DHA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2024 22:08
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Siyasi belirsizlikler Türkiye’de ortadan kalkmış ve uzun bir seçimsiz döneme girilmiştir. Bunun kıymetini hepimizin çok iyi bilmesi lazım. Seçimlerin olduğu ortamlarda ister istemez gündem kısa vadeli konular oluyor. Seçimlerin olmadığı ortamlarda ise ülkenin orta ve uzun vadeli meseleleri daha fazla gündeme gelebiliyor. Bu seçimsiz dönemi Türkiye olarak çok iyi değerlendirip Türkiye Yüzyılı hedeflerine kararlılıkla yürüyeceğiz” dedi.class=”medyanet-inline-adv”>
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası (ASO) Geleneksel Büyükelçiler Resepsiyonu programında konuştu. Yılmaz, Ankaralı sanayicilerin Türkiye ekonomisinin bel kemiği olduğunu ve Türkiye’nin katma değeri yüksek ekonomi, üretim ve ihracat rakamlarında önemli bir paya sahip olduğunu belirtti.
Yılmaz, “Ekonomik göstergeler bağlamında, sosyoekonomik gelişmişlik endeksinde İstanbul birinci sırada Ankara ikinci sırada ama sadece sosyal göstergeler itibariyle bir sıralama yaptığınızda Ankara birinci sırada. İnsan sermayesi çok güçlü olan bir ilimiz. Zaten yüksek katma değerli ekonominin de özünü insan sermayesi beşeri sermaye oluşturuyor. Bu anlamda Ankara’ya çok güveniyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın öncü illerinden biri olacağına yürekten inanıyoruz” diye konuştu.
’TÜRKİYE’NİN SEÇİMSİZ DÖNEMİ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKİYOR’
Genel ve yerel seçimlerin ardından siyasi belirsizliklerin sona erdiğini kaydeden Yılmaz, “İstikrar ve güven ortamının pekiştiği bir atmosferde yolumuza devam ediyoruz. Ekonominin düşmanı belirsizliktir. Belirsizliği azalttıkça ekonominin de şartları iyileşir. Siyasi belirsizlikler Türkiye’de ortadan kalkmış ve uzun bir seçimsiz döneme girilmiştir. Bunun kıymetini hepimizin çok iyi bilmesi lazım. Seçimlerin olduğu ortamlarda ister istemez gündem kısa vadeli konular oluyor. Seçimlerin olmadığı ortamlarda ise ülkenin orta ve uzun vadeli meseleleri daha fazla gündeme gelebiliyor. Bu seçimsiz dönemi Türkiye olarak çok iyi değerlendirip Türkiye Yüzyılı hedeflerine kararlılıkla yürüyeceğiz. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Dünyanın zor bir döneminden geçiyoruz. Pandemi sonrası dönemin etkilerini hala atlatabilmiş değiliz. Tedarik sistemlerindeki kırılmalardan, lojistikten, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara varıncaya kadar birçok sıkıntı azalan oranda da olsa devam ediyor. Dünya büyümesi ve ticareti tarihsel ortalamaların altında seyrediyor. Bugün dünya yüzde 3 civarında büyüyor. Geçen yıl dünya ticareti sıfıra yakın bir büyüme kaydetmişti. Bu yıl bir miktar toparlanma var ama yine de tarihsel ortalamaların altında. Dünyada enflasyonla mücadele, bu çerçevede sıkı para politikaları devam ediyor. Bu da dünya likitidesini daraltıcı bir etkide bulunuyor” ifadelerini kullandı.
’ORTA VADEDE BÜYÜME İLE ENFLASYON ARASINDA ÇELİŞKİ YOKTUR’
Yılmaz, Türkiye ekonomisinin bölgesel risk tehdidi altında olmasının yanı sıra Kahramanmaraş depremlerinin etkilerinin kamu maliyesi üzerinde ciddi yük oluşturduğunu ifade etti. Yılmaz, enflasyonu düşürmenin yanı sıra büyüme oranlarını korumak ve istihdamı sürdürmek istediklerini kaydederek, “Ülkemizde gerek planda gerek orta vadeli programda yapısal dönüşümün altını çiziyoruz. Para politikaları ve maliye politikaları elbette önemli ama bunları güçlü bir yapısal reform gündemiyle de tamamlayarak hedeflerimize ulaşacağımızın farkındayız. Bunun da en özet ifadesi dijital ve yeşil dönüşüm. Tüm dünyada olduğu gibi bizde de bu eğilimler çok önemli. Artık sektörü de kalmadı, bütün sektörleri, bütün alanları derinden etkileyen bir süreçten bahsediyoruz. Türkiye olarak bu sürece ne kadar hızlı ve etkili uyum gösterebilirsek, ekonomimizi, sosyal refahımızı da o ölçüde yükseltmiş olacağımızın farkındayız. İkiz dönüşüme, dijital ve yeşil dönüşüme odaklanmış durumdayız. Bu çerçevede bir taraftan bu dönüşümü yaparken bir taraftan da temel hedefimiz olan enflasyonu düşürmek. Enflasyonu düşürelim ki daha istikrarlı bir ortam oluşsun. Bazen büyüme enflasyon tartışmaları yapılıyor. Kısa vadede elbette bazı zorluklar içeriyor bu mücadele. Ama şunun bilincinde olmamız lazım. Orta ve uzun vadede büyüme ve enflasyon arasında bir çelişki yoktur. Tam aksine bu bunlar birbirini destekleyen süreçlerdir.Enflasyonun düştüğü bir ortamda öngörülebilirlik artar. İstikrar yükselir, yatırım ortamı iyileşir, büyümeniz istikrarlı bir şekilde devam eder. Dolayısıyla bunları birbirinin zıttı gibi görmemek gerekir” dedi.
’YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİMİZ YÜZDE 41,5’
Enflasyon politikası ile ilgili 3 aşamalı bir plan yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, “Geçen yılın Orta Vadeli Programı’nı ilan ederken şunu söyledik, önümüzde 3 dönem olacak dedik; birincisi geçiş dönemi, ikincisi dezenflasyon dönemi, üçüncüsü de kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Başından itibaren bunun orta vadeli bir mücadele olduğunu bütün toplumumuzda paylaştık. Geçiş dönemini geçtiğimiz haziran ayı itibariyle tamamlamış durumdayız. Geçiş döneminde neler yaptık? Risklerimizi azalttık, temellerimizi sağlamlaştırdık. Dolayısıyla şu anda dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. Sağlam bir zeminde enflasyonumuzu düşürme sürecini başlatmış durumdayız. Enflasyonumuz geçiş sürecinde yüzde 75’lere kadar yükselmişti. Dezenflasyonla birlikte hızlı bir geriye gidiş var. Son birkaç ayda 23,5 puan civarında bir düşüş söz konusu ve son geldiğimiz ağustos ayı enflasyonumuz 52’lere kadar gerilemiş durumda. Eylül ayı enflasyonuyla birlikte 40’lı rakamları göreceğimizi tahmin ediyoruz. Yılsonu itibariyle de yüzde 41,5 gibi bir beklentimiz var” değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, ayrıca net rezervlerde toparlanma olduğunu ve kredi risk primlerinde ise iyileşmenin devam edeceğine işaret etti.
’ZORLU EKONOMİK KOŞULLARI ATLATACAĞIMIZA EMİNİM’
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç ise Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir üretim üssü olabilecek potansiyele sahip olduğunu belirterek, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hissedilen zorlu ekonomik koşulları Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın koordinasyonundaki ekonomi yönetimimizle kısa sürede atlatacağımıza inancımızın tam olduğunu da vurgulamak istiyorum. Son dönemde makroekonomik dengenin sağlanması amacıyla uygulamaya konulan rasyonel politikaların etkilerini görüyoruz. Bu zor zamanların sonrasında yaşayacağımız istikrarlı bir dönem beklentisiyle Ankaralı sanayiciler olarak ekonomi yönetimimize desteğimizin tam olduğunu belirtmek isterim. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın açıkladığı orta vadeli orta vadeli programda yapısal reformlarla destekli makroistikrara yönelik politika hedeflerini görmek bizleri daha da umutlandırıyor” ifadelerini kullandı.