Siz uyurken güncellenen cihaz sizin değildir

Daha yerli otomobilimiz Togg’un adı konulmamış, fabrikasının yeri bile belli değildi. Sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ısrarlı takibi ve yönlendirmesiyle 5 ortaklı bir şirket kurulacağı duyurulmuştu. Yıl 2018 ya da 2019’du, bu beş babay-i ğit arasında yer alan Türkiye’nin yakından tanıdığı iş insanlarından biriyle röportaj yapmaya gittim. Tabi yerli otomobil konusu çok sıcak, direkt sordum; Türkiye’nin Otomobili Girişimi Grubu (TOGG) içinde yer alıyorsunuz. Gerçekten bu projeye inanıyor musunuz, yoksa Cumhurbaşkanı’nın davetinden ötürü mü ortak oldunuz? Togg’da bir sözcü belirlendiğini diğer isimlerin konuşmaması yönünde karar aldıklarını söyledi. Ancak benim projeye ilişkin tereddüdümün boşuna olduğunu kanıtlamak istercesine ve yazmamam koşuluyla yerli otomobil meselesine bambaşka bir açıdan bakmama sebep olacak bazı bilgiler paylaştı. Uluslararası gündeme damga vuran İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarını uzaktan patlatması ile ilgili haberleri dehşet içinde okurken, Türk iş dünyasının duayen isminin yerli otomobil ile ilgili anlattıklarını anımsadım. Çünkü bir ihtilaf halinde teknolojinin sizi nasıl yarı yolda bırakabileceğini ortaya koyan çok çarpıcı bir örnek vermişti. Önce, “Bugün yollardaki otomobilleri düşün hemen hepsi sadece bir otomobil değil, aynı zamanda birer elektronik cihaz, birer bilgisayar. Otomobille ilgili bir yenilik, bir güncelleme olacağı zaman, üreten şirket uzaktan otomobilinize bağlanıyor ve hop güncelleme yapıldı. Ne güzel, ne büyük rahatlık değil mi?” sorusuyla başladı ardından cevap verdi : “Hayır, efendim hiç de rahatlık değil, çok büyük bir risk. Ve hatta ulusal güvenlik meselesi. Örneğin bugün bizim ülke olarak Almanya ile -ya da Japonya, Fransa, Güney Kore neresi olursa fark etmez- aramızda bir problem yaşansa ve bu kriz diplomatik yollarla aşılamasa neler olur, hiç düşündün mü? Neler olmaz ki, iş öyle bir noktaya gelir, bizler öyle bir güne uyanırız ki; bir bakmışız beyni ihtilaflı olduğumuz ülkede üretilen ama bizim kapımızın önünde duran otomobillerin hiçbiri çalışmıyor.”

“Yok artık daha neler, biraz abartı olmadı mı” diyecek oldum ancak Togg’un ortağı bu iş insanı gayet emindi: “Kesinlikle abartmıyorum, bu mümkün. Yani bir gün bir devlet başkanın kafası atsa ya da ülkesinin menfaati gerektirirse ihraç ettiği tüm elektronik eşyaları bir komutla yönlendirebilir. Yolda giden arabanız bir anda durabilir. Teknoloji bugün bu noktada” diyerek üsteledi. Sonunda da sözü, Togg’a getirip, “Bizler bu projeye dört elle sarılmalı, ne kadarı yerli, ne kadarı İtalya’da, Çin’de, şurada-burada tasarlandı gibi konuların peşini bırakmalıyız. Bu işte önemli tek bir şey var o da otomobilin beyni, bunu biz ürettiğimiz sürece yani farazi söylüyorum düğmesini biz açıp biz kapattığımız sürece bu otomobile sahip çıkmalı ve mutlaka yapmalıyız. Aksi halde dışa bağımlılığımız sadece cari açığı yönetme sorunun çok çok ötesinde olacaktır” diyerek konuyu kapattı. Konuşmamızı bugün gibi hatırlıyorum son olarak otomobil konusunda bana çok ilginç gelen başka bir bilgi daha aktardı: “Benim tanıdığım yerli yabancı hemen hemen her büyük işadamının garajında mutlaka elektronik olmayan bir otomobil ve en az 2 depo benzini vardır. Bu her türlü krize hazırlıklı olmanın gereğidir.” Bugünleri görünce ne kadar isabetli bir tedbir diye düşünmeden edemedim. Artık hepimiz teknolojiye ve risklerine az çok aşinayız. Sadece yerli otomobil değil, yerli telefon, yerli buzdolabı ne varsa üretmeye devam etmeliyiz. Zira elinizdeki cihaz bir başkası ‘stop’ deyince duruyorsa ya da daha günlük bir örnekle siz uyurken güncelleniyorsa o cihaz sizin değildir ve hiç olmamıştır!

Yorum yapın