yeniakit.com.tr
Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 42 binden fazla sivili katletti, Hamas liderlerini hedef aldı, ardından Lübnan’a yöneldi, Hizbullah lideri Nasrallah’ın ve onlarca sivilin canına kıydı.
İran da İsrail’in saldırılarına bir misilleme yaparak çok sayıda balistik füzeyle İsrail’i vurdu. Füzeler İsrail’e büyük paniğe neden oldu. Aynı zamanda bu saldırı, “yenilmez İsrail” algısının kırılması için büyük bir fırsat oldu.
Aylardır İran’ın İsrail’e hiçbir şey yapamayacağı yönünde propaganda yapan çevreler ise, İran’ın saldırısının ardından türlü bahanelerle yine Tahran’ı hedef aldı. Bir türlü gerçeği itiraf edemeyen başta seküler kitleler, İsrail’e toz kondurmamak için ellerinden geleni ardında koymadı.
Bu algı çalışması, Cumhuriyet yazarı Mehmet Ali Güller’i de çileden çıkardı. Bugünkü yazısında, İran’a karşı dansöz gibi kıvıran kitleleri eleştiren Güller, aslında kendi gazetesinin de aylardır sürdürdüğü kara propagandaya isyan etmiş oldu.
Güller’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
(…) 5) Bu çok cepheli savaş, aynı zamanda bir propaganda savaşıdır, kamuoyunu ve akılları hedef alır. Örneğin İran’ı Rusya’ya füze desteği veriyor diye suçlayan Atlantik cephesi, o füzeler İsrail’e atılınca “işe yaramadığını” propaganda ediyor.
6) Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinden sonra İran’ın İsrail’e yanıt veremeyeceğini, İranlı mollaların “tavuk” ve “ördek” olduğunu iddia edenler, “İran İsrail’i vuramaz” diyenler, İran 1 Ekim akşamı füzelerini atınca, bu kez “İsrail’in demir kubbesi füzeleri önledi” diye propaganda yapmaya başladılar. Füzelerin bir bölümünün demir kubbeyi deldiği anlaşılınca, “Ama boş tarlaya düştü” dediler. Askeri tesislere, havalimanlarına düştüğü anlaşılınca, “Ama tahribat yaratmadı” dediler. Yarattığı anlaşılınca, “Ama kimse ölmedi” dediler… (…)