Cumhurbaşkanlığı’nın uzun ve orta vadeli planlar be kalkınma hedefleri arasında yer alan yenilenebilir enerji ve jeotermal enerjinin aktif kullanımı “Sıfır Karbon” hedefleri doğrultusunda birer birer hayata geçiriliyor. Toplam 150 bin dönüm civarında jeotermal ısıtmalı sera potansiyeline sahip olan Türkiye, şu anda 6 bin 600 dönümlük jeotermal ısıtmalı seraya sahip. Bu oranla dünyada 7’inde, Avrupa’da ise 1’inci sırada yer alan Türkiye, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sağladığı proje olanaklarıyla kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’nde de (TDİOSB) jeotermal seracılığı hayata geçiriyor. Yatırımcılara uygun kredilerle jeotermal ısıtmalı sera yapabilme imkânı tanıyan TDİOSB’lerde ortalama 30 bin dönümde potansiyel sera alanı bulunuyor.
EN ÇOK DOMATES ÜRETİLİYOR
Yılın 11 ayında üretimin yapılabildiği jeotermal ısıtmalı seracılığın birçok avantajı bulunuyor. Diğer yakıt türlerine göre avantajlı, yenilenebilir, çevreci ve yerel kaynak olan jeotermal enerjinin üretim maliyetlerinin düşük, güvenilir ve izlenebilir olması, rekabet şansı ve marka değeri vermesi ile modern üretim yapılarak verimin kaliteli bir şekilde artırılması diğer örtü altı seralara göre avantajlı kılıyor. Kurulan seralarda büyük oranda sebze üretimi yapılırken, geriye kalan alanlarda ise meyve ve süs bitkisi üretiliyor. Jeotermal seralarda en fazla üretimi yapılan ürün ise domates.
EGE BÖLGESİ İLK SIRADA
Jeotermal enerji potansiyelinin bölgelere göre dağılımında Ege Bölgesi yüzde 61,64 oranı ile ilk sırada yer alıyor. Sıcaklık ortalamalarının düşük olduğu bölgelerde ise jeotermal kaynaklarla ısıtma maliyetini azaltarak seracılığı cazip hale getiriliyor. Sera uygulamalarının çıktılarına göre, jeotermal enerji ile ısıtılan seralar, sıvı ve gaz yakıtla ısıtılan seralara göre çok daha ekonomik ve verimli sonuç veriyor.