class=”medyanet-inline-adv”>
ABD Başkanı Joe Biden, dün akşam yaptığı açıklamayla kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı olmayacağını duyurdu. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu haber, Biden’ın 54 yıllık siyasi kariyerinin de sonu anlamına geliyor.
Aslında ABD siyasetini yakından takip edenler için Biden’ın çekilmesi çok büyük bir sürpriz olmadı. 27 Haziran tarihinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump’la çıktığı münazarada çok zayıf bir performans sergileyen 81 yaşındaki Biden’a, Demokrat Parti’den birçok ileri gelen çekilme çağrısı yapmıştı. Biden’ın Trump karşısında seçilemeyeceği, seçilse bile fiziksel ve zihinsel sağlık durumunun 4 yıllık başkanlık süresini tamamlamaya uygun olmadığı tartışmaları, günlerdir gündemin ilk sıralarında yer alıyordu.
class=”medyanet-inline-adv”>
Özellikle geçtiğimiz hafta, 20’den fazla Kongre üyesi Biden’a yarıştan çekilme çağrısı yaptı. Ünlü aktör George Clooney bile New York Times için kaleme aldığı makalede Biden’a “Bırak” dedi.
ABD Başkanı baskılara uzun süre dirense de dün akşam yaptığı yazılı açıklamayla, görev süresi bittikten sonra devam etmeyeceğini duyurmak zorunda kaldı.
Peki 30 yılı aşkın süre boyunca senatörlük yapan, Beyaz Saray’da üç dönem geçiren Biden’ın siyasi kariyerinin öne çıkan anları neydi? İşçi sınıfı bir aileden Beyaz Saray’a adım adım yükselişi mercek altına aldık…
ÇOK BÜYÜK KUMAR OYNADI, 30 PUAN GERİDEN GELİP KAZANDI
20 Kasım 1942’de dünyaya gelen Biden, İrlanda kökenli Katolik bir ailenin oğluydu. Lisans eğitimini Delaware Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Syracuse Üniversitesi Hukuk Okulu’na devam eden Biden, mezun olduktan sonra kısa süre kamu avukatı olarak çalıştı.
Siyasete ilk olarak 1970 yılında yani 28 yaşındayken atılan Biden, Delaware’in New Castle vilayetinin yerel meclisine seçildi. Biden burada iki yıl görev yaptıktan sonra gözünü ulusal siyasete dikti.
1972’de yapılan seçimlerde, iki dönemdir görevde olan Cumhuriyetçi Senatör J. Caleb Boggs’u devirerek ABD tarihinin en genç senatörlerinden biri olan Biden aslında çok büyük bir kumar oynamıştı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Zira sandıklara gidildiği sırada henüz 30 yaşını doldurmamıştı ve ABD yasaları gereği koltuğuna oturabilmesi için doğum gününü beklemesi gerekecekti. Üstelik kampanyasının bütçesi de çok sınırlıydı.
Bu koşullarda aile üyelerini kampanyasında çalıştırmak zorunda kalan Biden’ın stratejisi, Delaware seçmeninin gönlünü kazandı. Seçimlerden öne yapılan anketlerde Boggs neredeyse 30 puan gerideyken, sandıktan yüzde 50,5’le Biden çıktı.
TARİHİ BAŞARININ ARDINDAN KORUNÇ BİR TRAJEDİ
Ancak bu tarihi başarıdan sadece birkaç hafta sonra Biden ailesi korkunç bir felaket yaşadı.
Aralık 1972’de, bir traktör, Biden’ın eşi Neilia ile üç çocuğunu (Beau, Hunter ve Amy) taşıyan otomobile çarptı. Kazada Biden’ın eşi ve kızı hayatını kaybederken 3 yaşındaki Beau ile 2 yaşındaki Hunter ağır yaralandı. Biden olayın ardından istifa etmeyi düşünse de çalışma arkadaşlarının telkinleriyle görevde kaldı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Ocak 1973’te Amerikan tarihinin en genç yedinci senatörü olarak yemin edip göreve başlayan Biden, Richard Nixon karşıtlığıyla tanındı. Hatta dönemin başkanı Gerald Ford’u Nixon’ı affettiği için en sert dille eleştirenlerden biri oldu. 1976 yılına gelindiğinde ise Biden, Demokrat Parti ön seçimlerinde Jimmy Carter’ı destekleyen ilk senatör olarak bir kez daha dikkatleri üzerine topladı.
Senato Yargı Komitesi’nde geçirdiği 17 yılda başkanlık ve üst düzey yöneticilik yapan Biden, Robert Bork ve Clarence Thomas beş Yüksek Mahkeme yargıcının tartışmalı görevlendirme toplantılarını yönetti. Ayrıca 1994 yılında Şiddet İçeren Suçların Kontrolü ve Kolluk Kuvvetleri Yasası ile 1986’da Uyuşturucu Kullanımıyla Mücadele Yasası’nın kabulünde önemli roller oynadı.
class=”medyanet-inline-adv”>
Senato Dış İlişkiler Komitesi’ndeki 11 yılında da başkanlık ve üst düzey yöneticilik yapan Biden, bu dönemde NATO’ya yeni üyeler alınmasına destek verirken, ABD’nin Balkanlar’a siyasi müdahalesinde de itici güç oldu. Başlangıçta Irak Savaşı’na da destek veren Biden, zamanla Bush Yönetimi’nin savaşı idaresini eleştiren bir tutum benimsedi.
GÖZÜ HEP BEYAZ SARAY’DAYDI
Altı kez üst üste senatör seçilen Biden, Senato’da toplam 36 yıl hizmet etmiş oldu. Ancak bir siyasetçi olarak gözü her zaman daha yükseklerdeydi. 1988 ve 2008 yıllarında yapılan seçimlerde Demokrat Parti’nin adayı olmak için girişimlerde bulunsa da adaylığı kazanamadı. Ama bu çabalar sayesinde ülke genelinde ılımlı bir imaja sahip güçlü bir siyasetçi olarak tanınır hale geldi.
class=”medyanet-inline-adv”>
Ağustos 2008’de başkan adayı Barack Obama’nın yardımcılık teklif etmesiyle, Biden için Beyaz Saray’ın yolu açıldı. Biden, başkan yardımcısı olarak başkanın en büyük danışmanı olmak ve tüm kritik kararlarda sürece dahil edilmek istediğini Obama’ya net bir şekilde dile getirdi. Obama’nın da bu talepleri olumlu karşılamasıyla Biden, Ocak 2009’da ABD’nin 47’inci başkan yardımcısı olarak göreve başladı.
Biden’ın başkan yardımcılığı döneminin özellikle öne çıkan konuları, 2008’deki mali krizin ardından ekonomik toparlanma çabaları, dış politika ve ulusal meseleler oldu.
Biden, Obama döneminin en önemli ve kritik başarısı kabul edilen ve halk arasında “Obamacare” olarak nitelendirilen Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası’nın Kongre’den geçmesinde de büyük rol oynadı.
ADAYLIĞI SON ANA KADAR SALLANTIDAYDI
Biden, Obama’nın Beyaz Saray’daki iki döneminde de yanındaydı. Obama, görev süresinin sonlarına doğru Ocak 2017’de Biden’ı Özgürlük Madalyası ile onurlandırarak büyük bir sürpriz yapmıştı.
Biden, Beyaz Saray’daki üçüncü dönemi için kampanyasını Nisan 2019’da yani başkan yardımcılığının sona ermesinden sadece iki yıl sonra başlattı.
2020 kampanyasının ilk dönemleri oldukça sıkıntılı geçti. Iowa ve New Hampshire’daki ön seçimlerde hayal kırıklığı yaratan sonuçlar alan Biden’ın Demokrat Parti adına güçlü bir aday olabileceği ancak şubat ayında South Carolina ön seçimlerini net bir biçimde kazanmasından sonra belli oldu.
Biden, bu dönemde Vermont Senatörü Bernie Sanders’la çok sıkı bir rekabet içindeydi. Sanders’ın Nisan 2020’de kampanyasını sonlandırması Biden’ın önünü açtı. Biden, yardımcısı olarak Kamala Harris’le birlikte yarışacağını duyurmasından birkaç gün sonra Ağustos 2020’de resmen Demokratların adayı ilan edildi.
SEÇİLMESİ AYAKLANMALARA YOL AÇTI, 2021’DEKİ KARAR SONUN BAŞLANGICI OLDU
Kasım ayında yapılan seçimlerde Biden, Başkan Donald Trump’ı geride bıraktı. Seçim sonrası yaşanan tartışmalar, 6 Ocak 2021’de yaşanan Kongre Binası ayaklanmasına zemin hazırladı.
Ocak 2021’de yemin eden Biden’ın görev süresi, Covid-19 pandemisinin yanı sıra ekonomik istikrarsızlığın ve derin siyasi kutuplaşmanın gölgesinde başladı. Başlangıçta Covid’e odaklanan Biden, ulusal bir aşılama kampanyası başlatıp Amerikan Kurtarma Planı’nı hayata geçirdi. Biden ayrıca ekonomi alanında, Altyapı Yatırımları ve İstihdam Yasası, Çip ve Bilim Yasası ve Enflasyonu Düşürme Yasası gibi önemli kanunlara da imza koydu.
Biden’ın dönemi, dış politika alanında da oldukça zor bir zamana denk geldi. 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının başlaması Biden’ı zorlayan gelişmeler oldu.
Öte yandan 2021’de ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilme kararına imza atması, kamuoyunun Biden’a duyduğu güvenin dibe vurmasına ve bir daha da toparlanamamasına neden oldu.
‘HODRİ MEYDAN’ DEDİ AMA SONUNU GETİREMEDİ
Ve son günler… Biden özellikle son 1 ayda kampanyasını sonlandırması yönünde ağır eleştirilerin hedefi olsa da geri adım atmadı.
Temmuz ayı başlarında ulusal televizyonda yayınlanan bir röportajda kendisini eleştirenlere meydan okuyan Biden, “Hiç durmayın. Parti kongresinde karşıma çıkın” dedi. Aynı zamanda Kongre’deki Demokratlara da bir mektup yazan Biden, “2024 yılında Donald Trump’ı yenebilecek en iyi kişinin ben olduğuma kesinlikle inanıyor olmasam, bir daha yarışmazdım” ifadelerini kullandı.
Ancak 13 Temmuz’da Trump’ı hedef alan suikast girişimi bile Biden’ın ilerlemiş yaşını ve zihinsel sağlığını gündemden düşüremedi. Buna rağmen seçimi kazanacağına olan inancını yitirmeyen Biden, 16 Temmuz’da verdiği bir röportajda, adaylığı yeniden değerlendirmesini sağlayacak tek şeyin bir “sağlık sorunu” olduğunu vurguladı.
Bir gün sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Biden’ın Covid-19 testinin pozitif çıktığı bildirildi. Bu açıklama yarışın çok kritik bir anında Başkan’ın kampanya etkinliklerine katılamayacağı anlamına geliyordu. Nitekim dört gün sonra da Biden, adaylıktan çekildiğini duyurdu.