Necmettin Batırel, hükümetin ekonomik politikalarını değerlendirerek enflasyonla mücadelenin önemine dikkat çekti. Türkiye gazetesi yazarı Batırel, TÜFE’nin zirve seviyesinden hızla düştüğünü ve hükümetin sıkı para politikası sayesinde büyümenin de sürdürülebileceğini belirtti. 2025 yılında ekonomik rahatlamanın hızlanacağını ve kurlardaki artışın enflasyonun altında kalacağını öngören Batırel, şunları kaydetti:
“Hükûmetin açıkladığı ekonominin 3 yıllık yol haritası orta vadeli program saat gibi çalışıyor. En büyük savaş enflasyonla mücadelede. Mayıs ayında 75,45 ile zirve yapan yıllık TÜFE, eylülde 49,38’e inerek, 26 puan geriledi. Ekim ayında %30’luk seviyeleri görmemiz işten bile değil. Üretici fiyatlarının yıllıkta %33 düzeyine inerek maliyetlerin azalması, TÜFE’nin düşmesinde önemli rol oynayacak. Bakan Şimşek gelecek yılın üçüncü döneminde tek haneyi göreceğiz diyor. Bakın enflasyon aşağı çekilirken, büyüme hızından ciddi oranda taviz verilmiyor. Gayrisafi Millî Hasıla 2024’te %3,5, 2025’te %4, 2026’da %4,5 artacak. Rakamlar bize sıkı para politikası ile birlikte disiplinli maliye politikasının ekonomide büyük rahatlama sağladığını gösteriyor. Enflasyonun ana eğiliminde istikrarlı düşüş var. Dar gelirlilerin ev sahibi olmalarını sağlayacak sosyal konut projeleri hayata geçiriliyor, konut kredi faizleri düşüyor. Böylece fiyatlardaki aşırı yükseliş önlenecek.
Merkez Bankasının kasım ayındaki muhtemel faiz indirimi büyük ihtimalle aralıkta 25 baz puanla sembolik olarak gerçekleşecek. Ancak 2025’te parasal gevşemenin hızlandığı, kredi faizlerinin düşüşe geçtiği şirketlerin büyük ölçüde rahatlayacağı dönemi yaşayacağız. Kurlardaki artışın enflasyonun altında kalması karşısında dövizden kaçış hızlandı. Türk lirası mevduatın payı %54’ü aştı. Yabancı mevduatın payı %8’li seviyelere geriledi. 2023 Ağustos’ta 140 milyar doların üzerine çıkan Kur Korumalı Mevduat bugün 45 milyar doların altında. 1 yılda %68 oranında daralma var. Reuters’ın düzenlediği ankete göre, dolar/TL kuru bir ay içinde 34 lirayı, 12 ay içinde ise 41 lirayı aşacak. Bu nasıl anket? Dolar zaten şu anda 34,14 TL’de. Yıl sonunda kurun 36 lira olacağı iddia ediliyor. Bu durumda dolardaki yıllık artış %22 olacak. Ve yıllık enflasyonun 20 puan altında kalacak…
Milleti TL’den kaçırmak için düzmece anketler yayınlıyorlar. Bunlara inanıp da döviz alanlar yandım Allah diye bağırıyor. Ama inanmayanlar elinden çıkarıyor. Geçen hafta döviz mevduatları 2 milyar dolar azaldı. Merkez Bankasının kasası doldu taştı. Toplam rezervler 157,4 milyar dolarla tarihî zirvesinde. Net rezervler 54,1 milyar dolar, swap hariç net rezervler 31,7 milyar dolarla rekor düzeyde. Yahu bu durumda kurlar yükselir mi? İşte düşük kur ara malı ithalatını ucuzlattı, fiyat artışları durdu. Merkez Bankası kendi ayağına kurşun sıkıp kuru serbest bırakır mı? Elbette ki hayır! Şu anda piyasada en güçlü alıcı da satıcı da kendisi… Gerektiğinde alıyor, talep olunca satıyor. Aldıkları sattıklarından çok olduğu için rezervleri sürekli artıyor. Rezervler arttığı için piyasada satıcıdan geçilmiyor.
Bakın İran-İsrail füze savaşı BİST’i (kaldıraçlı işlem yapanların paniğe kapılıp yoğun satışa geçmeleri yüzünden) 9 bin puana indirdi. Ama dövizde oynama olmadı. 5 yıllık sigorta primi CDS’ler de 268 ile son derece düşük kaldı. Neden? Çünkü ekonomi kaya gibi. Buna inanmayanın alnını karışlarım!..”