Bozkurt işaretiyle kendinden geçtiğine göre, Allah vere de Merih Demiral’ın umre fotoğraflarını görmeyesin; “Türk palası” gibi dokunur, dayanamazsın

Salih Tuna, Sabah’taki köşe yazısında modern Batı tıbbının “Türk palası” olarak adlandırdığı bir tıbbi görüntüyü ele aldı. Tuna, Hz. Ali’nin kılıcına benzeyen bu görüntünün Türk adıyla anılmasının sebeplerini açıkladı. Türk’ün bir kavmin değil bir karakterin adı olduğunu vurgulayan Tuna, milli futbolcu Merih Demiral’ın Avusturya’ya attığı gol sonrasında bozkurt işareti yapmasının bazı kesimleri rahatsız ettiğini belirtti ve bu tepkileri eleştirdi. Tuna, şunları kaydetti:

“Kalbimizin solu temiz, sağı kirli kanı taşır. Ancak bazı bebeklerde akciğerden dönen temiz kan sol yerine sağa gider. Buna da total anormal pulmoner (akciğer) venöz (toplardamar) dönüş denir.

Söz konusu bebeklerde bu anormallikle birlikte akciğerinin tabanında normalde olmaması gereken (solunuma katılmayan) birikimin neticesinde ilginç bir görüntü meydana gelir. Bu da “Scimitar sendromu” tesmiye edilir.

İmdi sıkı durun:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Modern Batı tıbbı, anjiyografide oluşan mezkûr görüntüyü Hz. Ali’nin palasına (kılıcına) benzettiğinden dolayı, “Türk palası” adını vermiştir.

Evet, yanlış duymadınız: Türk palası.

Diyeceksiniz ki, Hazreti Ali Türk müydü ki, kılıcına benzeyen görüntüye “Türk palası” diyorlar?

Nereden baktığınıza ve Türk’ten ne anladığınıza bağlı. İsmet Özel gibi bakarsanız Hazreti Ali, Türk’tür, hem de “Kalın Türk.”

Zira mütefekkir şairimize göre “Türk bir kavmin değil bir karakterin adıdır.”

Ve bu konuda hiç de yalnız değildir. Hegel bile Müslümanlar yerine Türkler ifadesini kullanır.

***

Daha evvel bu köşecikte dile getirdiğim üzre, Amerikalı ünlü filozof Thomas Paine de, “The Age of Reason” (Akıl Çağı) eserinde (2. Bölüm, “Misyonlar ve Vahiyler Üzerine” kısmı) Türklerden Müslüman’ın eşanlamlısı gibi söz eder: “Yahudilerin Musa’sı, Hıristiyanların İsa Mesih’i, Türklerinse Muhammed’leri var…”

Paine bununla da kalmaz, “Yahudiler, Allah’ın kelamının Musa’ya bizzat yüz yüze verildiğini söylüyor; Hıristiyanlar, kendilerinin Allah kelamının ilahi ilhamla geldiğini söylüyor; Türklerse kendi Allah kelamlarının (yani Kuran’ın) cennetten bir melek aracılığıyla indiğini söylüyor…” der.

Sizin anlayacağınız, Yahudiler ve Hıristiyanların karşısına Müslümanlar yerine Türkleri koyar…

Kürt veya Çerkez veya Boşnak veya Arap veya Hint olsun şayet Müslüman’sa Türk’tür. Alevi veya Sünni veya Şii olmaklıkları mevzubahis bile değildir.

Dahası sosyolojik aidiyet duyan herkes en azından tarihsel olarak Türk’tür.

Bundan sebep merhum Cemil Meriç, “Bütün Kuran’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!..” demiştir.

***

Yıllar önce yurtdışında tanık olmuştum: Şarkiyat bölümünde okuyan bir arkadaşımızın ecnebi hocası İslam, Müslümanlar ve mizah konusunun Türkiye ayağında Aziz Nesin’i örnek vermişti. Arkadaşımız “Ama hocam, Aziz Nesin ateistti” diye itiraz edince yabancı profesör, “Ne fark eder, sonuçta Müslümanların ateisti değil miydi?” cevabını vermişti.

Sosyolojik aidiyet böyle bir şeydir.

Bu topraklara, bu millete hiçbir aidiyet duymazsan, dün Kürtleri “kıro” diyerek aşağılamaya çalıştığın gibi bugün de Araplara “pis” diyerek hakaret edersin.

Sorsan “Atatürkçüyüm” dersin. Fakat Türk ve Müslüman düşmanı Hollanda Başbakanı Geert Wilders gibiler senin Atatürk’üne bayılırken, yeni mandacılığın karşısındaki Attila İlhan, Oktay Sinanoğlu ve Soner Polat’ların Atatürk’ünden neden nefret ettiğini hiç düşünmezsin.

Önceki turnuvada Mehmetçiğin şehadeti üzerine futbolcularımızın “asker selamına” laga luga edersen, bugün de İsrail’in vahşi soykırımını destekleyen Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ile Merih Demiral tepkisinde buluşursun.

Şuncacık el hareketiyle kendinden geçtiğine göre…

Allah vere de Merih Demiral’ın umre fotoğraflarını görmeyesin; “Türk palası” gibi dokunur, dayanamazsın.”

 

 

Yorum yapın