Bakan Bayraktar’dan önemli açıklamalar! Akkuyu NGS’de ilk hedef 2025

AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ

Akkuyu Türkiye’deki nükleerden enerji üretme işinin 70 yıllık bir hikayesi. Her iktidarlar döneminde geçmişte nükleer enerjiye sahip olmak için belli adımlar atılmış. Bunlarla ilgili en müşahhas, kayda değer proje şu anda Akkuyu Nükleer Santral projesi. Akkuyu’nun lokasyon olarak seçimi ta 1970’lerde. İTÜ’nün tespitleri 1970’lere kadar gidiyor. 2010 yılında Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde Rusya Federasyonu ile anlaşma imzalandı, Meclis’ten onaylandı. 2018 yılına kadar, arada 2015’de Rusya ile gerginlik süreci vardı, bu süreçler değerlendirildi ve 2018 Nisan ayında Akkuyu’da ilk betonu döktük. Normal hükümetler arası anlaşmaya göre kurgulanan süre 7 yıl. 2025 yılının Nisan ayı. Ama elbette ki Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim’de bu tesisi Türkiye’ye kazandırmak için sahadaki ekibi epey zorladık. Nükleerin doğası gereği bazı şeyleri hızlandırmak pek mümkün değil. Uluslararası kurallar var.

AKKUYU’YA ALMANYA ENGEL Mİ?

Alman firmasına sipariş veriliyor ama birçok ekipmanda ülkemizdeki firmalara da verilen siparişler de var. Rusya-Ukrayna savaşından önce oluyor Almanya’ya sipariş. Almanya nükleerle alakalı bir çıkış süreci yaşıyor. Bir taraftan ilişkiler gergin gibi. Rosatom dünyanın önemli üretici. Ruslar bize geldiler ve dediler ki, ‘Almanya bu ekipmanı tutuyor ve dolayısıyla bu projeyi geciktirecek’ dedi. Bunu çözmesi gereken Rosatom ve Almanya. Bundan zarar gören bir anlamda biziz. Satnral engellenmeye çalışılıyor bir anlamda. 2023 yılında BM Taraflar Konferansı’nda Dubai’de İklim Değişikliği ile Mücadele için şöyle bir taahhütte bulundular. Dünyanın nükleer kapasitesinin 3 katına çıkarılması lazım dendi. Nükleer enerji temiz ve karbonsuz bir enerji. İklim değişikliği ile Batı mücadele etmek istiyor mu, samimi mi bir cevap bulması lazım. Bu projenin gecikmesi, bunu geciktiren bir eylem haline geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız, ben muhatabım olan ekonomi bakanıyla bunları görüştük. Kaydadeğer hiçbir şey yok. Hukuki olarak yaptırımla alakalı bir karar görmüyoruz. ‘Efendim burası gelir sağlayacak, bu gelirden de Rusya Ukrayna’daki savaşı finansa edecek’ gibi açıklama Nasrettin Hoca fırkasına benziyor. Bugün Rusya’dan birçok Doğu ve Batı ülkesi petrol ve başka ürünler alıyor. O zaman Almanya’nın bütün bu ülkelerle kesmesi lazım.

Türkiye’de 100 yıl olduğunu övgüyle bahseden bir şirket çok ciddi aymazlık içerisinde. Açıklama yapmaya girmeksizin büyük sorumsuzlukla hareket ediyor. Bu şirket Türkiye’de birçok sektörde var. Ulaştırmada, beyaz eşyada var. Burada 100 yıldır Türkiye’de bu şirket aktif. Buradaki ve oradaki yetkilileri bakanlığa ifade etmeleri asgari nezaket gereği değil midir? Böyle bir pozisyon almaları gerçekten yadırgadığım konulardan bir tanesi. Bu konu alternatifsiz konu değil. Rusya bu siparişi farklı ülkeye verdi. Bir kısmı tamamlandı, bir kısmı peyderpey geliyor. Bu alternatifsiz bir ürün değil.

Yorum yapın