Bu, ırkçılığın daniskası! Her ekonomik daralmışlık döneminde olduğu gibi yine bir günah keçisi bulundu

Akşam gazetesi yazarı Taceddin Kutay, Suriyelilere karşı tavır almanın ırkçılığın daniskası olduğunu yazdı. Türkiye’de ekonomik sıkıntılar yaşandıkça Suriyelilerin günah keçisi ilan edildiğini belirten Kutay, toplumun iktisadi darboğazı anlamlandırmakta zorlandığını ve öfkesini dışa vurduğunu ifade etti. Kutay, daha gerçekçi ve çözüm odaklı bir dil geliştirilmesi gerektiğini vurguladığı köşesinde şunları kaydetti:

“Şimdiye kadar sürdürülen disk artık işe yaramıyor. Bu sebeple yeni şeyler söylemek lazım. Evet, Suriyelilere karşı takınılan tavır ırkçılığın daniskası. Evet, Suriyeliler bu ülkede insani sebeplerle bulunuyor. Evet, Suriyelilerin Türkiye ekonomisine büyük katkısı var… Bu ve bunlar gibi onlarca olumlayıcı cümlenin Türkiye kamuoyunda bir karşılığı yok artık. Her ekonomik daralmışlık deminde olduğu gibi bir günah keçisi bulundu, hesaplar Suriyelilere fatura edildi. Siyasal skalanın her yanından vatandaşlar neredeyse eşit derecede sorun olarak görüyor Suriyelileri. Bence de anlamsız, bence de gayrı insani. Ben de utanılacak bir şey olarak görüyorum bu tutumu. Fakat bir hakikat değişmiyor; bu terazi bu sıkleti artık çekmiyor.

Söylediklerinizin ve delillerinizin muhataplarınızı da bir makes bulunmadığı an, siyasetin mecraını kaybettiği andır. Maalesef sürekli bir ikna edilme ihtiyacı içinde olan bir toplumumuz var. Üstelik mütemadiyen memnuniyetsizlerimiz şöyle dursun en cefakarlarımız dahi içinde bulunduğumuz iktisadi darboğazı anlamlandırmak konusunda zorluk yaşıyor, öfkesini bir şekilde dışa vuruyor. Vandallık seviyesine ulaşan sokak hadiselerini “haklı tepkiler” olarak lanse eden provokatörlerin en çok ihtiyaç duydukları zemin budur. Karşılıklı konuşarak herhangi bir vasatta buluşma kabiliyetimizi yitirdiğimizin en önemli delili, sokak köpekleri hadisesi gibi bir hadiseyi dahi aklı başında bir insanlar topluluğu ile tartışamıyor oluşumuzdur.

Öyleyse asla bu diyardan gitmeyecek olan bizlerin, bu deveyi büyütmek gibi bir mesuliyeti var. Bu mesuliyetin ilk adımı, daha gerçekçi, daha nesnel, daha çözüm odaklı bir dil geliştirmekten geçiyor. Bunu söylerken şunun farkındayım: Siz dilediğiniz kadar aklı başında bir vasat ortaya koysanız da, insanlıktan yana nasibi olmayanların anormalliklerine mani olamayacaksınız. Bundan yana şüphem yok. Fakat aklı başında olup da rotasını şaşırmışların en azından geri dönemeyecek yerlere savrulmalarına mani olacak şey bu gerçekçiliktir.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO

 

 

 

Yorum yapın