Başkan Erdoğan’dan BM Zirvesi öncesi kritik mesajlar. İsrail işgaline karşı BM ve tüm dünyanın sesi çıkmalı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail’in işgal politikaları karşısında başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumun sesinin daha gür çıkması şart.” ifadesini kullandı.

“BM Geleceğin Zirvesi Küresel Çağrı” çevrim içi etkinliğine video mesaj gönderen Erdoğan, devlet ve hükümet başkanları ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’i selamladı.

İnsanlığın istikbalini etkileyen tehditler karşısında uluslararası dayanışmayı güçlendirmeyi, barışçıl, güvenli ve adil bir sistemin inşasına giden yolu açmayı amaçlayan geleceğin zirvesine sayılı günler kaldığını ifade eden Erdoğan, zirveyi, dünyayı kasıp kavuran çatışmaların, zulmün, açlığın, yoksulluğun ortasında açılan nadir bir fırsat penceresi olarak gördüğünü belirtti.

Zirveye iştirak edecek tüm mevkidaşlarına, BM Genel Sekreteri Guterres’in kendilerine sunduğu bu imkanı layıkıyla değerlendirme çağrısında bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Güvenli ve müreffeh bir gelecek inşa edebilmek için öncelikle barışa ihtiyacımız var. Terörizm, İslam ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç, iklim değişikliği gibi meydan okumalar, yaşanan jeopolitik sarsıntıların şiddetini arttırıyor. Bunun en acı örneğini 11 aydır Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında görüyoruz. 17 bini çocuk 41 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, 100 binin üzerinde yaralının olduğu, Gazze’nin neredeyse tamamının yerle bir edildiği bir tabloyla karşı karşıyayız. İsrail’in işgal politikaları karşısında başta BM olmak üzere uluslararası toplumun sesinin daha gür çıkması şart. Çocukların bombaların altında can verdiği bir dünyada açık söylüyorum, hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Türkiye olarak zulmün karşısında ve mazlumun yanında durmaya devam edecek, bu insani duruşumuzdan da geri adım atmayacağız.”

“IRKÇILIĞA VE AŞIRI SAĞ AKIMLARA KARŞI DEMOKRASİLERİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ”

Başkan Erdoğan, yalnızca belirli bir refah düzeyini yakalamış ülkelerin değil kalkınma çabalarını sürdüren toplumların da hakkaniyetle temsil edildiği bir küresel yönetişim mimarisini temin etmeleri gerektiğini vurguladı.

Yorum yapın