Resul Tosun, Star’daki köşe yazısında 78 kuşağının Türkiye’nin siyasetinde nasıl bir rol oynadığını anlattı. Tosun, bu kuşağın iktidara gelme sürecini ve bu süreçte yaşadıkları zorlukları detaylandırdı. Mehmet Akif ve Necip Fazıl gibi isimlerin bu kuşağın düşünce yapısını nasıl şekillendirdiğini aktaran Tosun ayrıca, rahmetli Rıfat Boynukalın’ın İslami mücadeledeki önemini ve vefatını da ele aldı. Tosun, şunları kaydetti:
“Sol kesimin 68 kuşağından çok söz edilir de silahlı devrim yaparak yönetimi ele geçirmeyi hedefledikleri için havanda su döğdüklerinden pek bahsedilmez. Gerçi Oral Çalışlar gibi Hasan Cemal gibi öz eleştiri yapıp ne kadar hayalperest olduklarını yazanlar çıkmadı değil.
Ama Başkan Erdoğan’ın da içinde bulunduğu İslami kesimin 78 kuşağı, 22 yıldır iktidardadır ve hedeflerinden önemli bir kısmını gerçekleştirmiştir.
Öz vatanında garip öz vatanında parya muamelesi gören 78 kuşağının iktidarı da gökten zembille inmemiştir. Kuşağın fikir hamurunu yoğuran Mehmet Akiflerden, Necip Fazıllardan başlayan çileli bir süreçten geçmiştir.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Siyasi süreç ise bağımsızlar hareketiyle 1969’da başlamış, 26 Ocak 1970 tarihinde Milli Nizam Partisi’nin (MNP)kuruluşuyla resmiyet kazanmıştır.
Dindarlar üzerinden iktidar olan ama dindarlara sahip çıkmayan sağ partiler karşısına tamamıyla İslami hassasiyetle kurulan MNP, bütün yurtta büyük kabul görmüştü.
Rahmetli Necmeddin Erbakan hoca il ili ülkeyi geziyor hedeflerini açıklıyor ve toplumda büyük beğeni topluyordu.
Öyle kuş diliyle konuşmuyordu açıkça İslam diyordu. Hatta Abdurrahim Karakoç’un Hak Yol İslam Yazacağız şiiri partinin adeta marşı haline gelmişti.
(…)
‘Hak yol İslam Yazacağız’, 20 Mayıs 1971’de MNP’nin kapatılma gerekçelerinden biri oldu.
Ama MNP işaret fişeğini çakmıştı. Kimi hayır cemiyetlerinden öte sosyal faaliyeti bulunmayan dindar kesim artık siyasette ilk adımını atmıştı.
Bugün iktidardaki 78 kuşağı o cesur adımın eseridir.
O cesur adımın lideri Necmeddin Erbakan’dı. O da yalnız yürümüyor bir avuç serdengeçti ile birlikte hareket ediyordu.
İşte o serdengeçtilerden biri olan 86 yaşındaki Rıfat Boynukalın ağabeyi bayramın birinci günü ikindi namazından sonra Fatih Camii’nden Hakk’a uğurladık.
İTÜ mezunu bir mühendisti. Talebeliğinde İTÜ’de hoca olan rahmetli Erbakan’ın dikkatini çekmişti.
Rıfat Boynukalın, Erbakan hocanın başlattığı mücadelenin en zor anlarında yanında duran ender şahsiyetlerden biri olmuştur.
Erbakan hoca siyasetten önce Türkiye Odalar Birliği’ne girmiş ve başkan seçilmişti. Ama dönemin sağcı iktidarı onu polis zoruyla atmak istediğinde o direnmişti. İşte o direnişte Erbakan hocanın yanında duran cesur şahsiyetlerden biriydi Rıfat ağabey.
Erbakan hoca ondan sonra siyasete girmeyi kararlaştırdı ve 17 arkadaşıyla MNP’yi kurdu. İşte o kuruculardan biri de Rıfat ağabeydi.
Ben 1974 yılında İstanbul’a geldim ve bir müddet Fatih’deki Fetih Öğrenci Yurdu’nda kaldım. Halıcılar caddesinde Boynukalın Eczanesi vardı. Rıfat ağabeyin rahmetli hanımının eczanesiydi. Dindarlar o dönemde dayanışma içinde olduğu için Boynukalın Eczanesi camianın eczanesi sayılırdı.
Rıfat ağabeyi tanırdım ama dostluğumuz Medine-i Münevvere’de başladı.
Yetmişli yıllar anarşinin kol gezdiği yıllardı. Üniversitelerde sürekli olaylar çıkar doğru dürüst ders yapılmazdı.
Biz İslam’ı savunuyorduk ama doğrusu köklü bir İslami bilgiye sahip değildik. ‘Önce İslam’ı öğrenmek gerekir’ diyerek ben 1976 yılında yükseköğrenim için Medine’ye gittim ve İslam Üniversitesi’ne kayıt yaptırdım.
Medine’de ecdadın vakıflarından Beşirağa Medresesi vardı. Türk öğrenciler kalıyordu. Bana da bir oda verdiler.
1977 ya da78 tam hatırlamıyorum. Rıfat ağabey Medine’ye gelmişti. Ben kendisini davet ettim ve o mütevazı insan birkaç gün benim misafirim oldu. O yüzden ‘Bir mühendisin senin odanda ne işi var!’ diye çıkışan Türk asıllı vakıf nâzırıyla da aramız açıldı.
Hatta rahmetli Ali Ulvi Kurucu bey beni teselli için nâzır hakkında, Erbakan’ı TOBB’dan atan “Demirel gibi bir adam aldırma.” demişti.
TOBB’daki olaydan MNP’nin kuruluşuna tüm gelişmeleri uzun sohbetlerimizde bizzat kendisinden dinlemiştim.
Ben 1981 yılında mezun olunca döndüm. Rıfat ağabey uzun yıllar Suudi Arabistan’da çalıştı. Sonra bir ara Medine’ye yerleşti. Son umre ziyaretimizde bizi evinde ağırlamıştı.
Sık sık görüşürdük. Kâh Medine’de kâh İstanbul’da. Çoğu kez de telefonla.
Son görüştüğümde Konya’da olduğunu söylemişti. Arife günü vefat haberi geldi.
Allah rahmet eylesin.
Dürüsttü, mütevazıydı, aklı selim sahibiydi, ileri görüşlüydü, müdanasızdı, doğruyu söylemekten çekinmezdi.
Aklına yatmayan fikirlere itiraz eder gereğinde muhatabını ikaz ederdi.
Mesela 1969 seçimlerinde Erbakan hoca eşinin memleketi Balıkesir’den bağımsız aday olmak istediğinde Rıfat ağabey, Balıkesir’den seçilemeyeceğini, Konya’dan seçilebileceğin söylemiş hoca da Konya’dan aday olmuş ve seçilmişti.
Siyasi hareketin mimarlarından olmasına rağmen MNP’den sonra siyaset dışında kaldı. İsteseydi vekil de olabilirdi bakan da. Ama o siyaseti kenardan izledi. Erbakan hoca tarafından kendisine yapılan milletvekilliği tekliflerini de kabul etmedi.
Hasbi, harbi ve müstağni idi.
Çocuklarının yetişmesine önem verirdi. Hatırlıyorum seksenli yıllardaydı, küçük oğlu Mehmed, 71 günde hafız olmuştu ve Arap gazeteleri haber yapmıştı. İşte o hafız bir dönem Ayasofya Baş İmamlığı görevini yürüten Prof. Dr. Mehmed Boynukalın’dır!
En büyük oğlu Ömer mücahit ruhlu, hareketli ele avuca sığmaz bir yiğit insandı. Çok talihsiz bir kazada hayatını kaybetti. Rahmetli Ömer’ín oğlu yani Rıfat abinin torunu bir dönem AK Parti’de milletvekilliği ve gençlik ve spor bakan yardımcılığı yapan halen İngiltere’de bulunan Abdurrahim Boynukalın’dır.
Rıfat ağabey çocuklarının İslami ilimlerde ehl-i sünnet istikametinde kariyer yapmasını bizzat istemiş yönlendirmiş ve başarmıştı.
Mehmed Boynukalın gibi diğer oğlu Prof. Dr. İbrahim Ertuğrul da, kızı Dr. Hatice Boynukalın Şenkardeşler de İslami ilimlerde kariyer yapmış değerli ve saygın ilim adamlarıdır.
Amel defterinin açık kalmasını sağlayacak evlatlarıyla, güçlü bir sadaka-i cariye bırakarak en büyük yatırımı ebedi âleme yapmıştı Rıfat ağabey.
Dâvânın temel taşlarından biri olan Rıfat ağabeyin cenazesinde yetmişli yılların delikanlılarını saçı sakalı ağarmış olarak gördük cenazede.
Dönemin Akıncılar Başkanı Mehmet Güney, MSP İstanbul Gencik Kolları Başkanı Nureddin Acar göze ilk çarpanlardandı.
Cenazede göze çarpan iki de siyasetçi vardı. AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve GP Genel Başkanı Ahmet Davudoğlu!
Merhuma Cenabı Hakk’dan rahmet-i vasia değerli yakınlarına ecr-i azim ve sabr-ı cemil diliyorum.
Mekanı cennet olsun.”