Yetenekli çocukların ardında destek mi yoksa baskı mı?

Her anne-baba, çocuğunun başarılı olmasını ister. Hatta çoğuna göre çocuğu inanılmaz yeteneklidir. Kimi müzik konusunda kimi spor kimi de bilimde bir dehadır! İş böyle olunca ebeveynler, kendi çocukluklarında bulamadıkları imkanları çocuklarına sunmak için ellerinden geleni yapar. Bu sebeple artık günümüzde özellikle şehirde yaşayan çocuklar, haftanın 7 günü de dolu. Hafta içi okul, hafta sonları piyano, tenis, basketbol, yüzme kurslarında vakit geçiriyorlar. Bir yarış atına dönen hayatlarından bu çocuklar memnun mu dersiniz? Bu hafta biz de eğitmenlerin gözünden ebeveyn profillerini dinledik. Çocuklarından bir Messi çıkacağından emin olanlar, kendi hırsını çocuğa empoze edenler, saha kenarında taktik verenler, çocuğunun isteklerini yok sayanlar ve dahası… Gelin, müzisyen Murat Yazıcı, spor eğitmeni Ayten Ertaş ve binicilik antrenörü Furkan Taşkıran’ın anlattıklarına kulak verelim.

HAYALLER MESSİ…

Ayten Ertaş / Beşiktaş Futbol Okulu Esenler Birimi Sorumlusu

Son beş yılda, ülkemizdeki futbol okulları sayısında patlama yaşandı. Çocukların yaş grupları 5-14 yaş arası. Futbol doksanlı yılların başından itibaren astronomik paraların döndüğü bir endüstri haline geldi. Bu yıllardan önce toprak sahalarda top peşinde koşan çocuklarına babalar ve anneler izin vermiyorlardı. Günümüzde ise özellikle ekonomik durumu iyi olmayan aileler, futbolda dönen para pastasından pay alabilmek için çocuklarını kollarından tutup futbol okullarına götürmekteler. Her aile tesise “Oğlum Messi gibi yeteneklidir” sözleriyle geliyor. İleride çok zengin olacaklarına inanıyorlar. Ama ailelerin bilmedikleri binlerce okulun içinde kendi çocuklarından daha yetenekli olanların var olduğu. Yani hayalleri aslanın ağzında artık. Futbolda açık bir gerçek var, zengin ailelerin çocuğundan futbolcu çıkmıyor. Yoksul bölgelerde yaşayanların çocukları daha yetenekli oluyor.

ANNELER DİSİPLİNLİ

Futbol okuluna gelen ailelerin profillerine bakacak olursak; anneler antrenman kaçırmama hem getirip götürme konusunda daha disiplinli. Cumartesi anneler, pazar günleri ise babalarla gelmekteler. Babalar çocuklarının yetenekleri konusunda sabır göstermedikleri gibi, kendilerinin geçmişte daha yetenekli olduklarını iddia ediyorlar. Anneler ise gelişim konusunda daha sabırlılar. Ayrıca boşanmış ailelerde, anneler okula kayıt etme ve getirip götürme olayını üstleniyorlar. Bu durumlarda babalar kayıtsız!

BABA, ANTRENÖR KESİLİYOR!

Başa dönersek, okullara Messi olma hayaliyle gelen ebeveynlerin çoğunun ilk iki üç ayda hüsrana uğradıkları çok oluyor. Bunun yanında ortama alıştıktan 2-3 ay sonra saha kenarından antrenörler- den daha çok çocuklara bağırıp çağıran, taktik veren anne babalar Türk futbolunda büyük sorun!

Yorum yapın