehlike olarak, bilim insanlarının çözüm aradığı bir süreçti. Dolayısıyla yeterli ham maddenin bulunması durumunda Ege Denizi’nde de Karadeniz’de de rastlanabilir. O bakımdan tedbirli olmak lazım” dedi.

‘TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL’

/

Müsilaj ile mücadelede önerilerini de sıralayan Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, “Özellikle atık su arıtımıyla ilgili süreçlerin, ileri teknolojilerin geliştirilmesi lazım. Nüfus yoğunluğu burada bir başka engel. Tabii Marmara Denizi’nin etrafında yaklaşık olarak 25 milyon insan yaşıyor. Bunların deşarjlarının yanı sıra ilave olarak tarımsal atıklar, belki endüstriyi de dahil edebiliriz; Marmara, bunların hepsinin buluştuğu küçük bir iç deniz. Dolayısıyla da bu atık yükünü kaldırmakta zorlandığını hepimizin çok bariz olarak 2021’de yaşanan oluşumda gördük. O bakımdan iyileştirmeyle ilgili verilen mücadelelere, çabalara herkesin destek olması gerekiyor. Bunların artırılarak sürdürülmesi gerekir ama bu süreç içerisinde dikkati elden bırakmamak lazım; tedbirli olunması lazım. Çünkü tehlike geçmiş değil” diye konuştu.

Yorum yapın