Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, zengin eser koleksiyonuyla tarihine ışık tutuyor

Zengin ve çeşitlendirilmiş yeni eser koleksiyonuyla misafirlerini ağırlayan müzenin sergi salonunda, Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerinden gelen ve çoğu ilk defa sergilenen kıymetli eserler yer alıyor.

Güncellenen “Müze Tarihi Eserler Koleksiyonu” içerisinde 15. yüzyıldan kalan Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerim cüzü, nadide şamdanlar ve Hristiyanlık dinine ait litürjik malzemeler bulunuyor.

Ayasofya’nın yapımında kullanılan ve üzerinde eski Grekçe yazıtlar olan tarihi tuğla ile Fossatti Kardeşler tarafından yapılan ve kubbedeki dört Seraphim Meleğinin yüzünü kaplayan bronz madalyonlar da sergileniyor.

GÜNDE YAKLAŞIK 1000 KİŞİ MÜZEYİ ZİYARET EDİYOR

AA muhabirine açıklamada bulunan Müze Müdürü Dr. Murat Bozcu, müzenin açılışından bu yana ziyaretçi sayısının arttığını belirterek, günde yaklaşık 1000, 1250 kişinin müzeyi gezdiğini söyledi.

Bozcu, müzenin görsel ve işitsel bir zengin tarih anlatımının yanı sıra tarihi eserler açısından ve akademik bilgilerle ziyaretçilerin dikkatini çektiğine işaret ederek, “Ziyaretçilerimiz dijital deneyimi, buradaki akademik bilgilerle pekiştiriyor. Burayı ziyaret ettikten sonra Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ne gittiklerinde konuyla ilgili detaylı bir bilgi sahibi oluyorlar. Keyifli bir zaman geçirdiklerini biliyoruz.” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığının yeni deneyim müzelerinden ilkinin Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi olduğunu aktaran Bozcu, “Müzenin dijital bölüm kısmında belirli bir yere sabit kalmadan, geniş bir metrekarede ziyaretçilerimiz odadan odaya geçerek, Ayasofya-i Kebir Cami’nin 1700 yıllık tarihini, ilk inşasından günümüze kadar olan halini teknolojik imkanlar sayesinde deneyimlemiş oluyorlar.” ifadesini kullandı.

“HRİSTİYANLIKLA İLGİLİ DE ÇOK ÖNEMLİ BİR KOLEKSİYON MÜZEMİZDE”

Bozcu, müzede kürasyon çalışmalarının tamamlandığını ve 204 eserin sergilendiği bilgisini vererek, “Bunların çok büyük bir kısmı daha önce müze depolarında muhafaza edilmekteyken, ilk kez sergiye çıkarılan eserler. Bu zengin koleksiyonu müzemiz içerisinde restorasyon ilkelerine uygun bir şekilde özel ısı, nem dengesini sağlayan sistemlerin katkılarıyla ziyaretçilerimizin beğenisine, ilgisine sunuyoruz.” diye konuştu.

Müzenin kalıcı sergi salonunda yer alan ilk Ayasofya binasına ait çok eski tarihli mimari parçaların önemine işaret eden Murat Bozcu, şunları kaydetti:

“Bunlar gerçekten önemli bilimsel verileri de teşkil eden eserler. Aynı zamanda Ayasofya’nın büyük bir karenin üzerine kubbe yerleştirmesi şeklinde oluşturulmuş önemli bir mimari strüktüru var. Bu kubbe ilk inşasından kısa süre sonra çökmüştü. Daha sonra tekrar inşa edilmiş. Kubbenin inşasında kullanılan, Rodos’ta üretilen yazıtlı tuğla örnekleri de konunun meraklıları tarafından ilgi görüyor. Elbette müzemizde baş yapıtlar arasında Fatih Sultan Mehmet’in kurduğu Ayasofya Vakfiyeleri ile ilgili tüm teknik detayları içeren 36 metre uzunluğundaki vakfiye geliyor. Bununla birlikte 15. yüzyıla tarihlenen Kur’an-ı Kerim, Ayasofya’nın Osmanlı döneminde kullanımı sırasında camiye hediye edilmiş çok nadide el yazmaları, rahleler, sedef kakma cüz muhafazaları, yine Ayasofya’nın minberinde kullanılmış Ravza-i Mutahhara örtüsünden oluşturulmuş sancak, ilgi çeken eserler arasında. Tabii Anadolu’da kiliselerde koruma amaçlı olarak müze koleksiyonuna kazandırılan Hristiyanlıkla ilgili de çok önemli bir koleksiyon burada.”

MÜZE HAKKINDA

Yaklaşık 3 bin 200 metrekare kapalı alana yayılan müzede İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Ayasofya Camii Vakfına dair belgeleri sergileniyor. Bu belgeler, vakfın idaresi ve yapılan harcamalar hakkında detaylı bilgiler sunuyor.

Müzede, Ayasofya’nın hem Bizans dönemi hem de Osmanlı dönemi son teknolojilerin yardımıyla sürükleyici görsel ve işitsel bir gösterim, 23 farklı dil seçeneği ile anlatılıyor.

Aynı zamanda Ayasofya koleksiyonundan büyük kısmı ilk kez sergilenen eserlerin yer aldığı Kilise, Camii, Müze ve Yeniden Camii başlığı altında, 4 bölüm bulunuyor. Binanın zemin katındaki pencerelerden Bizans dönemine ait bir sarnıç da izlenebiliyor.

MÜZEDE NELER VAR?

Müze turu Bizans’a ayrılan bölüm ile başlıyor. Bu bölümde Bizans devletinin kuruluşu, Ayasofya’nın bugüne gelen nihai yapısının inşasından önce ve sonra geçirdiği aşamalar, çağının çok ötesindeki mimarisi ve özellikle de muhteşem kubbesi, ikonoklazma dönemindeki yıkımlar ve Haçlı Seferleri sırasındaki büyük yağma, her biri özel hazırlanmış görsel şovlarla ve sonsuzluk aynası olarak adlandırılan yeni inovatif yöntemlerle anlatılıyor.

Ziyaretçiler şehrin kurucusu Konstantin’i, İmparator Theodosius’u, Ayasofya’nın eşsiz mimarisinin kurucu fikir babası matematikçi İsidorus’u ve mabedin banisi İmparator Jüstinyen’i tanıyor, her birinin Ayasofya’nın tarihindeki yerini öğreniyor.

Hadis kapısından geçilerek ulaşılan Osmanlı bölümü, Fatih Sultan Mehmet’in ve Ayasofya’yı nasıl göz bebeği yaptığının hikayesi ile başlıyor. Takip eden padişahların her birinin adeta küllerinden yeniden doğan Ayasofya’ya yaptıkları katkılarla devam ediyor.

Büyük usta Mimar Sinan ve Ayasofya’yı bugünlere taşıyan revizyonları, görsel şovlar eşliğinde sunulurken dokunuşlarıyla Ayasofya’nın mimarisine ve sanatına katkılarda bulunan çok sayıda ismin eserleri anlatılıyor.

Müzenin sergi salonunda ise Ayasofya’nın 4. yüzyıldan bugüne ulaşan tarihi, çok önemli bir bölümü ilk kez gösterime sunulan tarihi eser koleksiyonu ile anlatılıyor.

Kronolojik bir koridor boyunca sergilenen eserler arasında mabedin mühürlü tuğlalarından mozaiklerinde kullanılan malzemelere, hat levhalarından tarihi tablolara kadar farklı türlerden çok sayıda orijinal parça yer alıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, 30 yıla yaklaşan tecrübesi ile kurulan DEM Müzecilik’in hayata geçirdiği Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi’ndeki görsel ve işitsel sunum, kreatif yönetim ekibi ile birlikte 58 dijital tasarım artisti, 4 sahne tasarım artisti, 8 ressam, 7 farklı besteci ile 8 müzisyen tarafından hayata geçirildi.

Her deneyim salonu için ilgili döneme uygun görsel içeriklere, etnik enstrümanları çalan birbirinden farklı müzik grupları canlı olarak eşlik etti. En üst seviyede ses deneyiminin bir parçası olarak, ambiyanslardaki atmosfer deneyimini sağlayabilmek için konunun uzmanı ses mühendisleri ile birlikte her odaya uygun ses tasarımı yapıldı.

Müzedeki hikaye anlatımı değerli sanatçılar Selçuk Yöntem ve Gülen Karaman ile hayat buldu. Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, haftanın yedi günü 8:00 – 19:00 saatlerinde ziyaretçilerini ağırlıyor.

Yorum yapın