Bu durum tam bir yüz karası! Bu utanç, Müslüman ülkelere yeter de artar

Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er, İsrail’in Gazze’deki katliamlarını ve Müslüman ülkelerin tepkisizliğini ele aldı. 2 milyar Müslümanın 2 milyon Gazzeliye sahip çıkamadığını belirten Er, İsrail’in sürekli olarak Gazze’yi bombaladığını ve Batı’nın bu durumu desteklediğini yazdı. Türkiye’nin, devlet, hükûmet, diplomasi ve destek olarak ilk günden beri en samimi ve daimî şekilde Gazze’nin yanında ve siyonist katillerin karşısında olduğunu ifade eden Er, şunları kaydetti:

“2 milyar Müslüman, 2 milyon Gazzeliye sahip çıkamadı. Bundan daha büyük zavallılık, âcizlik ve utanç verici bir durum olabilir mi?

İsrail, bebek demeden, çocuk demeden, kadın demeden, ihtiyar demeden… câmi demeden, mektep demeden, hastane demeden, ambulans demeden, hekim demeden, hemşire demeden, mülteci kampı demeden… gündüz demeden, gece demeden, Cuma demeden, Kandil demeden… 8 aydan bu yana Gazze’yi biteviye hunharca bombalamakta. Batı Şeria’ya da “seni de enkaza çeviririm!” diyerek tehditler savurmakta…

Siyonist zalimler, bu benzersiz vahşeti, katliamı, soykırımı yaparken Batılı başkentlerin yönetimlerini ele geçirmiş vicdan, merhamet ve insanlık duygu ve hasletlerinden mahrum siyonist hizmetkârları ise yüzleri hiç kızarmadan Gazze Celladına ve onun vahşet kabinesine yardım etmekteler.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Siyonist zalimler, son olarak Nuseyrat Kampına saldırarak 274 mazlumun hayatına kastetti. Birçoğu ağır yaralı olmak üzere 700 de yaralı var.

8 Ekim 2023’ten, 8 Haziran 2024’e kadar İsrail adlı terör yapılanmasının Filistin’de, Gazze’de katlettiği insan sayısıyla yaralı sayısına dair verilen hiçbir rakam, tahminden öteye geçemez. Gerçek, ancak yıkıntılar kaldırıldıktan, toplu mezarlar açıldıktan sonra bulunacaktır.

O zaman yüz binli rakamlar konuşulur…

İsrail kudurganı, hedefe kilitlenmiş olarak öldürmeye, yakıp-yıkmaya devam ederken İslâm âlemi sadece kınama lafı ediyor.

Dünyadan da resmî yolla yükselen iki ses vardır:

Biri kınama, diğeri ölü ve yaralı sayısına dair çetele haberleri.

Gazze’de korkunç soykırım olurken İİT-İslâm İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, D-8’ler, TDV-Türk Devletleri Teşkilatı yalnızca seyrediyor. Bunlardan bâzısı umursamıyor, bâzısı herhangi bir teşebbüse geçemiyor. 

Türkiye, Devlet, Hükûmet, diplomasi ve destek olarak ilk günden beri en samimi ve daimî şekilde Gazze’nin yanında ve siyonist katillerin karşısındadır. Ankara, isimlerini verdiğimiz ne kadar teşkilat varsa hepsini toplamakta, anlatmakta, dediklerini tekrar etmekte fakat maalesef arpa boyu yol alınamamaktadır.

Türkiye, Devlet olarak teşekküre lâyıktır. Ama yapacağı daha çok iş vardır. Tek başına kalsa da vardır.

Diğer teşekküre lâyık olan, Filistin Bayraklarıyla üniversitelerde, meydanlarda gösteri yaparak İsrail’i lanetleyip “Yaşasın hür Filistin!!!” diye haykıran dünya gençliği ve dünyanın vicdandan haberdâr milletleridir.

Keza; Filistin’i tanıyan her devlet de teşekkürü hak etmektedir. “Filistin, BM’nin eşit üyesi olmalıdır!” diyerek adım atan devletlerin, İsrail katliamının suç ortaklarından az baskı görmediklerini tahmin etmek için “müneccim” olmaya gerek yoktur.

Dünya halkları, hükûmetlerine rağmen cadde ve meydanlar almayacak denli büyük kitlelerle İsrail’i protesto ederken İslâm âlemi, ya kılını kıpırdatmıyor veya cılız sesler çıkıyor.

Türkiye’de ise şöyle bir tezat yaşanmakta:

Devlet-Hükûmet duyarlı, geniş kitle olması gereken yerde değil. Dünya üniversitelerinde İsrail, yürüyüşlerle lânetlenince onlara bakan birkaç üniversitemiz, şöyle bir kıpırdıyor fakat arkası gelmiyor.

Şu satırlar yazılırken de okunurken de Gazze Celladı, muhtemelen bebek, çocuk, kadın… demeden öldürmeye devam ediyordur. Yanılmayı çok isteriz ama gidişat iyi olmadığından kaygılanmamak mümkün değil:

-Siyonist İsrail, Kurban Bayramı’nda da Müslüman kanı akıtmaktan geri durmayabilir.

Siyonist katiller, mübarek bir günde bile soykırım yaparken dünya başkentlerinin resmî ağızları sadece kınayacaklardır.

Onlara belki fazla bir şey diyemeyiz.

Müslümanlara gelince; manzara çok düşündürücüdür. Gamsızlık, neme lazımcılık ürkütücü çapta:

Müslümanlar, bayram boyunca ya sahillerde denizin keyfini çıkarma peşinde koşacak veya yurt dışında tatil yapmanın bencilliğiyle övünecek veya hamd ve şükrederek 3. veya 5. haccını eda etmenin halis Müslümanlığıyla tatmin olacak yahut 4. umresine hazırlanacaktır.

İbadet; seyahat, ticaret ve tatile döndü…

Dünyanın yüzü hiç bu kadar kara olmamıştı.

Korkarız ki bu dünyanın başına bir gelecek var.

Zira Gazzeli mazlumların ahı arş-ı âlâyı buldu.

Herkes, titremeli.

Herkes, akıllanmalı.

Herkes, şuurlanmalı.

Herkes, kendine sormalı:

-Gazzeli mazlumdan üstünlüğüm ne?”

 

Yorum yapın