Göreve geldiği günden beri MEB’de dev atılımlara imza atan, ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile müfredatı millileştiren ve son olarak Fransız misyoner okullarına rest çeken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e destek yağıyor. Küresel emperyalistler ile içimizdeki uzantılarının ve kiralık kalemlerin hedef tahtasına oturttuğu Bakan Tekin’e büyük destek veren milli hassasiyeti olan eğitimciler, “Yusuf Tekin’in yalnız olmadığı” görüşünde birleşiyor.
Tekin’in duruşu takdir topluyor
Haçlı artıklarının şımarık ve kanun tanımaz tavrına karşı milli bir duruş sergileyen ve içimizdeki işbirlikçilerine anladığı dilden cevap veren Tekin’e destek yağıyor. Türkiye’ye ‘sömürge’ muamelesi yapmaya çalışan küstah Fransızların ‘Lozan Anlaşmasını’ bahane ederek, Milli Eğitim sistemini yok sayması ve ülkemizdeki misyoner okullarının başına buyruk davranması üzerine rest çeken Bakan Tekin’in duruşu kamuoyundan takdir topluyor. Hem ‘siz bizi denetleyemezsiniz’ diyerek denetimden kaçan hem de denklik isteyen Fransız liselerine, ‘Bizim koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler, gelmezlerse kapanırlar” şeklindeki sözlerle meydan okuyan Bakan Tekin’in kararlı duruşunu akit’e değerlendiren eğitimciler ve aktivistler, Türkiye’nin müstemleke olmadığının tüm dünyaya bir kez daha ilan edildiğine dikkat çekiyor.
Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ethem Kadri Pektaş, şunları söyledi:
Desteği hak etmektedir
“Eğitim-öğretim hizmetleri sağlıklı ve medenî toplumların inşası çabasında en önemli politika araçlarındandır. Bu nedenle her egemen devlet, kendi ülke sınırları içinde yürütülecek eğitim-öğretim faaliyetlerinin yönetimi ve denetimi süreçlerinde mutlak belirleyici olma hakkını elinde tutar. Türk hukuk mevzuatı hem ‘tevhidi tedrisat’ ilkesinin hem de çok sayıda iç ve dış tehdide karşı tedbirli olmanın gereği olarak, ilk ve orta düzeydeki eğitim-öğretim faaliyetlerinin Millî Eğitim Bakanlığı’nca ya da onun ‘gözetim ve denetimi’ altındaki özel eğitim kurumlarınca yürütülmesini öngörmektedir. Türkiye bir hukuk devletidir ve yürürlükteki bütün hukuk kuralları ülke sınırları içindeki her gerçek ve/veya tüzel kişiyi bağlar. Türkiye’de faaliyet gösteren söz konusu Fransız okullarının gerek ulusal mevzuata gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uymamaları ve gerekli izin, ruhsat vb. prosedürleri göz ardı etmeleri düşünülemez. Ayrıca böyle bir tutum hukuk devletinin saygınlığını büyük ölçüde zedeler. Bu bakımdan; Millî Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’in mevzuatımızda yeri olmayan ‘Charles de Gaulle’ ve ‘Pierre Loti’ okulları hakkında yasal işlem başlatılacağı yönündeki uyarılarını, okulların ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak resmî onay almaları ile bakanlık tarafından tanınan bir yasal statüye kavuşmaları yönündeki çağrısı yerindedir ve desteği hak etmektedir.”
Tarihsel bir duruş sergiledi
Gazeteci Yazar Fehmi Çalmuk ise şunları söyledi: “İstiklal harbinden bu yana ‘kurtuluş mücadelesi’ verdiğimiz en önemli alanlardan biri olan milli eğitim alanında cumhuriyetin ilk yıllarında çıkarılan Tevhidi Tedrisat Kanunu söylendiğinin aksine Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı menşeli misyoner okullarının kapatılmasına yönelik radikal bir hamledir. Cumhuriyet iradesinin o günden bugüne misyonerlik okullarına karşı sürdürdüğü tavır bugün Milli Eğitim Bakanlığınca devam ettirilmektedir. Türkiye’yi bir sömürge ülkesi gibi görme eğilimde olan Fransa başta olmak üzere emperyalist ülkelerin eğitim sistemlerini dayatmaları ve eğitim sistemi ile oluşturdukları prototiple bir Fransız Muhibbi Cemiyeti gibi faaliyet göstermek istemelerine karşı tarihi defans yapılmıştır. Sayın Bakan Tekin’in bu tarihsel duruşunu Türkiye’de eğitim sisteminin bağımsızlaşmasını, yerli ve milli olmasını isteyen bütün sivil toplum örgütlerinin desteklemesi, kamuoyu açıklaması yapması tarihsel bir zorunluluk haline gelmiştir. Buradan çağrım şudur ki; yalnız Fransızların değil Amerikalıların bile hedef tahtasına koyduğu Yusuf Tekin yalnız olmadığını bu toplum, bütün cihana gösterecektir.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO