KAYNAKCnnturk.com
AİDS hastalığının bağışıklık sisteminin çökmesiyle vücutta enfeksiyonlara neden olduğu biliniyor. AIDS olarak bilinen hastalık aslında HİV isimli virüsle başlıyor. HİV virüsünün nasıl bulaştığı, hastalık hakkında bilgi sahibi olmak isteyen binlerce kişi bulunuyor. HİV ve AİDS hastalığının psikolojik olarak fobisi bile bulunuyor. Peki ama Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olarak da adlandırılan hastalık tablosunda yer alan AİDS enfeksiyonu önlenebiliyor mu? HİV pozitif ve negatif gibi kavramlar ile AİDS’in bulaş yolları sorgulanıyor. Anneden bebeğe geçebildiği gibi kullanılan bir tıraş bıçağından bile bulaşabiliyor. Peki ama HİV sadece cinsel yolla mı bulaşıyor? Hiv’in bulaş yolları ve korunma yöntemleri neler?
HİV nasıl bulaşır?
Korunmasız cinsel ilişki, HIV pozitif kişinin partneri olanlar, damar içi madde bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar risk grubunda yer alır. Ayrıca HIV pozitif anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum sonrasında emzirme ile bulaşabilmektedir.
HİV ne demek?
HIV (Human Immmunodeficiency Virus), Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü olarak adlandırılan bir hastalık etkenidir. Virüs insan bağışıklık hücrelerine nüfuz ederek bağışıklık sistemini zayıflatır ve fırsatçı enfeksiyonların görülmesine neden olur.
AİDS nedir?
AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe’de “Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu” olarak adlandırılan bir hastalıklar tablosudur. Bağışıklık hücrelerinin yüksek düzeyde tahribatı sonucu fırsatçı enfeksiyonların ilerleyerek ciddi hastalık tabloları oluşturması durumudur. Yetersiz bağışıklık sistemi durumlarında ortaya çıkan bakteriyel, viral, mantarlara bağlı ya da protozoal enfeksiyonlara fırsatçı enfeksiyonlar adı verilmektedir. Erken tanı ve gelişen tedavi koşulları ile HIV pozitif kişiler AIDS dönemine geçmeden uzun yıllar yaşayabilmektedir.
HİV virüsü ne kadar sürede ortaya çıkar?
HIV virüsünün kanda ortaya çıkma süresi, kullanılan test türüne göre değişiklik gösterir. En yaygın testlerden biri olan antikor testi, enfeksiyondan yaklaşık 2-8 hafta sonra sonuç verebilir. Ancak bazı kişilerde antikor üretimi 3 aya kadar sürebilir, bu nedenle daha güvenilir bir sonuç için 90 günlük bir bekleme süresi önerilmektedir.
HİV öldürür mü?
HIV virüsü, tedavi edilmezse bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu enfeksiyonlara ve bazı kanser türlerine karşı savunmasız hale getirir, bu da ölümcül durumlara yol açabilir. Ancak günümüzde HIV, ölümcül bir hastalık olmaktan çıkmış ve tedavi edilebilir kronik bir hastalık haline gelmiştir.
Modern antiretroviral tedavi (ART) ile HIV, kan seviyesinde kontrol altına alınabilir ve hastaların uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi sağlanabilir. Bu tedavi, virüsün çoğalmasını engelleyerek bağışıklık sistemini korur ve AIDS gelişme riskini büyük ölçüde azaltır.
ÜNLÜ İSİMLER FARKINDALIK YARATMAK İSTEDİ
AIDS tanısı alan bazı ünlü isimler, hastalık hakkında farkındalık yaratmaya yardımcı olmuş ve bu süreçte HIV/AIDS’e karşı toplumda bilinci artırmıştır. İşte HIV veya AIDS tanısı konmuş bazı ünlü isimler:
Freddie Mercury – Queen’in ikonik solisti, 1991’de AIDS komplikasyonları nedeniyle hayatını kaybetti. HIV/AIDS hakkında kamuoyuna açıklama yapan ilk ünlülerden biriydi.
Rock Hudson – 1985’te AIDS nedeniyle hayatını kaybeden Hollywood’un ünlü aktörü, hastalığı halk arasında ilk duyuran isimlerden biriydi ve bu açıklaması büyük yankı uyandırmıştı.
Arthur Ashe – Amerikalı tenisçi Ashe, bir kan transfüzyonu sırasında HIV kapmış ve 1993’te AIDS nedeniyle hayatını kaybetmiştir. AIDS’e karşı büyük bir farkındalık kampanyası yürütmüştür.
Isaac Asimov – Bilimkurgu yazarı Asimov, HIV’i bir kan transfüzyonundan kaptı ve 1992’de AIDS ile ilişkili komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetti.
Eazy-E – Amerikalı rapçi, AIDS olduğunu açıklamış ve 1995 yılında hastalıkla ilgili komplikasyonlardan dolayı vefat etmiştir.
Rudolf Nureyev – Dünyaca ünlü bale dansçısı, HIV/AIDS tanısı almış ve 1993 yılında hastalıkla mücadele etmişti.
Bu isimler, HIV/AIDS konusunda farkındalık yaratmaya ve toplumsal ön yargıları yıkmaya katkı sağlamış, hastalıkla mücadelede önemli adımlar atılmasına destek olmuştur.