Bir milat olarak 15 Temmuz… Bunu yapmak, ancak darbecileri sevindirir

Sabah gazetesi yazarı Nebi Miş, 15 Temmuz darbe girişiminin dünya darbeler tarihi açısından bir milat olduğunu söyledi. Miş, darbenin engellenmesinin sadece Türkiye için değil, diğer ülkeler için de örnek teşkil ettiğini belirtti. Yazısında, 15 Temmuz’un ardından FETÖ’nün manipülasyon ve dezenformasyonlarla darbenin gerçekliğini sorgulatmaya çalıştığını ifade eden Miş, 15 Temmuz ruhunun zedelenmemesi ve diri tutulması gerektiğini vurguladı. Miş, şunları kaydetti:

“(…) 15 Temmuz’un bir tarafında FETÖ’cü şebekenin ihaneti varsa diğer tarafta milletimizin “kıyamı” ve “büyük varoluş direnişi” var.

15 Temmuz darbe girişiminin engellenmesi sadece ülkemiz açısından değil, dünya darbeler tarihi açısından da bir milattır.

Ülkemizde bir daha darbeye teşebbüs edeceklere karşı milletimizin nasıl cevap vereceği görülmüştür. Darbelerin önlenmesi bakımından dünyaya model olmuştur. Darbe karşıtlarını cesaretlendirmiştir. İşte en son Bolivya’da, milletin sokağa çıkması ve darbecilere karşı durmasıyla, darbe önlenmiştir.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

1950’den itibaren dünyanın farklı bölgelerinde beş yüze yakın darbe girişimi olmuştur. Yarısı başarılı olan bu darbe girişimlerinin hazırlık yöntemleri ve darbe sonrası yapılacaklar için yol haritaları mevcuttur. Bunun için ABD Başkanı Ronald Wilson Reagan’ın Ortadoğu ve darbeler konusunda uzmanlaşmış danışmanı Edward Luttwak, 1969 yılında “Coup d’Etat: A Pratical Handbook” (Hükümet Darbesi: Pratik Bir El Kitabı) başlığı ile kitap görünümlü bir kılavuz bile yayınlamıştır.

Sonraki yıllarda dünyadaki gelişmeler göre bu kitap yeni baskılar yaparak güncellenmiştir. Cuntalar, söz konusu kitaptaki tarifelere uyarak darbeye hazırlanmışlardır. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden önce yeni baskısı yayınlanan bu kitabın giriş bölümünde Türkiye’ye epeyce yer ayrıldığını belirteyim.

Bugün “seçilmiş hükümetlere yönelik darbe girişimleri nasıl önlenir” başlıklı bir el kitabı yayınlansa, 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin önlenmesinin, “model” olarak seçilmesi gerekir.

Başka ülkelerin aparatı olarak, kendi ülkesinin seçilmiş hükümetlerini darbe ya da iç karışık yoluyla düşürmeyi hedefleyenlere 15 Temmuz bir ders niteliğindedir.

Darbenin önlenmesi, iki binli yıllarda “renkli devrim” ya da “Arap baharı” gibi iç karışıklık denemeleri ile ülke yönetimlerini değiştirmeyi hedefleyen büyük güçlere karşı tokat gibi bir cevap, maruz kalan milletlerin direnci için de ilham olmuştur.

Bilindiği gibi, Gezi Parkı şiddet eylemleri, 17-25 Aralık FETÖ’cü darbe girişimi, PKK’nın hendek ve çukur eylemleri ile benzer süreçler Türkiye’de de denenmiştir. 15 Temmuzla birlikte milletimizin siyasi bilinci ve feraseti, “darbeye”, “iç karışıklığa” ve “kaosa” fırsat vermemiştir.

Benzer süreçleri deneyeceklere karşı, bir engel oluşturmuştur.

***

Darbe girişiminin üzerinden yıllar geçtikçe FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili manipülasyonlara ve dezenformasyonlara özellikle ağırlık veriyor.

15 Temmuz’un hemen ardından, FETÖ’cülerin “kontrollü darbe”, “tiyatro” ve “senaryo” söylemleri muhalefetin bir kısmı tarafından da sahiplenilmişti. Maalesef son aylarda FETÖ’nün sosyal medya üzerinden yaptığı benzer tezviratları, bazı muhalif çevreler tarafından iktidar karşıtlığı motivasyonu ile tekrar ediliyor. Hatta muhalefete geçen bazı belediyelerde, 15 Temmuz anma programları iptal ediliyor.

15 Temmuz programlarını bilinçli olarak iptal etmek, darbecileri sevindirir. 15 Temmuz destanına sahip çıkmamak, Ömer Halisdemir başta olmak üzere şehitlerimize saygısızlıktır. 15 Temmuz direnişini görmemek, gazilerimiz başta olmak üzere o gece canı pahasına sokaklara çıkanlara vefasızlıktır.

Bazıları 15 Temmuz destanını sahiplenmede gönülsüz davransa da, milletimizin büyük çoğunluğu 15 Temmuz’un önemini biliyor. Şehitlerimizi anıyor, gazilerine sahip çıkıyor. Onlar için dua ediyor. Benzer bir kalkışmanın yaşanması durumunda, sokağa çıkacağını söyleyenlerin oranı yüzde 75’in üzerinde.

Her yıl sene-i devriyesinde, izlediğimiz görüntüler, duyduğumuz sözler bizi tekrar tüm duygusu ile 15 Temmuz gecesine götürüyor. O geceyi tekrar yaşıyoruz. O gece şehit ve gazi olan insanlarımızı rahmet, şükran ve minnetle her daim anmamız gerektiğinin yeniden farkına varıyoruz.

15 Temmuz ruhu zedelenmemeli, diri tutulmalıdır.”

 

 

 

Yorum yapın