Bunlar cilalı yalanlar! Neden? Ne oldu da böyle olduk?

Haşmet Babaoğlu, geleceğe dair korkuları ve kehanetleri masaya yatırdı. YouTube ve Instagram’daki felaket videolarının izlenme oranlarının artmasını analiz eden Babaoğlu, bu durumun toplumsal bir sarhoşluk yöntemi olabileceğini belirtti. Ayrıca, geçmişteki sosyolog Karl Manheim’in kehanetlerine de yer veren Babaoğlu, Sabah gazetesindeki köşesinde şunları kaydetti:

“Her haftaya bir yeni felaket tasarımı veya kehanet yetiştiren Youtube videolarını izliyor musunuz?

Gelecek beklentisini “kıyametçiliğe” çevirmiş Tiktok ya da Instagram videolarına bakıyor musunuz?

Başka videolar en fazla birkaç bin kişi tarafından izlenirken bunların izlenme oranları hızla yüz binleri buluyor…
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Neden? Ne oldu da böyle olduk?

Zaman tükendi mi?

Bildiğimiz hayat tarzlarının sonlarına yaklaştığımızı mı seziyoruz?

Yoksa bu da bir tür “toplumsal sarhoşluk” yöntemi mi?

Korkuyla uyuşturuyorlar bizi belki de…

Ya da…

Bir kapının eşiğine geldik dayandık da, şimdilik kapının ardındakinin adını koyamıyor muyuz?

***

Geçen yüzyılın büyük sosyologlarından Karl Manheim 1920’lerde şöyle yazmıştı: “Her yerde bir mesih bekleniyor.

Hava irili ufaklı kâhinlerin vaazlarıyla dolu. İçimizde günümüz toplumunun tatmin edemeyeceği kadar büyük özlemler yeşeriyor. Hepimiz olgunlaştık. Ama ürünlerimizi hasat edecek kimse yok.” Manheim bunları yazdıktan bir süre sonra Weimar Cumhuriyeti yıkıldı.

Naziler yükseldi. Dünya hızla savaş atmosferine girdi, sonrası malum…

***

“Bu ceket bana çok yakıştı” der gibi, “Bu bluzla çok hoş oldum” diye düşünür gibi… “Bu yalan bende şahane duruyor” tavrı!

***

“Hayaller gerçek oldu” diye bir deyim vardı, çok tutulurdu. Şimdi kimseden duymuyorum. Artık bütün hayaller yalan mı oluyor yoksa?

***

Olimpiyatlara az kaldı…

Yine o sahte “Spor, barış ve kardeşliktir” naraları atılacak; yine çocukluklarını antrenmanlara feda etmiş gencecik insanlar deli gibi kendilerini zorlayarak birbiriyle yarışacak, kitleler de onları alkışlayacak…

Seviyoruz cilalı yalanları…

***

İsrail’in katıldığı bir olimpiyat, soykırımın üzerini örtecek.

Korkunç bir rezalet.

Lakin Olimpiyat Komitesi’nde “numara” çok; Filistinli sporculara elemeleri geçemeseler bile olimpiyatlara katılacakları bildirildi…

***

Zeytinyağını artık parfüm şişelerinde satsınlar….

Fiyat/performans uyumu açısından bakarsak, akla en uygun çözüm bu.

Hakiki bir Çanakkale domatesi dilimi üzerine iki damla veya iki fıs fıs soğuk sıkım sızma zeytinyağı…

Nasıl ama, fena fikir mi?”

 

Yorum yapın